Güncelleme Tarihi:
Milliyet Gazetesi’nden Fikret Bila’ya açıklamalar yapan Çiçek önemli değerlendirmelerde bulundu.
İşte o yazı:
Meclis Başkanı Çiçek, ‘Ulusal mutabakat’ ile ilgili eleştirileri “Çağrıda dile getirdiğim hükümete dönük bir eksiklik veya eleştiri mahiyetinde değil; siyasi partilerin ortak taleplerini ifade etmektir” diye yanıtladı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in yaptığı “ulusal mutabakat” çağrısını muhalefet, cumhurbaşkanı adaylığına hazırlık olarak değerlendirdi.
TBMM Başkanı Çiçek, cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir çıkış yapmış olabilir mi?
Dün Çiçek’in havasını yokladım. 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde benzeri sorulara verdiği bir yanıtla karşılaştım:
“Ben özel hayatımda çok dolmuşa bindim ama siyasi hayatımda dolmuşa binmem.”
Meclis Başkanı, bu konuda “dolduruşa gelmem” mesajı veriyor.
“Son” gibi
Meclis Başkanı, siyasette neden ileriye dönük hesap yapmadığını yaşam felsefesiyle özetliyor:
“Ben yaşadığım günü son günüm, seçildiğim dönemi son dönemim, yaptığım görevi son görevim diye düşünürüm ve öyle çalışırım. Bu benim hayat felsefem.”
Konuşan Cemil Çiçek’ti
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “Şehit ailelerine ikinci iş imkânı veren hüküm de dahil olmak üzere 30 maddelik bir kanun geçti, Sayın Meclis Başkanı yurtdışında mıydı?” sözleri ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “usul ve içerikte sıkıntı var” şeklindeki ifadesini Meclis Başkanı Çiçek nasıl karşılıyor?
Meclis Başkanı, Arınç veya Çelik’le bir polemik yaratmak eğiliminde değil.
Arınç’ın önceki gün sarf ettiği “muhtıra” kavramına dün açıklık getirdiğini, mutabakat çağrısının özüne ise karşı çıkmadığını düşünüyor. Aynı düşüncesi Hüseyin Çelik’in “keşke”si için de geçerli.
Yaklaşımı şöyle:
“Meclis Başkanı olarak değil, vatandaş Cemil Çiçek olarak konuştuğumu kahvaltıya katılan gazetecilere de söylemiştim. Meclis Başkanı olarak bir girişim yapsam o zaman partilerle, grup başkan vekilleriyle görüşürdüm. Ama ben Cemil Çiçek olarak bu çağrıyı yaptım.”
Arınç ve Çelik’in, hükümetleri döneminde şehit aileleri ve gazilerin olanaklarını artıran, terörle mücadelede güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını karşılayan uygulamaları örnek vererek, Çiçek’in çağrısında yer alan bu iki hususu eleştirmelerine karşı Çiçek’in değerlendirmesi ise şöyle:
“Ben Terörle Mücadele Kurulu’nun başkanlığını yaptım. Her toplantıya mutlaka Maliye Bakanı’nı da davet ederdim. Maliye Bakanı’yla terörle mücadelenin ne alakası var denilebilir? Ben özellikle davet ederdim ki güvenlik güçlerimizin, askerin bir talebi var mı? Varsa karşılansın. Nitekim her toplantıda komutanlar teşekkür etmişlerdir. Bu icraatı bilmeyen biri değilim. Benim çağrıda dile getirdiğim hükümete dönük bir eksiklik veya eleştiri mahiyetinde değil; siyasi partilerin ortak taleplerini ifade etmektir.”