Güncelleme Tarihi:
Banyoya sığmayıp Türkiye'yi temizlemeye soyunan Ünilever Pazarlama Müdürü Esra Tarhan.
Ev kadınları bilir, Cif, Ünilever'in ev temizliğinde kullanılan bir ürünüdür. Yani alt tarafı deterjan. Ama bir süredir, üst tarafı da deterjan. Çünkü ürünün televizyon reklamlarında kullanılan ‘‘cif adam’’ları, cisme bürünüp çizgi olmaktan çıktıkları gibi banyodan da çıktılar ve tüm Türkiye'yi temizlemeye koyuldular. 1997 yılında İstanbul'dan yola çıkan Cif Treni'ne doluşan bu adamlar, İzmit'ten Ankara'ya, Denizli'den Diyarbakır'a çeşitli kentlere uğrayıp, halkın şaşkın bakışları altında heykelleri, sokakları, parkları ha gayret temizlediler. Şu günlerde ise Topkapı Sarayı'nı temizlemekle meşguller. Bu projede kullanılan, elbette tarihi eser temizliğine özel ürünler, ama yine de işlemi uzmanlar eşliğinde Cif Adamlar yapıyor. Onların, bütün bu işleri yaptıran, deyim yerindeyse bir anneleri var: Ürünün bir ‘‘kişiliği, ruhu’’ olduğunu iddia eden, Cif'i de ‘‘yardımsever, düşünceli’’ bir insan yerine koyan, Ünilever Ev Temizlik Ürünleri Pazarlama Müdürü Esra Tarhan.
Aslında diplomat olmak istiyordu. Çünkü ‘‘uluslararası’’ bir kişi olacağı, neredeyse doğduğunda yazılmıştı alnına. İlkokulu Türkiye'de bitirdikten sonra İsviçre'ye yatılı okumaya gönderildi. 10 yaşından itibaren dünyanın çeşitli ülkelerinden insanlar içinde oldu, en yakın iki arkadaşından biri Alman, biri İspanyol'du. 14 yaşındayken Charles Dickens'ın romanlarını kendi dilinden okuyordu. Hep Türkiye'yi temsil eden konumdaydı. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler'i seçmesi de geçirdiği bu ilkgençlik yıllarının sonucuydu. Ayrıca politik senaryolar yaratmak, dengeler, satranç oyunu gibi hoşuna gidiyordu.
Ama ne olduysa üniversitenin son sınıfında oldu. O yıllarda yükselen bir eğilim vardı. İzlediği filmlerin de etkisiyle birden ‘‘working woman’’ olmaya heveslendi. Birkaç seçenek arasında Ünilever'de karar kılması da bilinçli bir seçimdi; çokuluslu ve patronsuz bir şirketti Ünilever. Nitekim, sonra baktı ki, yaptığı iş de politika gibi; karşılıklı hamlelerle dolu, rakiplerle satranç oynuyor!
Önce ürün müdürü asistanı, sonra ürün müdürü, ürün grup müdürü ve üç yıl önce de Ev Temizlik Ürünleri Pazarlama Müdürü oldu. Son dört-beş yılını 20 kere daha yaşayabileceğini söylüyor. Tamam 'working woman' oldu; ama hiçbir zaman elinde çanta, rap rap yürüyen, ciddi, sıfır özel hayatlı biri olmadı. İçinde bir ateş olduğunu, toplantılarda da söyleyeceğini heyecanla söylediğini, yani hissederek çalıştığını anlatıyor. ‘‘Mesela bu tren yolculukları bana çok şey kattı. İnsanlarla ilişki, gördüğüm yerler, öğrendiklerim, hepsi yaptığım işi besliyor’’ diyor.
İŞİ ANNESİNDEN KAPTI!
Peki, ev temizliği işine profesyonel olarak ‘‘bulaşmış’’ biri olarak, evdeki temizlikle arası nasıldı? ‘‘Doğrusu pek yoktu. Tabii elime hiç bez değmedi diyemem, ama oturup da başımı bağlayıp temizliğe girişmedim. Ama annem çok titiz olduğu için, ben bu işe başlamadan temizliğin sesini, rengini öğrenmiştim. Sonradan bunlar çok işime yaradı.’’
Yaradı ama birgün geldi, mutfaklar, banyolar Esra Tarhan'a dar gelmeye başladı. Kalkıp Türkiye'yi temizlemeye karar verdi. Nasıl? Ürünleri önüme koydum. Cif süper bir kişilik. Sonuçta bir deterjan ama enteresan hale gelebilir. Dedim ki, biz bu ürünü şehir şehir dolaştıralım, her şehirde bir ana mekanı temizleyelim, etrafa da mesaj vermiş olalım. Cif Treni Projesi doğdu.’’ Aynı şey Topkapı Sarayı'ndan başlayarak tarihi mekanların temizlenmesi projesinde de gerçekleşti. ‘‘Herhangi bir temizlik ürününden çıkıp daha ağırlıklı, derin, olgun bir kişilik oldu Cif. Mesela artık geleceğinizi düşünüyor.’’ Yani ruhu zenginleşti! Tabii bu arada satışlar da farketti. Türkiye genelinde yüzde 25, bazı yerlerde yüzde elliye vardı satışlar.
KİM BU CİF ADAMLAR?
Temizlik şirketlerinden seçiliyor. Cif adam olmak, sabahtan akşama kadar güneşin altında temizlik yapmak kolay değil. Sayı sürekli değişiyor ama on kişilik bir ana kadro var. Bir de ayrıca patenli gençler. Paten fikri de, Cif Adam'ın temizlik yaparken sürekli kaymasından çıkmış. Cif Adamlar, Türkiye'nin çeşitli yerlerini gezip etrafı temizlerken, patenli gençler de yerel festivallerde, sokaklarda gösteriler yaparak kampanyayı zenginleştirmişler. Bu arada Anadolu'dan gelmiş Cif Adamlar'a patenle kaymayı öğretmişler.
Hedef, temiz şehirler!
Cif, İPRA'dan ilk ödülünü Temizlik Treni Projesi'yle aldı.
Tren 1997-98 yıllarında 65 il ve ilçeye uğradı. İstanbul ve İzmir'de şehir hatları vapurlarını, vapur iskelelerini, boğaz köprüsü gişelerini, stadları, Anadolu'da cadde ve sokakları, önemli anıtları, okulları, parkları, otobüs terminallerini, tarihi mekanları temizledi.
Cif Karavanı, 52 gün boyunca 6500 kilometre yol katetti. 35 il ve ilçeyi gezerek temizlenmedik köşe bırakmadı.
Tüm aktiviteler için 4 bin 800 adet Cif Likid Jel, bin 920 adet Cif Krem, 2 bin 424 adet Cif Üniversal ve 120 adet Cif Kireç Sökücü kullanıldı. Bunların toplamı sekiz tondan fazla ediyor.
Cif'in sponsorluğunda ve Green Active PR tarafından projelendirilen Topkapı Sarayı Dış Taş ve Mermer Yüzeyleri Restorasyonu ve Konservasyonu çalışması, geçtiğimiz nisanda başladı.
Temizlik Kültür Bakanlığı'nın katkısı ve İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Müdürlüğü'nün denetiminde 15 kişilik uzman bir ekiple yapılıyor.
Temizlik kağıt hamuru ve kimyasal pasta ile yapılıyor. Dış etkenler ve taş hastalığı nedeniyle dökülen taşlara ise doldurma yöntemi uygulanacak.
Temizlik çalışmaları sırasında büyük bir raslantı sonucu, 18. yüzyıldan kalma kalem işleri gün ışığına çıkarıldı.
Bu proje de İPRA'nın Dünya Altın Ödülü ile ödüllendirildi.