Güncelleme Tarihi:
Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, 11'i tutuklu 24 sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada sanıkların kimlik tespitinin ardından savunmaları alındı.
Tutuklu sanıklardan Cudi Cumhur Yurdakul, bilgisayar yazılım uzmanı olduğunu belirterek, "İstanbul Kartal'da ikamet ederken 2016 yılı Aralık ayında internet sitesinden bana ulaşan önceden tanımadığım Cengiz Samur'un teklifi üzerine Bursa'ya giderek, Cengiz Samur, Mehmet Aydın ve Fatih Aydın adlı kişiler ile Çiftlik Bank olarak bilinen şirkette yazılım geliştirici olarak çalışma konusunda görüştüm. Sözleşme ile şirketin Bursa'daki iş yerinde 15 Mayıs 2017 tarihine kadar çalıştım. Kimseden para almadım. Kimseyi de bu oluşuma para yatırması konusunda yönlendirmedim. Örgüt yöneticisi veya üyesi değilim." dedi.
Yurdakul, 2017 yılı Kasım ayından itibaren yönetici olarak bilinen Mehmet Aydın ve eşi Sıla Aydın ile birkaç kişinin çok fazla kişisel harcama yapmalarından rahatsız olduğunu savunarak, "Bu konudaki şikayet ve endişelerimi de kendilerine bildirmiştim. 2017 yılında resmi kurumlar bilgi ve belge toplamaya başlayınca ben bu konuda bütün yardımımı yaptım. Gerekli olan belgeleri de verdim. Başlangıçta Çiftlik Bank'a ait söz konusu yazılımı oluşturan kişi ben değilim." diye konuştu.
Tutuklu sanık Koray Hasgül de Uludağ Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü'nde öğrenciyken 2017 yılının Haziran ayında Çiftlikbank'ta çalışan bir arkadaşının önerisi üzerine Ataşehir'deki iş yerinde müşteri hizmetleri görevlisi olarak çalışmaya başladığını anlatarak, "Ben kimseyi dolandırmadım, internet sitesine veya diğer sitelere oyuna katılma konusunda ilan vermedim. Kimseyi oyuna katılmaları için ikna etmedim. 9 aydır tutukluyum. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum." ifadelerini kullandı.
Kırmızı bültenle aranırken Bulgaristan'da yakalanarak Türkiye'ye iade edilen tutuklu sanık Düzgün Genç ise 2017 yılında Çiftlik Bank'taki işine tutuklu sanık Cudi Cumhur Yurdakul'un referansı ile yardımcısı olarak başladığını ifade ederek, "Ben söz konusu oluşuma para yatırarak katılmadım. Kimseye katılması konusunda tavsiyem ve önerim olmadı. Bu nedenle atılı suçlamaları kabul etmiyorum." dedi.
MEHMET AYDIN’IN KARDEŞİ ÇİFTLİKTEN HAYVAN ÇALDI
İnegöl’deki çiftlikte bir süre müdürlük yaptığını söyleyen Umeyr Karakoç, sistemin kurucusu Mehmet Aydın’ın kardeşi Fatih Aydın’ın çiftlikten büyükbaş hayvan çaldığını ortaya çıkardığını ancak olayın üstünün örtüldüğünü söyledi.
Tutuklu sanık Umeyr Karakoç da suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, şunları anlattı:
"İstanbul’da ikamet ediyorum fakat Orhan Gül isimli olmasına rağmen Can Feza adıyla tanınan rap şarkıları söyleyen kişinin 2016 yılı başlarında menajerliğini yapmaya başladım. Orhan Gül bu arada Mehmet Aydın ile tanışmış. Mehmet Aydın ile 81 ülkede konser verme konusunda anlaşmış. Mehmet Aydın da rap şarkıları söylemeye çalışan birisiydi. Bu şekilde ben de Mehmet Aydın ile tanışmış oldum. 2017 yılı Mart ayında 15-20 gün kadar İnegöl şubesindeki hayvanların bulunduğu çiftlikte müdür olarak çalıştım. Bu dönemde Mehmet Aydın'ın abisi Fatih Aydın'ın İnegöl'deki çiftlikten büyükbaş hayvan çaldıklarını fark ettim ve ortaya çıkardım. Ben şirkette yöneticilik yapmadım, dolandırıcılık yapmadım, örgüt üyesi de değilim. Ben sadece Mehmet Aydın'ın hoşlandığı şarkıcı grubu, yazar grubu ve medya ile ilişkilerim iyi olduğu için Aydın ile biraz yakındım."
Sanık Cafer Çolak ise Çiftlik Bank'ta 2017 yılında 3 bin lira maaşla çalışmaya başladığını belirterek, "Çalışmaya başladıktan 3 ay sonra Mehmet Aydın'ın yakın koruması olarak çalıştım. Ben 2017 yılı içerisinde toplam 160 bin lira para yatırdım. Bu parayı borç almıştım. Yatırdığım paradan 130 bin lirasını geri alabildim. 30 bin liram hala Çiftlik Bank olarak bilinen kuruluştadır, alabilmiş değilim. Bu yüzden Mehmet Aydın'dan ben de şikayetçiyim." diye konuştu.
Söz verilen diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmediklerini söyledi.
Sanık avukatları da dosyada tutuklu bulunan müvekkilleri hakkında tahliye kararı verilmesini istedi.
Tahliye taleplerine ilişkin görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Harun Veli Koçali, sanıklar Hakkı Cangül, Faruk Cangül ve Düzgün Genç'in üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimali bulunduğu gerekçesiyle, adli kontrol tedbirleri kapsamında tahliye edilmelerini, 8 sanığın ise tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, 11 tutuklu sanığın bu hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 13 Mayıs'a erteledi.
SANIKLARA REKOR HAPİS İSTEMİ
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 11'i tutuklu, 7'si firari toplam 48 kişi şüpheli, 3 bin 762 kişi de müşteki olarak yer alırken, şüphelilerden 18'inin örgüt yöneticisi, 23'ünün örgüt üyesi ve 7'sinin de örgüte yardım eden konumunda olduğu belirtiliyor.
Aralarında firari Mehmet Aydın'ın da bulunduğu 18 örgüt yöneticisi hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme" suçundan ikişer yıldan altışar yıla, "bilişim sistemlerini araç olarak kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık" suçundan 3 bin 762 kez üçer yıldan onar yıla, "ticari şirketlerin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" suçundan yine 3 bin 762 kez üçer yıldan onar yıla, "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" suçundan da altışar yıldan on dörder yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İddianamede, bu kapsamda 18 örgüt yöneticisinin 22 bin 580 yıldan 75 bin 260 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, 23 sanığın da "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" suçlarından dörder yıldan onar yıla kadar, 7 sanık hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" suçlarından dörder yıldan onar yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.