Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün akşam Sözcü TV’de kongreden genel başkanlık adaylığına, seçim sonuçlarından değişim çağrılarına soruları özetle şöyle yanıtladı:
PİŞMANLIĞIM YOK
“(Adaylık sürecine ilişkin bir pişmanlığınız var mı?) Pişmanlığım olmadı, yapılan her şey doğruydu, benim açımdan. Dolayısıyla herhangi bir pişmanlık söz konusu değil. Türk siyasetinde önemli bir aşamayı katederek farklı kesimleri bir araya getirdik, bu tarihimizde bir ilktir. İktidarda yapacaklarımıza ilişkin mutabakat metni hazırladık, yeteri kadar anlattık mı, tartışılabilir.
BEKLEDİĞİMİZ GİBİ OLMADI
Kazanacağımıza inanıyorduk, anketler de bunu söylüyordu ama beklediğimiz gibi olmadı. Üzüldük bundan. (İstifa tartışmaları) CHP’yi iyi tanımak lazım, sıradan bir parti değil, lider partisi de değil. O akşam liderlerle, kurmaylarımla oturup konuştuk. Toplumda bir talep var, eleştirileri aldık, değerlendirdik, kurultay kararı aldık. Düşüncem, kongrenin yerel seçimlerden önce olup bitmesi, genel başkan seçimi de dahil.
KIRSALDA KAYBETTİK
Evet kazanamadık ama bu sonuç bizim umutsuz olmamamızı sağladı. Niye kaybettik diye araştırdık, bir, iki en fazla üç sandığın olduğu kırsalda benimle Erdoğan’ın aldığı oy arasında 3 milyon fark var. Buralardan beklediğimiz oyu alamadık, fark buradan kaynaklanıyor. Bu başarı mı başarısızlık mı? Evet kazanamadık ama bunu ağır bir yenilgi olarak toplumun önüne koymak yanlış. (CHP ne zaman iktidar olacak?) Bu bir yarıştır. Çıtayı yükselttik. Toplumdaki kutuplaşmayı büyük ölçüde törpüledik, yan yana gelmeyen kesimler kucaklaştı. (Değişim tartışmaları) CHP kişi eksenli bir parti değildir, kurumsal kimliği vardır. Kurultayla değişimin önünü açtık.
DELEGELER KARAR VERECEK
Aday olup olmamamın hiç önemi yok. Ben çıkıp da adayım demem. Bugüne kadar hiç demedim. Partinin delegeleri kimin seçileceğine karar verecek. Herkes gelip aday olabilir. Şu andaki delegelerle kurultayı yapsaydım, Kılıçdaroğlu’nun delegeleri denebilirdi ama kurultay kararı aldım. Gitsinler çalışsınlar, bir yarış olur, yarış içinde de biri kazanır. (Muharrem İnce aday oldu ama seçilemedi) Delege sıradan birini genel başkan olarak seçmez. Ben aday oldum, bana oy ver, öyle bir kural da geçerli değil, CHP yüz yıllık partidir, gelenekleri olan bir partidir. Değişim olsun deniyor. Yetkili kurullarımızda gözle görülür değişiklikler yaptık, vay bu değişim yetersiz. Evet yetersiz, arkasından kurultay kararı aldık.
ÇAĞRISI GAYET GÜZEL
(İmamoğlu’nun değişim talebi) Gayet güzel bir çağrı, değişim çağrısı. (Açıklamadan haberiniz var mıydı?) Bilmiyordum ama bir değişim talebi olabilir tabi. Aday olabilir. Ben akılcı düşünüyorum. Erdoğan ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ dedi. Ya niye İstanbul’u veriyoruz. Ben İstanbul sorununun çözülmesini isterim, benim birinci önceliğim o. İstanbul bir başka Türkiye demek. Ben niye genel başkanlığa adaysın demem.”
MECLİS’TE GRUP KURMALARINI İSTİYORUM
Sonuçta bizler iki büyükşehir belediye başkanımız da cumhurbaşkanı yardımcısı olarak sisteme katıldılar. Mitinglere katıldılar. Çalışmalar yürüdü. Onlar olmasaydı biz kaybetseydik dediğinizin haklı gerekçesi olabilirdi. Siz neden aday oldunuz diye bana soruyorsunuz. Ben hiçbir zaman ben adayım demedim. Alt yapı şöyle oluştu, bir yıldır 6 lider çalışıyor, biz bir yıldır birbirimizi tanıyoruz. İçimizden birisi olsun dendi. Hiçbir zaman arkadaşlarımı ne reddettim ne bunlar yapamaz dedim. Masanın iradesine her zaman saygı gösterdim. Milletvekilleri verdik, onlar da biz de çalıştık. Ben onların parlamentoda grup kurmalarını istiyorum. Seçildikten sonra genel başkanlara telefon ettim, arzu ederlerse kendi partilerinin isimleri okunsun yemin töreninde, partimizden ayrılabilirler diye. Oyumuzu kaybetmedik, bir parça arttı ama yeterli mi hayır yeterli değil.”
TÜZÜKTEN RAHATSIZIM
Tüzükten ben de rahatsızım. Önceki tüzük kurultayında aktif-pasif üye ayrımı yapılsın dedim. Milletvekilini, aidat ödeyip partisine sahip çıkan aktif üyeler seçsin dedim. Kurultay bunu reddetti. O nedenle ön seçim her zaman sağlıklı olmuyor. Bakıyorsunuz, il başkanı bütün akrabalarını üye kaydetmiş, onun dediğinin dışında birinin çıkması mümkün değil.
DERİN HÜZÜN HİSSETTİM
(28 Mayıs akşamı) Çok geç saatte eve gittim. Ailemin üzüntüsünü gözlerinden okudum tabi. Akrabalarımız da vardı, aynı acıyı orada da gördüm. Sıradan bir olay değil verdiğiniz mücadele sıradan bir mücadele değil ve bireysel bir mücadele değil. Milyonlarca insanın umut bağladığı bir olayı gerçekleştirmek üzere yola çıktık ama işte sonuçta kazanamadık. Bu bir ülke, gelecek meselesi. Kim uyuyabilir? O derin hüznü hissediyorsunuz zaten konuşmuyorsunuz. Onu belli bir şey içinde atlatıyorsunuz. Bir sınav verdik ama bu sınavda arzu ettiğimiz başarıyı elde edemedik.