Güncelleme Tarihi:
CHP'de Yüksek Disiplin Kurulu (YDK)'na sevk edilen Cafer Dursun, YDK Başkanı İsmet Çanakçı ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bilgisi dahilinde yaptıkları görüşmeye ilişkin ses bandının çözümlerini basına dağıttı.
Dursun, ses bandının çözümünde Çanakçı'nın kendisine "Senin bir gerekçen var. Yarın siyaset yapıyorsun, önün açık. Engin gelmese de bir iddiası yok. Bak sana bir şey söyleyeyim. Biz sana görevimizi yaptık. Yarın ihracın çıkması lazım" dediği şeklinde ifadeler yer aldığını bildirdi.
YDK TOPLANAMADI
CHP Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) adları rüşvet iddiasına karışan iki üyesi hakkındaki tedbirin kaldırılmasına ilişkin itirazı toplantıya yeterli sayıda üyenin gelmemesi nedeniyle görüşüp karara bağlayamadı. YDK Başkanı İsmet Çanakçı görüşmek üzere 24 Ocak’ta yeniden toplanacaklarını bildirirken, ihraci istenen üyeler YDK’ya ve parti yönetimine sert eleştiriler yöneltti.
"TEDBİR KALKTI ALLAH’A ŞÜKÜR YDK ÜYESİYİZ"
Engin Baba, YDK’nin kendilerine yönelik "yargısız infazı" durdurduğunu ileri sürerek, bundan sonraki toplantılara yeniden katılma hakkı kazandıklarını iddia etti. Baba, Genel Başkan Deniz Baykal’ın rüşvet iddialarına kendi ismini karıştırmasına da tepki göstererek, "Paketi alan kişi, ‘Engin Baba’yı görmedim’ diyor. Genel Başkan, ne karın ağrısı varsa beni de kattı. Beni ihraç etmek için böyle yaptı" diye konuştu. Genel Sekreter Önder Sav’dan İlçe Seçim Kurulu’na başvurarak "tedbir" kararının kalktığını bildirmesini ve hazirun listesine kendi adının da eklenmesini isteyen Baba, "Biz bir korku imparatorluğunu yıktık. Elbette, bir takım çamurlar atılacaktı. Ama bu çamurlar tutmaz. Engin Baba gibi kahramanlar bundan sonra da çıkacaktır. Ben yanmasam, sen yanmasan nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" dedi.
"BİZİ TESLİM ALMAYA ÇALIŞTILAR"
YDK üyesi Cafer Dursun da yönetimin kendilerini "teslim almaya" çalıştığını ancak başarılı olamadığını savundu. Dursun, Mustafa Sarıgül’e ilişkin oylama öncesinde bir YDK üyesine bir MYK üyesi tarafından İş Bankası’nın Yönetim Kurulu üyeliği teklif edildiği iddiasını yineledi. "Burada zor işler yaptık" diyen Dursun, bundan sonra delegelerin partinin önünü açacağını söyledi. Baykal ve parti yönetiminin mal varlığını açıklamasını isteyen Dursun, Baykal’in "Atatürk’ü bile arkadaşları öldürmeye çalıştı" sözlerini hatırlatarak, "Atatürk, yanındaki evlatlarını yemedi, doğramadı" diye konuştu.
İŞTE KASETTEKİ SES KAYDI
Dursun, 2 Ocak’ta YDK Başkanı Çanakçı ile yaptığı görüşmeye ilişkin ses bandı çözümleri olduğuu ileri sürdüğü altı sayfalık bir metni gazetecilere dağıttı. Metinde, su ifadeler yer aldı:
"İsmet Çanakçı ( İÇ ): Ya genel başkanın tarafında olacaksın ya da bu taraf olacaksın. Hiç duymadığım şeyi niye söyleyeyim. Yarın biri de kalkar bize iftira eder.
Cafer Dursun ( CD ): Orda bizi sen savunacaksın, sen bizim kurul başkanımızsın.
İ.Ç: Sen daha iyi tanıyorsun. 25 yıl su taşıdık ona.
C.D: Ben Ergün’ü aradım, özür diledi, ben böyle bir şey demedim dedi. Çocuğu çağırdı dinledi. Bizi de çağırıp dinleseydi olmaz mıydı?...
İ.Ç: Biz arada kalıyoruz, eziliyoruz. Basın medyayı çağır konuş. Sen konuş, varsa bir şey ben senin siyasi geleceğini düşünüyorum. Ben seni sabah alayım, genel başkana götüreyim, bu iş hallolsun bitsin. Kamuoyunda Genel Başkan ‘Bu iş bitti’ dedi. ....
C.D: Çağırsa bizi konuşsa etse hiç medya yoluyla bizi suçlamaya gerek yok. Biz 20 yıldır siyaset yapıyoruz.
İ.Ç: O da bunları duyunca sinirlendi.
C.D: MYK üyelerinin yanında Şaban Sevinç’e telefon açtırıyorlar. Öbür taraftan kasede alıyorlar. Abi bunlara ne gerek var? Bunları bize açıp konuşabilirler. Bunlar ayıp şeyler. Benim konuşmalarımı kasede alıyorlar. Bir şeyimizi yakalamak için.
İ.Ç: İnansam bugün senin yanına gelmezdim. Yapıyorsaniz da yanlış derdim.
C.D: Bunları yapan arkadaş gece 4’e kadar gelip bizimle olur mu? Gelip türkü evinde bizimle eğlenir mi? Benim kaldığım otelde benim odamda kalır mı? Abi sabah kahvaltı yaptık, biz İstanbul’a döndük, o genel başkanın yanına gitti.
İ.Ç: Bilemiyorum. İnsanoğlu çiğ süt emmiş, yapmaması lazım.
...
İ.Ç: Şu anda bilemiyorum. Genel başkanımızı bizim görevimiz korumak. O noktaya bizleri getirmemesi lazim.
C.D: Biz de sahip çıktık bunlara, Mustafa’yla ilgili dosyayı daha önce Genel Sekreter’e söyledik. Bunu gündeme getirmeyin dedik. Ama Genel Sekreter, bu başlı başına bir sorun dedi. Genel başkana dinletemiyorum. Anlatamıyorum dedi.
İ.Ç: Sen gel, oyunu kullan gereğini yap. Kimse sana ses çıkarmaz. Şaibeden kurtulursun.
C.D: Yani bilemiyorum, sen toplantı başlamadan önce Ergün arkadaşıma sor, varsa var, yoksa yok desin. İki dakika zzamanımızı alacak. Bu olay, böyle kapansın.
İ.Ç: Sen geldikten sonra ihraçla ilgili oyunu kullandıktan sonra şaibe kalır mi o zaman da herkese çamur atarlar.
...
İ.Ç: Hasan Aydın, senin en yakın arkadaşın için çok uğraştık. Öbürlerinin iki sayfaydı. Onun kararını yarıma sayfa yaptık.
C.D: Ne oldu gülünç duruma düşüyoruz. Örgütlerin yüzüne bakamıyoruz. Bir cenazeye katılıyorum, adam görmüyor musun utanmıyor musun herkesi atıyorsun partiden diyor. Örgütlerin yüzüne bakamıyoruz.
...
C.D: Şimdi bu genel merkez yöneticilerinin milletvekilliğinden başka, geliri olmayan orda burada servetlerini nerede yapıyorlar abi, sen bunların hepsini biliyorsun.
İ.Ç: Bak Caferciğim, benim bir yanım ağır basar, Sarıgül’den genel başkan olmaz. Benim babamın oğlu değil.
C.D: Ben yapmadım, onlar getirdi. Kız evinden istediler, örnek belediye başkani diye. Genel başkan kendisi söyledi.
...
İ.Ç: Gecikme de gel. Genel başkana götüreyim seni.
C.D: Ben genel başkana falan gelmem. Gereğini yaptıktan sonra, gerekirse giderim. 25 yıl bu adamın peşinden koştuk. Çağır bizi, bizimle konuş. Sıkıştı mı destek istemeyi biliyorsun. Bizim Kağıthane’de çantayla gelen paraları biliyorsun. Hepsini reddettim. Hepsini genel sekreter biliyor. Bizim Kağıthane’de seçimi kazanma şansın yok, al bu paraları 100 bin dolar teklif etti. Bu teklifi bizzat Şinasi Öktem’in yaptığını bir ilçe başkanı vasıtasıyla, bunu sen de biliyorsun. Önder Sav ve Algan Hacaloğlu anlatmıştı. Niye gereği yapılmıyor?"
Dursun’un avukatı, kaseti savcılığa ileteceklerini bildirdi.