Güncelleme Tarihi:
ABD Oregon’da Portland Üniversitesi Kampüsü’nde 2001’de öğrenci Catherine Johnson’ı öldürmekle suçlanan Deniz Aydıner adlı Türk’ün yakalanma şekli tartışma konusu oldu. Vizesi dolduğu için Türkiye’de olan Deniz, “Vizeni uzattık, ABD’ye gelebilirsin” tuzağıyla ülkeye geri çağrılıp tutuklandı. Şimdi ABD mahkemesinde yargılanıyor. Bakan Cemil Çiçek’in ise olayın duyulması üzerine o dönem, Amerikan Adalet Bakanı’na mektup yazarak “Türk gencinin devlet hilesi ile yakalanmasının uluslararası hukuk ihlali olduğunu” söylediği ortaya çıktı.
‘Interpol’ün bilgisi yok’
Vatan Gazetesi'nden Kadir Ecevit Özoğlu'nun haberine göre, Çiçek mektubunda Türkiye’de bulunduğu sırada hakkında tutuklama kararı verilen Aydıner’e sıradışı bir şekilde vize çıkarıldığına dikkat çekerek, “Deniz Aydıner, ABD’den ayrılmadan önce Catherine Johnson’ın ölümü ile ilgili araştırma için gönüllü olarak DNA örneği sağlamıştır. Tutuklanmasının öncesinde de Mart 2003’te ABD’ye girişi engellenmiş ve Seattle Havaalanı’ndan geri çevrilmiştir. Tutuklamanın ardından Bölge Polis Şefi Vekili Norman Frink medyaya konuşmuş, Aydıner’in tutuklanmasıyla ilgili karar çıktığını ve tutuklamanın Türk hükümeti ve Interpol’ün bilgisi dışında gerçekleştiği açık bir şekilde kabul edilmiştir. Eğer bir kişi suçla itham ediliyorsa o kişiye vize verilemez. Tüm bu işlemler kanuna aykırıdır. Ayrıca Aydıner, Oregon yasalarına göre suçlanacaksa ölüm cezasıyla da karşı karşıya kalacak. Bu konuyla yakından ilgilenmenizi rica ediyorum” dedi.
‘Haber versek kaçardı’
ABD Adalet Bakanı Yardımcısı Alice Fisher ise Çiçek’in mektubuna karşılık gönderdiği yazılı açıklamada ülkesini şöyle savundu: “Kişinin ülkeye giriş izni yasa uygulaması menfaatine hizmet ediyorsa, tutuklama niyetini belirtmek tabi ki ters tepebilir. Gerçekte iki ülkede de yasa uygulayan memurlar, tutuklama niyetinde olduklarını karşı tarafın bilgisine sunarlarsa hemen hemen hiçbir tutuklama olayı gerçekleştirilemez. Sizi temin ederim ki, Aydıner’in avukatı kuvvetli bir savunma hazırladı ve şimdiden yasa prosedürlerine itiraz etti.”
Nasıl tuzağa düştü?
2001’de Portland Üniversitesi Müzik Bölümü öğrencisi Catherine Johnson, yurt odasında tecavüz edilerek öldürülmüş olarak bulundu. Polis öğrencilerden 400’ünün DNA örneğini aldı. Bunlar arasında Türk genci Deniz Aydıner de vardı. 1,5 yıl sonra Deniz’in kan örneğinin cinayet mahallindeki DNA ile uyduğu belirlendi. ABD makamları peşine düştü. Türk genci ise bu sırada okulu çoktan bırakmış, aynı okuldan ABD’li bir kızla evlenmiş ve Portland’da bir hayat kurmuştu.
Bu zarfı sakın açma
Deniz, Mart 2003’te bir arkadaşının düğününe katılmak ve ailesini görmek için Türkiye’ye geldi. ABD’ye dönüşünde ise öğrenci vizesinin artık geçerli olmadığı belirtilerek Seattle Havaalanı’ndan geri çevrildi. Ayrıca 3-10 yıl arası ABD’ye girişi de yasaklandı. Deniz vize almak için Türkiye’de uğraşırken, eşi de ABD’li senatörlerle konuşup vize için yardım istiyordu. Ama ne olduysa oldu ve gence ABD kapıları bir anda açıldı. Aynı günlerde Amerikan Büyükelçiliği’nden aranan Deniz, hemen Ankara’ya gitti. Büyükelçilikte, eline bir zarf tutuşturulup “Bu zarfı sakın açma, ABD’ye girişte gümrüğe vereceksin” dediler. Deniz o zarfla Portland’a uçtu. Halbuki zarfta tutuklama emri bulunuyordu. Ve 16 Ocak 2004’te ABD’ye adım attığı havaalanında gözaltına alınıp tutuklandı.
‘Hakimiyet hakkını ortadan kaldıran uygulama’
İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu ise Cemil Çiçek’in konunun üzerine fazla gitmediği görüşünde: “Adalet Bakanlığı’nın görevlendirdiği bir avukat da Deniz’in duruşmasında bulunabilirdi ama bunu yapmadılar. Ağır bir ceza yemesin diye avukatları da Deniz Aydıner’i pazarlığa zorladı. ABD’lilerin yaptığı, hakimiyet hakkını da ortadan kaldıran bir uygulama oldu. Türkiye’de bulunan Deniz’i kandırarak Amerika’da tutukladılar. Anayasamıza göre bir Türk vatandaşı suç sebebiyle başka bir ülkeye verilemez.”
EŞİ Pam: Bİrbİrimİze destek oluyoruz
Deniz Aydıner’in ABD’li eşi Pamela Betz ise, yargılanan kocasının en büyük destekçisi. Pamela şöyle diyor: “Deniz’in durumu umduğumuzdan daha iyi. Cezaevinde yeni arkadaşlar edindi. Müslüman arkadaşlarına da destek oluyor. Günlerini dua ederek, çalışarak, okuyarak, spor yaparak geçiriyor. Her hafta cumartesi ya da pazar ziyaret etmeye çalışıyorum. Programımız elverdiğince telefonla konuşuyoruz. Birbirimize en iyi şekilde destek oluyoruz.”
Pazarlıkla 37 yıla çarptırıldı
Denİz Aydıner, 10 Şubat 2006’da Oregon’da görülen davasında savcı ve hakimle yapılan pazarlık sonucu jüriye çıkmadan 37 yıl hapse çarptırıldı. Avukatı Stephen Houze şöyle konuştu: “DNA, gerçekliği çok fazla bir kanıt. Deniz mahkemeye çıktığında DNA yüzde 99.9 kabul görecekti. Suçun Müslüman bir genç tarafından, daha önce kimseyle beraber olmadığı bilinen Hristiyan bir kıza karşı işlenmesi de idam kararında etkili olabilirdi. Bu koşullar altında Deniz idam ya da şartlı salıverme hakkı olmayan ömür boyu hapis alacağı için pazarlığa oturuldu” dedi. Deniz ise suçunu hiçbir zaman kabul etmedi. Gencin ailesi 23 Mart 2007’de Oregon Yüksek Mahkemesi’ne temyiz için başvurdu. Deniz’in “vize tuzağı” ve “devlet hilesi” ile tutuklandığını savunan avukatlar, bir üst mahkemenin olumlu karar vermesi halinde, müvekkillerinin Türkiye’de yargılanmasının önünün açılacağını belirtiyor.