Güncelleme Tarihi:
Öneri üzerine söz alan CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Türkiye'nin yakın geçmişinin, işkence ve faili meçhul cinayetlerle anıldığını söyledi. Öztürk, gözaltında kaybolanların bir kısmının cesedinin kimsesizler mezarlığında bulunduğunu, bir kısmının ise hiç bulunamadığını ifade etti.
Devletin faili meçhullerin ve gözaltındaki kayıpların nedenlerini ve sırrını açıklamadığını belirten Öztürk, TBMM'nin de bu karanlık noktalara bir türlü ışık tutamadığını söyledi. Öztürk, bunun nedeninin AK Parti milletvekillerinin, faili meçhul cinayetlerin araştırılmasına ilişkin önergelere ısrar ve inatla karşı çıkmasından kaynaklandığını ileri sürdü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, “Cumartesi Anneleri” ile görüşmesini anımsatan Öztürk, Erdoğan'ın, söz konusu annelerin, olayların araştırılmasına yönelik talepleri karşısında, bu konuda muhalefetin de destek vermesi gerektiğini söylediğini ifade etti.
Öztürk, bu konuda kanun teklifleri hazırladıklarını, araştırma önergeleri verdiklerini, ancak AK Parti'li milletvekillerinin kabul etmediğini belirterek, “Sayın Başbakan'ın Adalet Komisyonunda bekleyen kanun tekliflerinden haberi yok galiba” dedi.
“ÜYE AYRIMI YAPMIYORUZ”
AK Parti Mersin Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül ise gözaltında kayıplar ve faili meçhul cinayetlerin herkesin derin yarası olduğunu söyledi. Üskül, kendisinin de birkaç ay önce “Cumartesi Anneleri”ni ziyaret ettiğini ve onların acılarını paylaştığını ifade etti.
Komisyonlarının, gözaltına alındıktan sonra kaybolduğu iddia edilen kişilerin akıbeti ile ilgili bir alt komisyon oluşturduğunu belirten Üskül, söz konusu komisyonda, Meclis Başkanlığının belirlediği oranda muhalefet parti üyelerinin de yer aldığını söyledi. Komisyon çalışmalarında muhalefet ya da iktidar üye ayrımı yapmadıklarını belirten Üskül, bunun sonucu olarak, şimdiye kadar hazırladıkları 46 raporun yalnızca ikisinde muhalefet şerhi bulunduğunu bildirdi.
Amaçlarının, gözaltında kaybolduğu iddia edilen kişilerin akıbetlerini ortaya çıkarmak olduğunu anlatan Üskül, alt komisyonun bu konuda etkili olacağına inandıklarını söyledi.
“SANA İSTİFA YAKIŞIR”
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, 1980 yılında öldürülen DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler ile ilgili davanın zaman aşımına uğradığını, Üskül'ün bu konunun üzerine gitmediğini, bu nedenle Üskül'ün özür borcu olduğunu ifade etti.
Üskül'ün, “Cumartesi Anneleri”nin 300'üncü oturma eyleminden sonra onları ziyaret ettiğini belirten Kaplan, “Bu utanç size yeter Sayın Başkan. Başbakan da 103 yaşındaki Berfo Nine'nin önünde azıcık vicdan, hukuk, izan, adalet duygusuyla hareket etse iki laf ederdi. 'Ben Başbakanım buna irade koyuyorum. Faili meçhul cinayetlerin ve kayıpların üzerine gideceğim' derdi” diye konuştu.
Gözaltında kaybolanlar ve faili meçhul cinayetlerle ilgili verdikleri önergelerin kabul edilmediğini belirten Kaplan, böyle önemli bir konunun bir alt komisyona sıkıştırılmasının doğru olmadığını savundu.
BDP Diyarbakır Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Akın Birdal'a, kurulan söz konusu alt komisyonda yer verilmemesine de tepki gösteren Kaplan, “Siz insan haklarını koruyamazsınız. Sayın Üskül, bugünkü konuşmadan sonra sana istifa yakışır” dedi.
Kaplan'ın konuşmasını bitirmesinin ardından Zafer Üskül söz istedi. Kaplan'ın yerinden tepki göstermesi üzerine Başkanvekili Sadık Yakut, “Siz burada bu tarzla milletvekillerini korkutacağınızı mı zannediyorsunuz? Kurallara uymak zorundasınız. Kimseyi de korkutamazsınız” diye konuştu.
Söz alan Üskül, komisyonlarının, 2007 yılında bu yana 46 rapor hazırladığını söyledi. 1992 yılından 2007 yılına kadar hazırlanan rapor sayısının 60 olduğunu belirten Üskül, raporların tamamının yüzde 45'inin kendi komisyonlarında hazırlandığına dikkati çekti.
Komisyon başkanlarının Meclis İçtüzüğüne göre hareket etiğini belirten Üskül, “Kimseden, Komisyonu Başkanı olarak hiç kimseden alacak dersim yoktur. Hukuk ve Meclisin kurallarını esas kabul ederek ve insan hakları uluslararası sözleşmelerinin bize verdiği ışık çerçevesi içinde çalışmalarımızı yürüttük. Benim komisyonumda görev yapan hiçbir üyenin diğerinden eksik ya da fazla bir yanı yoktur” diye konuştu.
“KUYULARI AÇAN BİR İKTİDAR VAR”
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da AK Parti'nin iktidara geldiği günden bu yana karanlık yapılarla, çetelerle, mafyalarla, “derin” denilen her şeyle mücadeleyi şiar edinmiş bir hareket olduğunu söyledi.
AK Parti döneminin, ilk defa çetelerin, yeraltı dünyasının yargıda hesaba çekildiği, ilk defa kuyuların açıldığı dönem olduğunu vurgulayan Bozdağ, şöyle devam etti:
“Bugüne kadar pek çok iktidar geldi. Bunların üzerine bir şal örtmekten başka bir şey yapılmadı. Şimdi hesap soran, kuyuları açan bir iktidar var.
1990'lı yıllar faili meçhullerin zirve yaptığı yıllar. İktidarda DYP-SHP koalisyon hükümeti vardı. O zaman SHP'ydi sonradan CHP oldu. Bunların hesabı neden sorulmadı? Elini tutan mı oldu? Ama AK Parti dönemine bakın, iki tane faili meçhul dışında faili meçhul yok. Kim yaptıysa yakasına yapıştık ve yargının huzuruna getirdik.”
Daha önce kurulan faili meçhullerle ilgili araştırma komisyonlarının raporlarını okuduğunu belirten Bozdağ, “Meclisin araştırma komisyonları faili meçhulleri araştırıp bulmaya zerre kadar katkı yapamamış, olayların üzerine Parlamento tarafından bir kez daha şal çekilmesinden başka hiçbir amaca hizmet etmemiş” dedi.
Araştırma komisyonlarının çalışma sürelerinin sınırlı olduğunu, sınırlı bir çalışmayla böyle bir konuya çözüm getirilemeyeceğini ifade eden Bozdağ, ancak alt komisyonunun süre sınırı olmadığını ve yetkilerinin de bir araştırma komisyonundan daha fazla olduğunu söyledi.
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, 17 bin 500 faili meçhul cinayet işlendiğini belirterek, “TBMM İnsan Hakları Komisyonu raporunda, Diyarbakır-Muş bölgesinde General Yavuz Ertürk'ün sorumlu olduğu dönemde, 13 kişinin katlediliği yer almıştır. Bu bizim tespitimiz değil. Bu General elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Yüzlerce insanın ölümünden sorumlu. Bunun araştırılmasını neden reddediyorsunuz?” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti'li Bozdağ'a tepki göstererek, “Sanki ilk kez bu hükümet çeteyle, mafyayla mücadele ediyormuş gibi konuştu. Bütün geçmişi inkar eden bu anlayışı kınıyorum. MHP'nin sorumluluk aldığı hükümette ilk çıkardığımız yasa, çıkar örgütleriyle mücadele yasasıdır. Bu çerçevede 70'e yakın operasyon düzenlenmiştir. O zaman bu operasyonlar düzenlenirken, birileri banka hortumlayanların helikopteriyle dolaşıyordu” diye konuştu.