Çiçek: Tüm dokunulmazlığı kaldıralım

Güncelleme Tarihi:

Çiçek: Tüm dokunulmazlığı kaldıralım
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 29, 2004 00:00

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, dokunulmazlık konusunun Türkiye'nin gündeminden düşmediÄŸini belirterek, ''Dokunulmazlık zaman zaman yaÄŸmur bulutu gibi Türkiye'nin gündemine gelir, Ankara'nın üzerinde koyulaşır, sonra birden kayboluverir. Sonra lazım olduÄŸu zaman da tekrar gelir'' dedi. Çiçek, dokunulmazlıklara, Avrupa BirliÄŸi ülkelerindeki kadar hak tanınmasını istedi. Çiçek, makamında, AA muhabirinin gündeme iliÅŸkin sorularını yanıtladı.      Anayasa'da yargıyla ilgili deÄŸiÅŸiklikler konusunda CHP ile beraberliÄŸi saÄŸlamalarının mümkün görülmediÄŸini anlatan Adalet Bakanı Çiçek, bu konuda bir çalışmalarının bulunmadığını, ancak CHP'nin TBMM tarafından Anayasa Mahkemesi'ne belli sayıda üye seçmesine karşı çıktığını kaydetti.      ANAYASA MAHKEMESÄ°'NE ÃœYE SEÇİMÄ°  Çiçek, ''Ola ki benim partim bu iÅŸe 'evet' diyebilir. Ben de evetten yanayım. Bu siyasetçiyi peÅŸin hükümlü bir yere oturtmaktan kaynaklanıyor. BaÅŸkaları seçerse çok adil, isabetli seçer, parlamento yok canım... 'Parlamento bugüne kadar neyi iyi seçti ki'... Parlamentoyu kötülemek gibi bir noktadan hareket ediliyor. hiç kimse parlamentodan daha üstün deÄŸildir'' diye konuÅŸtu.     Åžu an Sayıştay üyelerinin tamamını Parlamento'nun seçtiÄŸini anımsatan Çiçek, ''Bugün Sayıştay diÄŸer devlet kurumlarından daha az mı saygın bir kurum siyasetçiler seçti diye... Sayıştay üyeleri siyasetçinin oyuncağı mı? Bunlar son derece sathi yaklaşımlardır. Ben onları kabul etmem'' dedi.      ''AB'DE NE VARSA ANAYASA'YA KOYALIM''      ''Etik falan diyorlar, ama Avrupa'da bundan farklı mı? Almanya Anayasa Mahkemesi'nin tamamını parlamento seçiyor'' diyen Çiçek, ÅŸunları kaydetti:     ''Biz, herhalde yeteri kadar bilgi sahibi olmadan, belli hükümleri koyup geçiyoruz. Bütün bu deÄŸiÅŸiklikleri AB adına yapmıyor muyuz? O zaman gelin, şöyle yapalım:     CHP veya baÅŸkalarıyla, AB ülkelerinde ne varsa, onu Anayasa'ya koyarız. Bunda gocunacak, çekinecek ne var? Mesela, konuÅŸmalarda var, Adalet Bakanı kurul baÅŸkanı olur mu? Sanki bu bize mahsus bir ÅŸey, Avrupa'da hiç yok.  "GENÄ°Åž KAPSAMLI ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPABÄ°LÄ°RÄ°Z" Bugün Avrupa'da hakimlerini halkın seçtiÄŸi eyaletler var, ülkeler var. Halk seçiyor, belediye baÅŸkanı seçer gibi, bazılarını parlamento seçiyor, bazılarında yürütme organı seçiyor, doÄŸrudan doÄŸruya. Bazıları bizimki gibi. Onun için 'ÅŸu ÅŸuna aykırıdır, bu buna aykırıdır demek yerine, bizim ÅŸartlarımıza ÅŸu daha uygundur' demek, doÄŸrudur. Öbürü bilgisizlik sonucu söylenen bir ÅŸeydir.     Bu ülkede devletin, milletin birliÄŸini temsil eden CumhurbaÅŸkanı'nı parlamento seçiyor, savaÅŸ kararını parlamento veriyor. Vergi koyma, kaldırma, en hayatı kararları parlamento alıyor.  Öbür iÅŸe gelince, parlamento seçmesin. Niye? Siyasallaşır... Bunu söyleyenlerin kafasında baÅŸka bir siyasetin olmadığını kim iddia edebilir? Bu kadar önemli bir konu genel geçer laflarla geçiÅŸtirilemez. Çok geniÅŸ kapsamlı bir Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini biz yapabiliriz. Ama bu 10 maddeyle onu irtibatlandırdığımız takdirde, korkarım ki zaman epey geç olur AB açısından.''      CHP'NÄ°N DOKUNULMAZLIK KOÅžULU      Çiçek, CHP'nin dokunulmazlıklar konusu Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi teklifi içerisine konulmazsa teklifi desteklemeyecekleri yönündeki haberlerin anımsatılması üzerine, şöyle konuÅŸtu:      ''Dokunulmazlık konusu zaman zaman yaÄŸmur bulutu gibi Türkiye'nin gündemine gelir, Ankara'nın üzerinde koyulaşır, sonra birden kayboluverir. Sonra lazım olduÄŸu zaman da tekrar gelir.      Dokunulmazlıklar konusunun gündeme gelmesi, yolsuzluklarla ilgilidir. Yani siyasetçiler yolsuzluk yapıyor, bunu da dokunulmazlık zırhının arkasına saklanarak yapıyor. Bu zırh ortadan kalkarsa, bu iÅŸler de olmaz gibi... Yine ayak üstü aklımıza gelen bir çözümün sonucu olarak iÅŸi bu noktaya getiriyoruz.''     SÄ°YASETÇİNÄ°N VE BÃœROKRATIN DOKUNULMAZLIÄžI YolsuzluÄŸun ''Siyasetçi, bürokrat ve iÅŸadamı ayağı'' bulunduÄŸunu belirten Çiçek, ''Siz sadece siyasetçinin dokunulmazlığını kaldırır da bürokrasininkini bırakırsanız, bundan beklenen maksat hasıl olmaz'' dedi.      Yargılamada dokunulmazlığın bir ayrıcalık olduÄŸunu, belli sıfatları taşıyanların düz vatandaÅŸa nazaran farklı soruÅŸturma usullerine tabi tutulduklarını anlatan Çiçek, şöyle devam etti:      ''Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini AB ile baÄŸlantılı olarak yapmıyor muyuz? O zaman komisyonumuzu kurarız, deriz ki, AB ülkelerinde bu ayrıcalıklar hangi noktaya kadarsa gelin yasama içide aynı ayrıcalıkları tanıyalım, fazlasını kaldıralım. Yürütme için de, baÅŸkaları için de bu ayrıcalıkların fazlasını kaldıralım.  Siz ÅŸimdi Anayasa'nın 83 ile, 100. maddesi ile ilgili düzenleme yapacaksınız, 129'u bırakacaksınız? Niye? Yani valinin gözü, benden daha mı kara? MüsteÅŸarın gözü benden daha mı ak? Yani ya da ülkenin tüm hırsızları, yolsuzluk yapanları siyasete atılıyor da en dürüst, en faziletli insanları bürokrasi de mi kalıyor? Böylesine peÅŸin hükümler üzerine yasal düzenleme yapılabilir mi?''      ''YARGILANMIYOR, YARGILANIYOR GÄ°BÄ° YAPILIYOR''      ''Ama ülkede valiler, bürokratlar bir ÅŸekilde yargılanıyor'' denilmesi üzerine Çiçek, şöyle konuÅŸtu:      ''Yargılanmıyor, yargılanıyor gibi yapılıyor. Münferit bir iki olaya bakılarak, bu iÅŸlerlerde Türkiye'de yargılama yapılıyor diyorsanız, olmadı. Sıkıntı oradan buraya geldi. Öbür türlü düşünüyorsanız, 3 Kasım seçimlerinde geçen dönem hakkında hangi iddiası olanlar varsa, hepsinin dokunulmazlığı da kalmadı. Ne oldu? 17-18 ay oldu. Bu meselenin üzerinde slogan bazında duruluyor.''       Çiçek, demokrasinin dengeler rejimi olduÄŸunu belirterek, ''Yasama, yürütme, yargıdan ikisini belli bir yerde tutup, üçüncünün ayağının biri koparıldığı zaman popülist bir politika olarak bugün 'helal olsun' dedirtirsiniz, ama 3 gün sonra bunun sıkıntısını hep beraber çekeriz'' diye konuÅŸtu.       ''HERKESÄ°N ÅžU ZIRHINI KALDIRALIM''      Adalet Bakanı Çiçek, şöyle devam etti:      ''83 ile 100'le sıkıntısı olmayan bir kiÅŸi olarak, ben her tür düzenlemeye varım, ama herkes belli ayrıcalıklarından vazgeçmeli.  Bununla neyi kastediyorum? EsenboÄŸa Havalimanı'na gidin, VIP salonundan istifade edebileceklerin listesine bakın. Dünyanın neresinde bu kadar ayrıcalıklı adam var. Herkesin uçaÄŸa biniÅŸi bile ayrıcalıklı. Filanca tarihte 1 gün görev yapmış. Bir gün... Bir hafta, bir sene... Ömür boyu VIP hizmetinden istifade edecek, eÅŸiyle çocuÄŸuyla...  "KÄ°M SUÇ Ä°ÅžLÄ°YORSA YARGILANSIN" Bu kadar ayrıcalıklı bir demokraside, sanki bütün ayrıcalık milletvekilinde. Benim rahatsız olduÄŸum nokta ÅŸurasıdır, milletvekilinin yargılanmasına taraftar olmadığımdan deÄŸil... Kim suç iÅŸliyorsa yargılansın. Ama milletvekiline daha baÅŸtan 'bunlar hırsızlık yapar, potansiyel hırsız, potansiyel yolsuzluk yapacak insanlar' olarak görmekten rahatsızım. Onun için herkesin ÅŸu zırhını bir kaldıralım, altından ne çıkacak. Ä°ÅŸ o noktaya gelince hiç buna yanaÅŸmayacak.      Åžimdi diyeceksiniz ki, hükümetsiniz, kaldırın bu ayrıcalığı... Bu iÅŸin beylik lafıdır. Bak bakalım, birinin nasırına basınca nasıl gürültü patırdı çıkıyor. O kadar da kolay deÄŸil, siyasetçi de fedai deÄŸil. UzlaÅŸarak, anlaÅŸarak bir toplumsal talep halinde bunları kaldırmaya çalışıyoruz. Avrupa ülkelerinde böylesine ayrıcalıklı bir uçaÄŸa biniÅŸ var mı, yok mu? Gelin hepsinin ÅŸu fazla ayrıcalıklarını kaldıralım. Olması gereken yere indirelim. CHP buna varsa, ben ÅŸimdi, beÅŸ dakika sonra bu çalışmaya katılmaya hazırım.''       METÄ°N KAPLAN'IN Ä°ADESÄ°      Almanya İçiÅŸleri Bakanı Otto Schilly'nin Mayıs ayı içinde Ankara'ya geleceÄŸini bildiren Çiçek, Metin Kaplan'ın iadesi konusunda talebin ve tarafların aynı olduÄŸunu söyledi. ''Batı cephesinde deÄŸiÅŸen yeni bir ÅŸey yok'' diyen Çiçek, Kaplan'ın iadesini her defasında talep ettiklerini, görüşmelerde de dile getirdiklerini kaydetti. Çiçek, ''Bir ÅŸeyi 10 defa, 20 defa söylemekte de fayda yok. Her defasında söylediÄŸimizde bize deÄŸiÅŸik gerekçeler söylenmiÅŸtir. Bu gerekçelerin hiçbiri de bugün varit deÄŸildir'' dedi.      Türk Ceza Kanunu'nun temel, hak ve özgürlüklerle doÄŸrudan alakalı ve toplumun her kesimini ilgilendiren bir kanun olduÄŸunu belirten Çiçek, bu nedenle tasarının bir an önce yasalaÅŸması için acele etmediklerini söyledi.          Ä°MAM HATÄ°PLER-MESLEK LÄ°SELERİ     YÖK Yasa Taslağı'nı iliÅŸkin bir soru üzerine Çiçek, ''Her konuyu böyle eksik bir tarafından tutup, gündeme getirdiÄŸimiz için bu tür tartışmalar oluyor'' dedi.      Ä°mam hatip liselerinin meslek liselerine oranının yüzde 8 olduÄŸunu ifade eden Çiçek, ÅŸunları kaydetti:      ''Yüzde 8 adına yüzde 92'yi kurban etmemiz yazık olur. Türkiye'de diplomalı iÅŸsizlerden geçilmiyor. Türkiye mesleksizler toplumu haline geliyor. Genç bir nüfusu var, ama meslek liseleriyle ilgili doÄŸru dürüst bir düzenleme yapılamadığı için, aklımızda hep imam-hatip var.  Yüzde 92 ne yapar, ne eder, geleceÄŸi ne olur, kimsenin bununla ilgili kalem oynattığı yok. Türkiye varsa, yoksa imam hatipler konusuna taktı kafayı. Böyle olunca yüzde 92 ile ilgili bir toplumsal problem, eÄŸitim problemi var. Türkiye'nin gelecek problemi var. Kimse bunun üzerinde kafa yormuyor. Åžimdi sabahtan akÅŸama bakanlığın koridorlarında askerliÄŸini yapmış lise mezunu insanlar dolaşıyor. Peki lise mezunu ne bilir, Kızılırmak'ın uzunluÄŸunu bilir, Türkiye'nin komÅŸularını sayar, ama bu ekmek parası kazanmaya yetmez.''      Türkiye'nin meslek okulları ''tu kaka'' yapıldığı için, imam hatipler üzerinden böyle bir problemle karşı karşıya kaldığını anlatan Çiçek, konuyu imam hatipler ile meslek liselerini ayırarak konuÅŸmak gerektiÄŸine iÅŸaret etti.      GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde geliÅŸmeyi temin eden en önemli eÄŸitim unsurunun meslek liseleri olduÄŸunu belirten Çiçek, ''O konuyu imam hatiple iliÅŸkilendirerek deÄŸerlendirmek yanlış olur. Ben bunu hep söylüyorum, ama yine de herkes bu irtibatı kurmaya devam ediyor. Zaten kör dövüş de buradan çıkıyor'' dedi.       ÖZLÃœK HAKLARI      Bir soru üzerine Çiçek, adalet hizmetleri tazminatından tüm adalet personelinin yararlandırılması istemine itirazı olmadığını söyledi.      Bu konunun üzerinde durduklarını, alt komisyonun çalışmasını bitirmediÄŸini belirten Çiçek, iÅŸin parasal boyutunun bulunduÄŸunu, gelecek hafta sonuca varılabileceÄŸini kaydetti.      Çiçek, ''Türkiye'nin sıkıntısı, kamuda çalışanların her birinin ayrı bir yerde, ayrı bir formatta, ayrı bir bankamatikten para alıyor olmaları'' ÅŸeklinde konuÅŸtu.          ANAYASA ŞİKAYET YOLU     Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi önerisinde bazı koÅŸullarda Anayasal ÅŸikayet yolunun açılmasının öngörüldüğü anımsatılıp bu konuya iliÅŸkin görüşlerinin sorulması üzerine Çiçek, ÅŸunları söyledi:      ''Biraz tartışılması, incelenmesi lazım. Bunun kamuya takdimi çok usulüne uygun olmadı. Ben Adalet Bakanıyım, böyle bir Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinden haberim olmadı. Gazetelerden okudum. Tartışma ÅŸu noktaya geldi. Yüksek mahkemelerin verdikleri kararların bir de Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmesi. O zaman hangi mahkeme daha üstün ya da en üstün gibi bir sakat tartışma ortamına doÄŸru gidilir. Bu neviden tartışmalar bence yargıya zarar verir.  "YARGIDA BÃœTÃœNLÃœK YOK" Zaten yargıda bütünlük yok, altı parça. Böylesine parçalı bir yargı fotoÄŸrafı içine hangi mahkeme daha büyük, hangi mahkeme daha prestijli gibi hiç de hukuki olmayan ve hukuka yakışmayan bir tartışma ortamında bunu götürürsek, korkarım yargıya daha büyük zarar veririz. Yargı çok su alacak bir hamurdur. Çok tartışma yapılması lazım.''     Adalet Bakanı Cemil Çiçek, tepkilere dayalı bir Anayasal düzenleme yapmanın doÄŸru olmayacağını, Yargıtay'ın yargı ile ilgili Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi çalışmasının da önemli olduÄŸunu, sırası geldiÄŸinde bunlardan istifade edilebileceÄŸini söyledi. Çiçek, ''Ama, mahkemeleri bir prestij yarışına sokmamak lazım'' dedi."KIBRIS RUM TARAFI BÄ°RARADA YAÅžAMAYI Ä°STEMÄ°YOR"Kıbrıs'ta yapılan referandumun ardından yaÅŸanan geliÅŸmelere iliÅŸkin bir soru üzerine, Çiçek, Kıbrıs konusunda Türkiye ve KKTC'nin elinden geleni yaptığını, uluslararası camianın desteklediÄŸi bir plana''evet'' demekle onlarla birlikte hareket etme iradesini ve kararlılığını açıkça ortaya koyduÄŸunu vurguladı.     Türkiye'nin 30 yılın ardından ilk defa böyle bir inisiyatifi ele geçirdiÄŸini, Türkiye ve KKTC'nin ve Türk tarafının geçen bu 30 yıl içerisinde çözümden yana olduÄŸunu ifade eden Çiçek, şöyle konuÅŸtu:     ''Ama ne sebeple olursa olsun bu kanaatini, niyetini, çabasını dış dünyaya anlatmakta müşkülat çekmiÅŸtir. Sanki 30 yıldır bu iÅŸin çözülmemesinin sorumlusu Türk tarafı gösterilmiÅŸtir. Ä°lk defa 24 Nisan'da yapılan referandum, bunun böyle olmadığını, aslında iki toplumun birarada yaÅŸamasını engelleyen tarafın bu taraf deÄŸil, Rum tarafı olduÄŸunu artık hafızalardan silinmeyecek tarzda bütün dünyaya ilan etmiÅŸtir.     Çözümsüzlüğün faturası Türk tarafına çıkınca BM ve baÅŸkaca uluslararası kuruluÅŸlar KKTC'yi tanımadığı gibi buradaki Türk toplumunu da adeta yok farz ederek ambargo koymuÅŸ adeta KKTC, Türk tarafı Kıbrıs'ta bir açık cezaevi haline gelmiÅŸtir. Dışarıyla irtibatı yok, Türkiye üzerinden faaliyetlerini sürdürebilir.     Åžimdi uluslararası camiayla birlikte hareket etmiÅŸ olmanın, irade koymuÅŸ olmanın tabii sonucu olarak kendisine karşı konulmuÅŸ bu ambargoların, yasakların, kısıtlamaların kaldırılmasını istemektedir.''     Türkiye'nin yapmaya çalıştığının bu yasakların ortadan kaldırılması olduÄŸunu, bu yönde açılımlar bulunduÄŸunu kaydeden Çiçek, ''Referandum öncesinde vaatler var. Hem Türkiye Cumhuriyeti olarak, hem KKTC ve Türk tarafı olarak o konuda biz üzerimize düşeni yaptığımıza göre, samimiyetimizi de tereddütsüz açıkça ispatladığımıza göre ÅŸimdi referandum öncesi söz veren uluslararası camianın ve devletlerin bu noktadaki samimiyetini ve çabalarını görmek istiyoruz''dedi.     "KENDÄ°MÄ°ZÄ° BAÄžLAYICI BEYANLARDA BULUNMAMALIYIZ"Referandumun sonucuna raÄŸmen AB'nin Türkiye'nin önüne yeni bazı ÅŸartlar getirip getirmeyeceÄŸine iliÅŸkin bir soru üzerine de Çiçek, ÅŸunları kaydetti:     ''Bu konu 30 yıllık, daha öncesi de var ama 1974'ten beri bir konu. Türkiye bir inisiyatifi ele geçirmiÅŸ ve bu inisiyatifi iki taraflı olarak KKTC ve Türkiye, hem soydaÅŸlarımız ve hem de Türkiye'nin menfaatine kullanmak istemektedir. Bunu en iyi ÅŸekilde deÄŸerlendirmek istiyoruz. Onun için alışılagelmiÅŸ ayak üstü, gerçekleri bütünü ile görmeden ortaya çıkacak ihtimalleri deÄŸerlendirmeden kendimize baÄŸlayacak, ayağımızı baÄŸlayacak, manevra imkanımızı ortadan kaldıracak beyanlardan biz mümkün olduÄŸu kadar kaçınıyoruz.      Bizim gönlümüz eskiden beri orada ayrı bir devletin kurulmasıydı. Kuruldu da bizden baÅŸka tanıyan olmadı. Niye tanınmadı? Bize taalluk eden kusurlar var, baÅŸkaca faktörler var.     Dış politikamızı biz gerçekçi, akılcı ve soÄŸukkanlı bir zeminde deÄŸerlendirme ve böyle bir zemin üzerine bu politikayı oturtmaya çalışıyoruz. Onun için hemen anket cevaplandırır gibi biz 'tanıyacağız, tanımayacağız' tarzındaki bir baÄŸlayıcı beyanda bulunmak, bu süreçte elde edeceÄŸimiz faydayı büyük ölçüde sınırlar.''      ''DEP KARARINA AVRUPA'NIN DA SAYGI DUYMASI LAZIM''    Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin Türkiye'nin ''denetimden'' çıkarılmasına iliÅŸkin raporun görüşmesini DEP Davası'nı gerekçe gösterip ertelemesine iliÅŸkin soru üzerine de Çiçek, Türkiye'deki Anayasa'da dahil ceza ve hukuk yargılama usullerinin hepsinin Batı'dan alındığını kaydetti.     ''Kararı beÄŸeniriz beÄŸenmeyiz, hoÅŸumuza gider ya da gitmez. Bağımsız bir yargı organı tarafından verilmiÅŸ olan karardır'' diyen Bakan Çiçek, ''AB baÄŸlamında meseleyi düşünüyorsak, AB'de hukukun temel kuralları mahkeme kararına saygıyı gerektirir. Bizim de bu kararı kabul etsek de etmesek de saygı duymamız gerekir. Bağımsız bir yargı organı tarafından verilen bir karara herkesin saygı duyması lazım. Avrupa'nın da netice itibariyle saygı duyması lazım'' diye konuÅŸtu.     "ONLARINKÄ° MAHKEME DE BÄ°ZÄ°MKÄ° DEĞİL MÄ°?" Türkiye'nin Avrupa'dan bazı ÅŸahısların iadesini istediÄŸinde hep ''Yargı bağımsızlığı var, mahkemeler var, birÅŸey diyemeyiz'' ÅŸeklinde gerekçe ileri sürdüklerini anımsatan Çiçek, ''Bize göre bunlar teröristtir. Onlarınki mahkeme de bizimki mahkeme deÄŸil mi? Meseleye bu açıdan baktığınızda kimsenin bu verilen karara birÅŸey söylemesi mümkün deÄŸil'' dedi.     Tartışmanın bu davaların önemli bir kısmının siyasi nitelik taşımasından kaynaklandığını ifade eden Çiçek, suçun olduÄŸunu, ancak siyasi niteliÄŸinin de bulunduÄŸunu söyledi. Çiçek, ''Terör suçu, organize suç... DiÄŸer taraftan da bu davaların siyasi yönü var. Siyaseten tartışılan bir kısım yanları var. Bu ikisi içiçe girince sıkıntı meydana geliyor. Åžu an Avrupa'nın tartıştığı yönü de belki iÅŸin bu siyasi yönüdür. Mahkeme kararını vermiÅŸtir o noktada yapılacak bir ÅŸey yok, henüz kesinleÅŸmemiÅŸtir. Yargıtay'a gelecektir. Yargıtay konuyu deÄŸerlendirecek, belki bu mahkemenin bulamadığı çözümü Yargıtay bulabilir'' dedi.      ''TERÖR SUÇLULARI DA TAHLÄ°YE EDÄ°LECEK DEMEKTÄ°R''      Cemil Çiçek, CHP'nin infaz sisteminin deÄŸiÅŸtirilmesine iliÅŸkin önerisini de deÄŸerlendirdi. CHP'nin önerisinin ayrıntısını bilmediÄŸini ifade eden Çiçek, ÅŸu görüşlere yer verdi:     ''Ä°nfaz sistemiyle ilgili o zaman şöyle bir durum ortaya çıkacaktır. KiÅŸiye mahsus özel bir kanun çıkaramayacağımıza göre, af olabilir. Bu ayrı... Bu af deÄŸil, infaz sistemi ile ilgili yeni bir düzenleme. O zaman sadece bahse konu kiÅŸiler deÄŸil, diÄŸer terör hükümlüleri de istifade edecek.      O zaman CHP'nin iki ay önce seçim öncesi söylediÄŸi iddiası ile çeliÅŸir duruma düşer. Topluma Kazandırma Yasası çıkarttık. Belli ÅŸartları yerine getirmek kaydıyla teröristleri toplumu kazandırmayı amaçladık.     Bahse konu kiÅŸiler (kapatılan DEP'in eski milletvekilleri) belki bugün bu tartışma olmayacaktı.     "CHP'NÄ°N TUTURSIZLIÄžI"CHP getireceÄŸi yeni düzenleme ile bu anlamda diÄŸer adli suçlular gibi terör suçluları, DGM'lerden hüküm giymiÅŸ olanların da infazlarını o seviyeye düşürmek istiyorlarsa, o zaman diÄŸer terör suçluları tahliye edilecek demektir.     CHP bize o zaman 'Bak terörle mücadele edeceÄŸiz diyorsunuz Kuzey Irak'tan Türkiye'ye getirmeye uÄŸraşıyorsunuz, onları getirmediÄŸiniz gibi cezaevlerindekileri serbest bırakıyorsunuz' diyordu. Bunu polemik konusu olsun diye deÄŸil, 2 ay önceki itirazlar ile bugün basına yansıyan beyanları arasındaki tutarsızlığı ortaya koymak istiyorum. Türkiye'deki infaz sistemini alt üst ederler. Biz infazı düşürmek deÄŸil, -adli suçlarla ilgili bundan sonra suç iÅŸleyenler için cezaların caydırıcılığı kalmadığı diye itiraz var- bunun yükseltilmesinden yanayız.     Avrupa'da birçok ülkede, alınan cezanın üçte ikisi çekildikten sonra ÅŸartla tahliye ediliyor. Bizde adam 5 gün ceza almış ise 2 gün yatıyor. Bu da kamu vicdanını rahatsız ediyor. Günümüzün anlayışına uygun görmüyorum. Ama olumlu yanı varsa deÄŸerlendiririz, peÅŸin hükmümüz yok.''      ''CHP, UZLAÅžMA KOMÄ°SYONU'NA ÃœYE VERMÄ°YOR''      GeniÅŸ kapsamlı bir Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi, yargı bağımsızlığı, dokunulmazlıklar ve CHP'nin son Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi teklifine destek verip vermeyeceÄŸine iliÅŸkin bir soruyu yanıtlayan Çiçek, daha geniş  çaplı bir anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸine ihtiyaç olduÄŸunu, bunun daha önce UzlaÅŸma Komisyonu yoluyla yapıldığını anımsattı.      CHP'nin bu komisyona üye vermediÄŸini kaydeden Çiçek, şöyle devam etti:      ''Åžimdi söylediÄŸiniz anlamda çok kapsamlı anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini bugünkü ÅŸartlarda gerçekleÅŸtirme ÅŸansımız yok. 10 maddelik deÄŸiÅŸiklik, doÄŸrudan doÄŸruya AB ile baÄŸlantılıdır. Ä°lerleme raporu Haziran'dan itibaren yazılacak. Eylül, Ekim ayında bitecek, Aralık ayına da geliyoruz.     SöylediÄŸiniz konuların tamamını düzenlemeye çalışırsak ola ki anlaÅŸamadığımız noktalar olur, o takdirde referandum gündeme gelecek. Bu da 3 aydan önce yapılamaz. Türkiye'nin zamanı yok. 2004, AB açısından fevkalade önemli bir yıldır. Bunu CHP'nin de önemsediÄŸi kanaatimdeyim. Bugüne kadar yapılan deÄŸiÅŸikliklerde CHP hep olumlu katkı saÄŸladı. Bundan dolayı CHP'ye teÅŸekkür ettim, bir defa daha ediyorum.     CHP'DEN DESTEK ÃœMÄ°DÄ°Sayın Baykal'ın bu geçtiÄŸimiz süreçte çok pozitif katkıları olmuÅŸtur. Bazılarını onların katkısı olmasaydı belki süratli de yapamazdık.      AB, iktidar konusu, hükümet konusu deÄŸil, hepimizin konusudur. Bu deÄŸiÅŸiklik ise partiye göre olan deÄŸiÅŸiklikler deÄŸil herkesin ben de buna katılıyorum diyeceÄŸi deÄŸiÅŸiklikler. Ben bu konudaki iyimserliÄŸimi koruyorum, CHP destek verir ümidini taşıyorum. Vermemesi için ben ÅŸahsen sebep görmüyorum.     Dokunulmazlık konusu AB'nin öncelikli talebi olarak önümüzde yok. Ama bunlar öncelikli konular.      UzlaÅŸma Komisyonu'nu çalıştıralım. Derhal geri kalan konuları bunun ardından mutabakata vardığımız ölçüde ayrı bir paket olarak getirebiliriz. Buna katkı saÄŸlamak ötekine engel teÅŸkil etmiyor, ötekiyle ilgili çalışma baÅŸlatmamız bu pakete engel deÄŸil... Ä°stenirseyarın sabah o konuda yeni çalışma baÅŸlatabiliriz.     Ama bazı konularda CHP ile zannediyorum zaman zaman farklı düşünmeimkanı var. Bunda yok. Kadın-erkek eÅŸitliÄŸi, DGM'nin kaldırılmasına CHP taraftar deÄŸilim mi diyecek. GeçmiÅŸteki yaklaşımları, sosyal demokrat bir fikrin partisi olması nedeniyle hepsine 'evet' diyecek bir parti. Ben öyle görüyorum.'' Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!