Çifte vatandaÅŸlık, vatan hainliÄŸi midir?
Güncelleme Tarihi:
Bu soruyu sormanın zamanı çoktan geldi. Çünkü milyonlarca kişiyi ilgilendiriyor. Avrupa’da yaşayan, orada doğmuş, ya da bir şekilde yerleşerek vatandaşlığını almış olanlardan söz edeceğim.
Türkiye’de, ‘Çifte vatandaş’ olanlara ‘şüpheli’ gözle bakılıyor. Bu bakış öylesine etkin ki, Avrupa’da ‘çifte vatandaşlık’ almayı ‘reddeden’ ve de bu hareketi ‘düşmanca’ bulan bir zihniyet mevcut… ‘Türklüğümden vazgeçmem’ diyenler de var. Sanki Türk vatandaşlığını bu zatın elinden alan varmış gibi…
Ä°NGÄ°LÄ°Z VATANDAÅžI MEHMET, ABD VATANDAÅžI MERVE
Hatırlarsınız…
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hükümet üyesi olduğu ilk günlerde, neredeyse ‘vatan haini’ olmakla suçlanmıştı. Aynı zamanda İngiliz vatandaşı olan Mehmet Şimşek, hatırladığım kadarıyla bu vatandaşlığını iade etti de, kendi halkının hışmından kurtuldu.
Aynı şekilde, Kemal Derviş için de, ‘heyecanlı’ ve de ‘vatansever’ halkım, hop oturdu, hop kalktı. ABD vatandaşı mı, Alman vatandaşı mı, yoksa İsviçre vatandaşı mı diye meşguliyetini hat safhada sürdürdü.
Bu çok ‘önemli’ konu, halkımı uzun süre meşgul etti. Kemal Derviş, ‘sadece Türk vatandaşı olduğunu’ söyledi ama, yine de halkımın ‘hain ilan etme’ arzularını fazla dizginleyemedi.
Merve Kavakçı olayı hala hafızalarda…
Başörtüsüyle TBMM’ye girmesini engellemek için, cebindeki ‘ikinci pasaporta’ taktılar.
Sanki ülkesine ‘hainlik ve de ihanet’ etmiş gibi…
Merve Kavakçı’nın milletvekilliğine son vermek için, ‘çifte vatandaşlığını’ kullandılar ama, milyonlarca insanı rencide ettiler.
ŞÜPHELİ VE ŞAİBELİ
Çünkü ‘resmi olarak’ Türk makamları, çifte vatandaşlığı ‘teşvik’ ediyor. Yurt dışında yaşayanların bulundukları ülke vatandaşlığını alabilmeleri için ‘cesaretlendirici’ bir politika uygulanıyor. Hatta, Almanya, Avusturya gibi ‘çifte vatandaşlığı’ tanımayan ülkelerde yaşayanlara, bu ülkelerin vatandaşlığını alabilmeleri için ‘mavi kart’ uygulaması yapılıyor.
Bu işin ‘resmi’ yanı…
Ama uygulamaya bakarsanız, çifte vatandaş olanlara ‘şüpheli’ gözle bakılıyor. Vatandaşlığını aldıkları ülkelerin menfaatine ‘gizlice çalışan’ kişi gibi algılanıyor.
Halbuki, bulundukları ülke vatandaşlığını alan Türkiyeliler, o ülkelerin ‘birinci sınıf’ vatandaşı oluyor ve her türlü karar alma mekanizması içinde yer alabilme hakkı elde ediyorlar.
Aynı zamanda Türk vatandaşı olanlar, vatandaÅŸlığı elde ettikleri zaman, meclis ya daÂhükümet içinde görev yapabiliyorlar. Bakan, milletvekili olabiliyorlar.
Örnekler çok…
TÜRK ASKERİ BELÇİKALI BAKAN
Önce bir vaka anlatayım…
Belçika’nın uzun bir süreden beri ‘Devlet Bakanlarından’ biri Emir Kır…
Kır aynı zamanda Türk vatandaşı…
Emir Kır’a, ‘askerlik görevi’ için geçtiğimiz yıllarda ‘askerlik celbi’ geldi.
Düşünebiliyor musunuz?
Belçika’da ‘hükümet’ içinde görev yapacaksınız ve ‘Bakanlık’ görevini yürüteceksiniz.
Ama ülkeniz, ‘Gel bakalım sen askerlik yapmamışsın. Al eline tüfeği ve vatan için savaşmayı öğren’ diyecek…
Ya da Almanya, Belçika, Avusturya, İsviçre ya da İsveç gibi ülkelerde ‘milletvekili’ olanlar için aynı şekilde ‘askerlik’ yapılması yönünde uygulama dayatılacak.
Bu insanlar, eğer bulundukları ülkelerde yaptıkları ‘üst düzey’ görevleri sürdürürken, Türkiye’de askerlik yaparlarsa, zaten bu ülkelerde var olan ‘yabancı düşmanlığı’ ve bu düşmanlığı körükleyen zihniyet, ‘bizim insanlarımızı’ nasıl topa tutar siz düşünün…
Belçika Milletvekili olan çifte vatandaşlı bir şahıs, Burdur’da ‘kısa dönem’ askerlik yapmıştı da, Belçika ‘hop oturup, hop kalkmıştı’… Konu, Belçika basınının manşetini süslemişti.
Belirli konuma gelmiş şahıslara ‘askerlikten muafiyet’ getirilirse, ne kaybederiz?
SUÇLU GİBİ...
Türkiye’de ‘çifte vatandaşlık’ hakkı kabulleniliyor ve hatta ‘teşvik’ ediliyor ama, çifte vatandaşlığa yönelik bir ‘politika’ oluşturulmuyor. Çifte vatandaşlara yönelik ‘olumsuz’ bakış, her an hissediliyor.
TBMM’de ‘çifte vatandaş olan birkaç milletvekili var. Onlar da, bu durumlarını saklıyor ve hatta, suçlu gibi ‘sus pus’ oturuyorlar. Batı Trakya kökenli ve aynı zamanda Yunan vatandaşı olan milletvekilimiz gibi…
Allah aşkınıza söyleyin…
Çifte vatandaşlık, vatan hainliği midir?