Cansu ÇAMLIBEL
Oluşturulma Tarihi: Nisan 18, 2010 00:00
CIA’e bağlı açık istihbaratın merkezi olan Open Source Center (OSC), Türkiye’yi sarsan Ergenekon soruşturmasıyla ilgili 22 sayfalık bir rapor hazırladı. 19 Mart tarihli raporda, Haziran 2007’de Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan el bombalarıyla başlayan Ergenekon süreci tüm ayrıntılarıyla anlatıldı. ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’nün talimatıyla 2005’de CIA bünyesinde kurulan OSC’nin raporları “gizli” kategorisinde sınıflandırılmasa da kamuoyunun kullanımına açılmıyor. OSC’nin raporları sadece ilgili birimlere gönderilirken, resmi web sayfası sadece ABD hükümetinin ve kamu kurumlarının personeline açık.
Erdoğan-Baykal düellosu
Tüm Ergenekon sanıklarının detaylı dökümünün yapıldığı, Türkiye’deki bazı gazetelerde yayımlanan fotoğraflı Ergenekon örgüt şemasının da yer aldığı raporda, Türkiye’deki baş siyasi aktörlerin bu süreçte takındığı tutuma ilişkin değerlendirmeler yer alıyor. Kamuya açık bilgiler üzerinden hazırlanan rapordaki o bölüm şöyle: “Ergenekon Türkiye’deki darbe planları ile ilgili en kapsamlı davaya dönüşürken siyasetçiler arasında, özellikle de Başbakan Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal arasında söz düellosuna neden oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafsız kaldı. Ergenekon soruşturmasına destek veren Erdoğan, AK Parti’nin muhaliflerini susturmak için soruşturmayı kontrol ettiğine yönelik iddiaları reddetti. Soruşturmaya yönelik şüpheci ve eleştirel bir tavır takınan muhalefet lideri Baykal ise hükümeti korku cumhuriyeti yaratmakla suçladı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ TSK’nın darbe planlarına dahil olduğunu reddetti ve iddiaları orduyu yıpratmaya yönelik bir kampanya olarak niteledi. Ancak Başbuğ mevcut kanıtlar ışığında soruşturma yürütmeye ant içti.”
Henüz mahkûmiyet yok
Raporun girişinde, Ergenekon’la ilgili şu değerlendirme yer alıyor: “İddialara göre Ergenekon, İslamcı AK Parti’yi askeri bir darbeyle düşürmeyi planlayan bir yasadışı örgüt. Örgütün sözde ‘derin devlet’le bağlantılı, hükümeti istikrarsızlaştırmak için suça karışan laik Türklerden oluşan geniş bir yer altı şebekesi olduğu iddia ediliyor. Şubatta tutuklanan üst düzey askeri yetkililer, 10 yıl öncesine kadar giden komplo nedeniyle tutuklamaların yapıldığı operasyonun son halkası oldu. Örgütle ilgili ilk bilgiler gazeteci Tuncay Güney’in 2001 tarihli belgelerinde ortaya çıktı ve 2007’de eski deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in günlüklerinde darbe planları bulundu. Bugüne kadar 200 ileri gelen asker ve sivil ismin tutuklandığı kapsamlı bir soruşturma Haziran 2007’de Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan el bombalarıyla başladı. 2001’de ele geçirilen belgelerde Ergenekon isimli bir örgütten söz edilse de medyanın Ergenekon ismini yaygın olarak kullanması Ümraniye’de yapılan baskında örgüt belgelerinin ele geçirilmesinin ardından başladı. Soruşturma, (hepsi anti-militarist ve liberal eğilimli Taraf Gazetesi tarafından yayımlanan) başka darbe planlarını da açığa çıkardı. Ergenekon ile bağlantılı yaklaşık iki yüz sanığın yargılandığı iki mahkeme halen devam ediyor ancak bugüne kadar henüz kimse mahkûmiyet almadı.”
1 numara belirlenemedi
“Ergenekon’un Örgüt Yapısı” adlı bölüme göre 6 hücreli ‘gizli birim’ ve ‘lobi’ olarak tanımlanan sivil kanattan oluşan örgütün bir numarası henüz belirlenemedi. Bu bölümde yer verilen Today’s Zaman Gazetesi’nin 22 Eylül 2008’de yayımladığı resimli şemaya göre Fikret Emek hücrelerden bağımsız olarak doğrudan bir numaraya rapor veren ‘Kumanda Merkezi’ lideri. Planlama biriminin sivil liderleri olarak Kemal Alemdaroğlu, İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek sıralanıyor. Veli Küçük ve Muzaffer Tekin lobi ile diğer birimler arasındaki ‘köprü’ personel.
PKK’yı da kullanmışlar
Raporda, Ergenekon’a yönelik suçlamalar şöyle sıralanıyor: “Terörist bir örgüt kurarak darbe planlamak, orduyu tepeden aşağıya dönüştürmeyi, sivil yönetimi yeniden yapılandırmayı, CHP ve MHP’yi yeniden yapılandırmayı ve yasadışı dinleme planlamak, 1990’larda Güneydoğu’da yaşayanlara JİTEM aracılığıyla korku salmak, Ermeni gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi, eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresinin uzatılması ve AK Parti milletvekillerinin partilerini bırakmasının sağlanmaya çalışılması, PKK dahil bazı terör örgütleri ile bağlantı kurarak Türkler ve Kürtler arasında etnik çatışma çıkartılmaya çalışılması, DHKP-C Hizbullah ve Hizb ut-Tahrir ile ilişki.” Rapora göre PKK da örgütün hedefleri doğrultusunda kullanıldı. Bu noktada “İlkadım” kod adlı gizli tanığın, Levent Ersöz’ün PKK’nın liderlerinden Cemil Bayık ile iki kez görüştüğü ve mektuplaştığı iddiasına atıfta bulunuluyor.
Madımak Ergenekon işiymiş
Bağlantılı olaylar
- Danıştay saldırısı (Osman Yıldırım’ın Veli Küçük ve Muzaffer Tekin’i saldırının planlayıcısı olarak işaret ettiği ifadesine atıf var)
- Cumhuriyet Gazetesi’nin bombalanması (Yine Osman Yıldırım’ın kendisine 300 el bombası verdiğini söylediği Küçük ve Tekin’in planlayıcı olduğuna ilişkin ifadelerine yer verilmiş)
- Gazi Mahallesi’nde 1995’de 17 kişinin ölümüyle sonuçlanan çatışma
- Necip Hablemitoğlu suikasti
- Uğur Mumcu ve Özdemir Sabancı suikastleri
- Hrant Dink suikasti
- Malatya’daki Zirve Yayınevi’ne saldırı
- Rahip Santoro’nun öldürülmesi
- 1993’de Sivas’ta Madımak Oteli’nde Alevi şair, yazar ve aydınlara yapılan saldırı
Suikast ve eylem planları
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt 2005, DTP milletvekilleri Ahmet Türk ve Sebahat Tuncel ile Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Fener Rum Patriği Bartholomeus, Ermeni Patriği Mutafyan, Musevi işadamı İshak Alaton, gazeteci Fehmi Koru, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, NATO tesisleri.
Taraf’ın rolü
Raporda, soruşturma sürecinde ortaya çıkan ve “Hepsi Taraf Gazetesi’nde yayınlandı” diye vurgulanan darbe planları şöyle özetlendi:
1- Avukat Serdar Öztürk’ün ofisinde ele geçirilen ve 12 Haziran 2009’da Taraf Gazetesi tarafından yayınlanan İrtica ile Mücadele Eylem Planı. Genelkurmay tarafından haziran ayı içinde yalanlanan plan, Albay Çiçek’in ıslak imzalı orijinal kopyasının 30 Eylül’de cumhuriyet başsavcılığına ulaşmasıyla birlikte tekrar gündeme geldi. Bu gelişmenin ardından Çiçek tutuklandı ve iki kez serbest bırakıldı. (Rapor 19 Mart’ta hazırlandığı için daha sonraki gelişmeler yer almıyor.) Üçüncü Ordu Komutanı Saldıray Berk ve Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner iddia edilen planla bağlantının önde gelen isimleri olarak ortaya çıktı. 1 Mart’ta Genelkurmay, ıslak imzalı belge ile ilgili olarak askeri savcılığın yeni bir soruşturma açtığını duyurdu.
2- Binbaşı Levent Bektaş’ın ofisinde ele geçirilen ve 19 Kasım’da Taraf Gazetesi tarafından yayımlanan Kafes Operasyon Planı. Hava Yarbay Ercan Kireçtepe tarafından hazırlandığı iddia edilen plana göre Türkiye’de yaşayan gayri-Müslimlere yönelik cinayetler yapılacak ve azınlık mahallelerinde bombalar patlatılarak AK Parti üzerindeki iç ve dış baskının artması sağlanacaktı.
3- Taraf Gazetesi’nin 20 ve 22 Ocak tarihlerinde ana hatlarını yayınladığı 5000 sayfalık Balyoz Operasyon Planı. O zaman Birinci Ordu Komutanı olan Süha Tanyeri’nin bilgisayarında bulundu. Bu bölümün ardında Taraf’taki bahsi geçen haberlere atıf var. Fatih ve Beyazıt camilerinin bombalanması ve Ege’de bir Türk F-16’sının düşürülmesine ilişkin bölümler vurgulanmış, emekli generaller Çetin Doğan, İbrahim Fırtına ve Ergin Saygun’un planın arkasındaki isimler olarak iddia edildiği hatırlatılmış.