Çiçeği burnunda bir eleştirmen

Güncelleme Tarihi:

Çiçeği burnunda bir eleştirmen
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2002 00:00

Birkaç sayfa ötedeki komşum Ali Atıf Bir'in televizyon reklamlarıyla ilgili eleştirilerini keyifle okurum. Atıf Hoca da bu eleştiri işini çok sevmiş olacak ki hızını alamayıp geçen haftaki cuma ekinde kitap, film ve tiyatro eleştirilerine de başlayıvermiş. Ümit Ünal''ın ‘‘9’’ adlı filmini, Ozanser Uğurlu'nun ‘‘Kadınlar’’ adlı kitabını ve Ferhan Şensoy'un ‘‘Biri Bizi dikizliyor’’ oyununu tezgáhına yatırıp ince-kıyım doğramış. Yakında futbol, resim, yemek ya da moda üstüne yazacağı eleştirileri merakla bekliyorum.Ben, binlerce metre çizgi film yaptım, birkaç yüz reklam filmi çektim. Lütfü Akad, Yılmaz Güney, Aydın Arakon gibi sinema ustalarına film öyküleri ve senaryolar yazdım. Hatta zıpırlık zamanlarımda 5-6 filmde bile oynadım. Ama film eleştirisi yapmak aklımdan geçmez.En az 5-10 bin kitap okumuşumdur. 5-10 tane de yazmışımdır. Ama bir kitabı eleştirme gücünü kendimde göremem.Fakat alçakgönüllülükle tiyatrodan bir miktar anladığımı söyleyebilirim. 1958 yılından beri tiyatrodan hiç kopmadım. Konservatuvarlarda 12 yıl öğretmenlik yaptım. 20'ye yakın oyun yazıp yönettim. Bunlardan Huysuz İhtiyar, Kuvayı Milliye, Bir Garip Orhan Veli yıllardır oynuyor.Atıf Hoca'nın hocalığı hangi konuda bilmiyorum. Ama tiyatro hocası olmadığı kesin. En azından ‘‘gala’’ ile ‘‘prömiyer’’i karıştırmazdı. Ferhan Şensoy gala yapmaz. Gala sözcüğü bedava ekabir gecesi niyetine kullanılır. Prömiyer de bildiğiniz gibi ilk oyun demektir. İlk oyunda dil sürçer, tekler, keşküller... Dekorda kapılar açılmaz, duvar dekorunun oyuncuların üstüne yıkıldığı olur, takma sakallar düşer, elbiselerin teyelle tutturulmuş kenarlarının açılıp oyuncuyu cıbıl bıraktığı bile vardır.Ama 20-30 provadan sonra seyirci karşısına çıkan oyunun tadı ve heyecanı bambaşkadır. Yine de ilk oyun, hoşgörü ve saygıyla karşılanır.Atıf Hoca, Ferhan Şensoy'un sahnedeki görünümünü sağlıksız bulup üzülmüş. Demek ki Ferhan makyajını iyi yapmamış. Ama Ferhan Şensoy üstüne laf ufalarken 5 dakika düşünmek gerekir. Yıllar yılı soluksuz yazan, sahneleyen, oynayan ve bir tiyatroyu ayakta tutabilen dünyada acep kaç Molyer vardır? 52 yıllık gazetecilikten sonra ‘‘gazetecilik dili’’ üzerine de bir söz etmek isterim.Atıf Hoca, sinema eleştirisine şu cümleyle başlamış:‘‘Geçen hafta hem senaryosu Ümit Ünal tarafından yazılan hem de yine Ünal tarafından yönetilen 9'u izledim.’’Belki de yazar, bir dil üslubu arıyordur. Ama gazete dili telgraf çeker gibi kısa ve net olmalıdır. Örnek:‘‘Geçen hafta Ümit Ünal'ın senaryosunu yazıp yönettiği '9' filmini izledim.’’Kusura bakma hocam, eleştirmenleri de eleştirirler arada bir.BİR DON KİŞOTBir kere denediğim için bilirim, bir tiyatro kurup onu sürdürmek ve yönetmek normal bir insanın kendine yapacağı en büyük zulümdür. Ama tiyatrocular herhalde normal insan sınıfına girmedikleri için bin yıllardır inatla bu işi sürdürüyorlar.İşte bunlardan biri de Hadi Çaman... Tiyatroya başlayalı 40, kendi tiyatrosunu kuralı da 20 yıl olmuş.20. yılını kutlamak için Çaman'a gönderdiği mektupta Haldun Dormen,‘‘...Senin nelerle karşı karşıya olduğunu kendi yaşamımdan biliyorum.’’ 'Tanrı yardımcın olsun' demekten başka ne söylenebilir ki?''Yıldız Kenter ise,‘‘...İnsanı insana sevdireceğim diye hababam yeldeğirmenleriyle boğuşan bir Don Kişot... Don Kişot'ları seviyorum, nice nice yıllara diyorum’’ diye yazmış. Ben de,‘‘20 yıl haa, vay canına!.. 20 yıl Gırgır'ı çıkarmaktan daha zor bir iş’’ diyorum.Hadi Çaman'ın Yeditepe Oyuncuları, her dönemin hit komedisi olan İ. Refik Ahmet Nuri'nin HİSSE-İ ŞAYİA'sını oynuyorlar.Hisse-i Şayia, ayrılmış bir anne ile baba arasında bölüşülemeyen güzeller güzeli bir kız evladın perişanlığını anlatan bir Osmanlı güldürüsü. Oyunda Füsun Erbulak ve Suna Keskin de oynuyor.Bir başka oyun, Hadi Çaman'ın tek başına oynadığı stand-up'a inat sitdown bir komedi. Yani tam bayramlık oyunlar. Tel: (0212) 224 14 39
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!