Çikolata

Güncelleme Tarihi:

Çikolata
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2001 00:00



Haberin Devamı

Bu bir Hollywood filmi değil, ama Oscar'a aday. En büyük özelliği, gerçek bir çikolata gibi moral yükselten, insanı gülümseten bir film olması. Başrol oyuncusu, Oscar adayı Juliette Binoche diyor ki: ‘‘Bu çikolata hakkında bir film. Nasıl kötü olabilir ki?!’’

Chocolat, bir hafta sonra belirlenecek Oscar ödüllerinde sınava girecek filmlerden biri. En iyi film, en iyi kadın oyuncu (Juliette Binoche) ve en iyi yardımcı kadın oyuncu (Judi Dench) dallarında...

Film, İngiliz asıllı Fransız yazar Joanne Harris'in aynı adı taşıyan çok satan romanından uyarlanmış. Belki fazla göze çarpmayan bir Avrupa filmi olarak kalabilirmiş, ama filmin tanıtımını yapımcı Miramax şirketinin başkanı Harvey Weinstein bizzat üstlenmiş. Bu adam, düzenlediği Oscar kampanyalarıyla tanınıyor. Yaptığı filmler Oscar ödülü alabilsin diye bütün Amerika'yı doza dumana katıyor. Bundan önce Aşık Shakespeare, İngiliz Hasta, Postacı ve Tanrı'nın Eseri Şeytanın Parçası gibi filmler için de böyle kampanyalar düzenlemiş. Çikolata için de bütün Amerika'da ‘‘bu film hoşgörüyü yücelten eşsiz bir filmdir’’ gibilerinden öyle bir kampanya düzenlemiş ki, hahamlar ve papazlar verdikleri vaazlarda filmi methedip cemaatlerine tavsiye etmişler...

Çikolata filminin şaşırtıcı bir kadrosu var. Filmin yönetmeni Lasse Hallström, bundan önce ‘‘Tanrı'nın Eseri Şeytanın Parçası’’ adlı filmi yöneterek şöhrete kavuşmuştu. Başrollerdeki Juliette Binoche ile Johnny Depp'in yeterince hayranı var. Film, yardımcı oyuncuları bakımından da çok zengin. Kraliçe Victoria rolüyle hatırladığımız Judi Dench ve yönetmenin eşi, ünlü İsveçli yıldız Lena Olin filmin diğer oyuncuları arasında...

JOHNY DEPP

Oscar töreninden nefret ederim

Bir seks sembolü. 17 yıl önce ‘‘Elm Sokağı 17 Numarada Bir Kabus’’ filmiyle başladı. Edward Scissorhands, Ed Wood, Donnie Brasco, Sleepy Hollow gibi filmlerde oynadı. Özel hayatı da pek hareketliydi. Sherilyn Fenn, Jennifer Grey ve Winona Ryder gibi film yıldızlarıyla evlenmeye kalktı, son dakikada evlilik projeleri başarısızlığa uğradı. Model Kate Moss'la aşkı dillere destan oldu.

Sonra bir gün ‘‘Dokuzuncu Kapı’’ filminin çekimi sırasında Paris'de arkadaşlarıyla bir bara gitti. Az sonra bardan içeri Fransız pop ve film yıldızı Vannessa Paradis girdi. Johnny Depp, yalvaryakar bir arkadaşını yollayıp genç kadını bir içki içmeye davet etti. Bugün ikisi Paris'de yaşıyorlar ve Lily-Rose Melody Depp adında bir yaşında bir kızları var.

NİKOTİN KRİZİ TUTTU

Paris'te ve Los Angeles'ta birer lokantası olan Johnny Depp bir Amerikan yıldızı. Ama Amerika'yla ve Hollywood'la arası hiç hoş değil. Bu yıl onun oynadığı iki film Oscar'a aday oldu. Biri ‘‘Çikolata’’, diğeri ise Kübalı eşcinsel yazarın dramını anlatan ‘‘Before Night Falls’’. Ancak Oscar'a aday gösterilen Johnny Depp değil, filmdeki rol arkadaşlarıydı.

Bundan dolayı bir eziklik içinde mi? Bilinmez. Ama Hollywood'la arasının ne kadar soğuk olduğunu şöyle anlatıyor:

‘‘Bir kere beni Oscar ödüllerine çağırdılar. Neil Young'ı sunacaktım. Bir konuşma hazırladım, menajerimle birlikte gittim. Basın kuyruğunda beklerken insanlar yanıma gelip 'Ne giyiyorsun Johnny?' diye soruyorlardı. Armani'nin adını hatırlamadım o anda. 'Hani şu İtalyan adam var ya' demişim. Yerin dibine girmek istiyordum. Çok çok ünlü insanlar gelip 'Ee, ne haber Johnny? Nasılsın?' diye soruyorlardı. Halbuki hiç birini tanımıyordum. Onlar da beni tanımıyorlardı. Ama herkes birbirine ilk ismiyle hitab ediyordu. Korkunçtu. Çıkıp, filmde müziğin önemiyle ilgili konuşmamı okumam gerekiyordu. Oysa kimse benim o saçma konuşmamı dinlemeye gelmemişti. Herkes Neil Young sahneye çıkıp şarkı söylesin diye bekliyordu. Ben de çıkıp iki cümle söyledim, sonra 'İşte karşınızda Neil Young' dedim ve hemen oradan ayrıldım. Sahneden iner inmez, menajerime 'Beni bir nikotin krizi tuttu, çıkalım' dedim. Ama şoförümüz ortada yoktu. Herhalde bir yerlerde sızıp kalmıştı. Baktık, Harrison Ford'un limuzini orada duruyordu. Şoförüne 'Bak daha birbuçuk saat işleri var içeride. En iyisi sen bizi otele bırak, rahat rahat geri dönecek vaktin olur' dedik. Bir bütün olarak düşününce bu Oscar macerası bir felaketti..’’

JULIETTE BINOCHE

Amerikan yıldızı olmak istemedim

Onun tam sinema ekranı için yaratılmış eşsiz bir yüzü var. Gözlerindeki pırıltı, dudaklarındaki tebessüm bir elektrik akımı gibi beyaz perdeden fırlayıp seyircileri tutuşturuyor. İnsan, onun gerçek hayatında da sinemada canlandırdığı rollerdeki gibi aşık olan ve bunun için de sürekli acı çeken trajik bir kadın olduğunu düşünüyor ister istemez.

37 yaşındaki Juliette Binoche'un bir özelliği de, Fransız olduğu halde Amerikan seyircisinin sevdiği bir yıldız olması. Onu bundan önce Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (1988), Köprü Aşıkları (1991), Damaged (1992), Üç Renk: Mavi (1993) ve İngiliz Hasta (1996) adlı filmlerde seyrettik.

Juliette Binoche, İngiliz Hasta filmindeki rolüyle bir Oscar ödülü aldı. Simone Signoret'nin ‘‘Tepedeki Oda’’ filmiyle aldığı Oscar'dan sonra, 37 yıldır ilk kez bir Fransız kadın oyuncu Oscar'a layık görülüyordu.

O sıralarda herkes, Juliette Binoche'un bir Hollywood yıldızı haline dönüşeceğini, şansını Amerikan filmlerinde deneyeceğini düşünüyordu. Ancak bu yolu seçmedi. Hatta ABD'den gelen önerileri sürekli reddetti. Örneğin Steven Spielberg ona Jurassic Park'ta baş kadın oyuncu rolünü teklif ettiğinde bile. Arkasından ‘‘Görevimiz Tehlike’’ filminde Tom Cruise'in rol arkadaşı olması önerildiğinde, onu da geri çevirdi. ‘‘Bu roller, bu filmler bana uymaz’’ derken, büyük ihtimalle haklıydı.

Ancak Juliette Binoche'un İngilizce'yle arası iyi. Ama tiyatroda: İngiltere'de İtalyan yazar Luigi Pirandello'nun ‘‘Naked’’ adlı oyununda haftada 250 sterline sahneye çıktı ve Broadway'de Harold Pinter'ın ‘‘Betrayal’’ adlı oyununda rol aldı.

MUTLU VE BEKAR ANNE

Çikolata filminin İngiltere'deki setinde gazeteciler niçin Amerikan filmlerinde oynamakta çekingen davrandığını öğrenmek için sıkıştırdıklarında ‘‘Benim amacım bir Amerikan yıldızı olmak değil ki!’’ diye cevap verdi. ‘‘Öyle olsaydı, Amerika'ya taşınırdım.’’

Juliette Binoche pek çok Hollywood yıldızının aksine, özel hayatını da gözler önüne sermekten hoşlanmıyor. Bekar ve mutlu bir anne: 7 yaşında bir oğlu, henüz bebek olan bir kızı var. ‘‘Niçin özel hayatınız hakkında konuşmaktan kaçınıyorsunuz?’’ diye sorulduğunda şu cevabı veriyor: ‘‘Ben sinema ve tiyatro aracılığıyla kendimden çok şey veriyorum zaten. Ama kişisel konularda bir röportaj yapmayı kabul ettiğinizde, küçük bir kapı açıyorsunuz. Bir yabancı o kapıdan yatak odanıza giriyor ve siz 'Buyrun, oturun lütfen' diyorsunuz... Hayır, ben mahrem hayatımı ekran aracılığıyla gösteriyorum zaten. Bunu göremeyen birine açıklayamam ki!’’

ÇİKOLATA

Konu: Yıl 1959. Fransa'nın küçük, sakin bir kasabası. Vianne Rocher (Juliette Binoche) küçük kızıyla birlikte kasabaya yerleşir ve kilisenin karşısına bir çikolata dükkanı açar. Herkesin ağzını sulandıran pastalar yapmaktadır. Ancak, bu güzel kadın, kasabadaki tutucular tarafından hoş karşılanmaz. Özellikle muhafazakar asilzade Kont de Reynaud (Alfred Molina) genç kadını bir dişi şeytan gibi görmektedir. Vianne kasaba halkından dostlar edinir. Bunların arasında 70 yaşındaki Armande (Judi Dench), mutsuz kadın Josephine Muscat (Lena Olin) da bulunmaktadır. Vianne, kasabanın dışında yaşayan gezginlerle de dost olur, özellikle de Roux adındaki gençle (Johnny Depp).

Oynayanlar: Juliette Binoche, Johnny Depp, Judi Dench, Lena Olin, Alfred Molina.

Yönetmen: Lasse Hallström.

KOKUSU BİLE BAŞTAN ÇIKARIYOR

Çikolata diş çürütmüyor. Hatta son araştırmalara göre çürümesini bile önlüyor.

ABD'de de Middlesex Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre çikolatanın kokusu bile insanı baştan çıkartıyor. Tadı ise rahatlatıp gevşetiyor. Beynin mutluluk verici endorfin salgılamasına sebep oluyor.

Çikolata, beyin gibi bedeni de gevşetip rahatlatıyor. İçindeki feniletilamin adlı bileşim endorfin gibi bedene mutluluk veriyor. Yani insan bedeni, çikolata yediğinde olumlu reaksiyonlar gösteriyor...

Fazlası uyutuyor. Bir oturuşta bir kilo çikolatayı bitirenlerdenseniz, bir tür uyuşturucu bağımlısısınız demektir. Çünkü bu miktarda çikolatanın içindeki maddeler, insanda marihuana içmiş gibi bir etki yapıyor.

Çok besleyici. İçinde magnezyum, demir ve kalsiyum var.

Harvard Üniversitesi'nde 8 bin erkek üzerinde yapılan bir araştırmada çikolatanın ömrü en az 1 yıl uzattığı ortaya çıkmış...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!