Güncelleme Tarihi:
SEVİNENLERİ ŞİMDİLİK PAYLAŞMIYORUZ
“TERÖR örgütleri kendilerini kullanan güçler için birer sarf malzemesinden ibarettir. Raf ömürlerini tamamlayınca hemen çöpe atılırlar. FETÖ’nün durumu da aynıdır, onun da kimin sarf malzemesi olduğunu ben açıklamayacağım. Benim milletim zaten aklıselimiyle onların kimin sarf malzemesi olduğunu bilirler. Şayet 15 Temmuz başarılı olsaydı ve Türkiye 81 vilayeti ve 80 milyon vatandaşıyla FETÖ’nün eline geçseydi halimiz nice olurdu? O gece sevincinden çığlık çığlığa birbirlerini arayanları biz biliyoruz. Ama biz bunları şimdilik televizyonlarda, şurada, burada paylaşmıyoruz. Ama uluslararası toplantılarda biz bunları birileriyle özel paylaşıyoruz. Biz kimin ne olduğunu gayet iyi biliriz. Bundan dolayıdır ki Türkiye’de de bundan sonra çeşitli ülkelerin bazı insanlarının burada rahatlıkla cirit atmalarına biz de fırsat vermeyeceğiz.
BAŞ VERECEĞİZ AMA BAŞ EĞMEYECEĞİZ
Biz bu ülkeyi, bu milleti bir dolara satan, çukur eylemleriyle bölmeye çalışan şerefsizlerin emir aldıkları yerlere boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Bu alçakların yanında yer alanları da affetmedik, affetmeyeceğiz. FETÖ’süyle, PKK’sıyla, diğer terör örgütleriyle bu ülkenin geleceğine göz diken hiç kimseye acıyamayız. Aksi takdirde kendimiz acınacak duruma düşeriz. Gerekirse baş vereceğiz ama asla baş eğmeyeceğiz.
MİLLETİN DEĞERLERİYLE KOPMUŞ
Milletimizin değerleriyle bağları öylesine kopmuş durumda ki bir büyük şehrimizde CHP’li ilçe belediyesi, mahalle komiteleri için yapılacak seçimde beşte bir oranında eşcinsel kotası koyabiliyor. Allah şaşırtmasın. Şu hale bak ya. Bir partide ölçü kalmayınca, muvazene kaybolunca işte böyle nereye savrulacağı belli olmuyor. Varsın bunlar böyle devam etsin. Biz evvelallah... Bizim terör örgütlerine yoldaşlık yapanlarla, milletimizin değerlerine savaş açanlarla, ne söylediğinden, ne yaptığından habersiz bulunanlarla işimiz olmaz. Ahlaki değerlere varıncaya kadar biz biz olacağız. Onları her zaman olduğu gibi milletimize havale ediyoruz.”
BUNLARA GÖMLEK GENİŞ GELDİ
EĞER bu ülkede bir diktatörlük olsaydı sen kalkıp da ne Tekirdağ’ın meydanında öyle konuşabilirdin; adamı alır götürürlerdi. Ne senin genel başkanın öyle konuşabilir ne de sen öyle konuşabilirdin. Gerçek manada bir demokrasinin olduğu bir Türkiye’de bunları bu kadar rahat konuşabiliyorlar. Bunlara demek ki bu gömlek çok geniş geldi. 15 Temmuz’a kontrollü darbe girişimi, tiyatro, senaryo diyecek kadar alçaldılar. Eğer bir kontrollü darbe varsa, kontrollü darbenin, o senaryonun artistlerinden biri sensin. Sana kaçmak yakışır, kaçmak. O gün de sana yakışanı yaptın. Bu yiğit işidir, er işidir, sende o yürek yok, kürekçi başı olmak başka şey yürek sahibi olmak başka şey. Şaşırmadık ama üzüldük.
CHP'DEN ERDOĞAN'A YANIT: ‘NEFRET DİLİYLE AYRIMCILIK POLİTİKASI’
BURSA Nilüfer’de CHP’li belediyenin mahalle komitelerine 5’te 1 LGBTİ kotası koymasını sert sözlerle eleştiren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok’tan yanıt geldi: “Ötekileştirici ve ayrıştırıcı söylemleri doğru bulmuyoruz. LGBTİ bireylerin de herkes gibi vatandaşlıktan gelen hakları var. İnsanları kişisel tercihlerine, inançlarına, etnik kökenine göre ayrıştıran bir iktidar var. İktidar, nefret diliyle ayrımcılık politikası yapıyor. Erdoğan’ın sözlerini kutuplaştırıcı, hedef gösteren, zarar veren bir yaklaşım olarak görüyorum. Erdoğan, bir televizyon programında bir gencin ‘eşcinsellerin evlilik hakları’ ile ilgili sorusu üzerine, ‘Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart’ demişti. Bu konuşmasında olması gerekeni söylüyordu. Biz hangi Erdoğan’a inanalım? Onların da hakları olduğunu söyleyen Erdoğan’a mı, hedef gösteren Erdoğan’a mı?” (Rifat BAŞARAN / ANKARA)