Güncelleme Tarihi:
'TOPLUMUN DUYGUSUNU SARSICI'
Savcılık, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunun düşünce özgürlüğü sınırıyla ilgili 2009’da Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca incelenen dosyaya gönderme yaptı. Fezlekede, gazeteci Abdurrahman Dilipak’ın 2003’te 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i eleştirdiği “Sezer kına yaksın” başlıklı yazıda, “Sezer kına yaksın otursun. Çankaya’daki adam akıl almaz uygulamaları ile toplumsal barışı dinamitleyen uygulamalara öncülük ediyor” ifadeleri nedeniyle ceza aldığı belirtildi.
Savcılık, Yargıtay kararındaki “Bu suçla Cumhurbaşkanlığı’nın fonksiyonları değil, Cumhurbaşkanı’nın şeref varlığı korunmaktadır. Cumhurbaşkanı’na hakaret ve söve suçunun oluşması için, onun sosyal değeri konusunda kendisinin veya toplumun sahip olduğu düşünce ve duyguları sarsıcı fiil ve sıfatlar isnat veya izafe edilmelidir” görüşünü vurguladı.
Dokunulmazlığın bu eylemi kapsamadığını savunan savcılık, şu gerekçeleri ifade etti:
'MUTLAK KORUMA YOK'
“İfadeleri ile T.C. Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret suçunu işlediği, sözlerinin tahrik edici olup küçültücü değer yargıları içeren ibareler ihtiva ettiği ve küçük düşürücü nitelikte kullanıldığı, sözlerin eleştiride bulunmak ve düşünce açıklama sınırlarını, dolayısıyla hukuka uygunluk sınırlarını aştığı, bu eleştirilerin aşağılama ve küçük düşürücü nitelikte olduğu, dolayısıyla Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret suçunun unsurlarını taşıdığı anlaşılmıştır. Yasama dokunulmazlığının, yasama sorumsuzluğu gibi milletvekillerine mutlak bir koruma sağlamadığı, milletvekillerine cezai kovuşturmalara karşı koruma sağladığı, yasama dokunulmazlığının ceza yargılaması ve infaz hukuku kapsamına girdiği, TBMM tarafından dokunulmazlıklarının kaldırılabileceği kanaatine varılmıştır. Hakaret suçlarında korunan hukuki yarar kişilerin onur ve saygınlıklarıdır.”
VEKİLLİĞİ DÜŞMÜŞTÜ
HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım’ın vekilliliği, Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan aldığı ceza nedeniyle düşürülmüştü.