Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara Ulus'taki Birinci Meclis önünden başlayıp Anıtkabir'de son bulacak, Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü'ne katıldı. Yürüyüş başlamadan önce partililere hitap eden Kılıçdaroğlu, bugünün çok güzel bir gün olduğunu belirterek, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı.
Cumhuriyeti, tam demokrasiyle taçlandırmak istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, bunu yaptıklarında Türkiye'nin dünyadaki en saygın ülkelerden biri konumuna geleceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, 29 Ekim 1923'te Mehmet Emin Yurdakul'un Mecliste yaptığı konuşmada, Erzurum'da bulunduğu dönemde tifo salgınında bir yıl içerisinde halktan bin 500 kişinin, askerden de 700 kişinin öldüğünü anlattığını hatırlattı. O tarihte tifo ve trahomdan binlerce kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, 29 Ekim'de cumhuriyet ilan edilirken, aynı zamanda ülkenin sorunlarının da Mecliste görüşüldüğünü kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla hem o sorunları bilmek hem üretilen çözümlere sahip çıkmak hepimizin yurtseverlik, vatan görevidir" dedi.
Cumhuriyetin "özgürlük" demek olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "Yani, padişahın kulu değil, Duce'nin kulu değil, Führer'in kulu değil, reisin kulu değil sadece ve sadece cumhuriyetin özgür bireyi olmaktır." ifadesini kullandı. Nazım Hikmet'in "Yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Evet, cumhuriyet insanın insana kulluğunu yok eden bir rejimin adıdır. O nedenle ne padişah ne Führer ne reis ne bir başka kişi, hiç kimse bizim özgürlüklerimizi sınırlayamaz. 29 Ekim, yani cumhuriyet, kadın erkek eşitliği demektir. Kadının ikinci sınıf yurttaş olarak görüldüğü bir rejime son vermek demektir cumhuriyet. Cumhuriyeti kuranlar 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkını getirdiler. Türkiye'deki bütün kadınlara sesleniyorum; sizin gerçek eviniz, sizin gerçek çatınız, Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Size seçme ve seçilme hakkını getiren parti CHP'dir."
'CUMHURİYET KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR'
"Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir" Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle "Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi" olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, savaş meydanlarında binlerce kişinin hayatını kaybettiğini, bunların çocuklarına devletin 1921'de sahip çıktığını ve Çocuk Esirgeme Kurumunu kurduğunu söyledi.
"Demek ki cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesi olmayı hak etmiştir ve o konuda çok önemli adımlar atmıştır" diyen Kılıçdaroğlu, cumhuriyet kurulurken yapılan yardımların, insan onurunu koruyan bir uygulama içerisinde gerçekleştirildiğini belirtti. Cumhuriyetin aydınlanma ve aynı zamanda aklın özgürlüğü demek olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, 1923'te Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, sadece 554 doktor, 69 eczacı, 136 ebe, 4 hemşire, 86 yataklı hastane bulunduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu, cumhuriyeti kuranların aydınlanmayı sağlamak için önce millet mektepleri kurduğunu, bu yıllarda kadınlarda okuma oranının binde 8, erkeklerde ise yüzde 6-7 olduğunu kaydederek, "Hani diyorlar ya 'Osmanlı, Osmanlı...' Osmanlının ne olduğunu öğrenmek için işte bu rakamları bileceksin. Osmanlı bunu bıraktı bize" diye konuştu.
'BİR BEDEL ÖDEYECEKSEK İLK BEN ÖDEYECEĞİM'
Bugünden sonra temel hedef ve görevlerinin cumhuriyeti tam demokrasiyle taçlandırmak olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, 29 Ekim’de bir çok sınırlama getirildiğini, alana gelirken bile bir sürü zorlukla karşılaştıklarını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu cumhuriyeti, demokrasiyi içine sindiremeyenler ve vatandaşın üstüne baskı kurmak isteyenlerin bulunduğunu ifade ederek, şehitler arasında bile ayrım yapan bir zihniyetle medya üzerinde baskı kuran bir siyasal anlayışın olduğunu bunların aşmanın tek yolunda birlikte olmaktan geçtiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, cumhuriyetin kolay kurulmadığını, acıyla kanla kurulduğunu belirterek, "CHP Genel Başkanı olarak size söz veriyorum; cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak için her türlü mücadeleyi yapacağım, her türlü fedakarlığa katlanacağım eğer bir bedel ödemek gerekiyorsa sözüm söz o bedeli önce ben ödeyeceğim" dedi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından alandakilerle beraber Anıtkabir'e doğru yürüyüşe geçti. Ankara Tren Garı önüne geldiğinde 10 Ekim 2015'te düzenlenen terör saldırısında hayatını kaybedenler anısına karanfil bırakan Kılıçdaroğlu, daha sonra yürüyerek Anıtkabir'e geçti. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki partililer, Atatürk'ün mozolesi ile İsmet İnönü'nün mezarına karanfil bıraktı, saygı duruşunda bulundu.