Güncelleme Tarihi:
"AB'YE KATILIM MÜZAKERELERİNİN SEYRİ SURİYELİ MÜLTECİLERE NE KADAR İYİ BAKACAĞIMIZA BAĞLI KILINMAK İSTENİYOR"
CHP Ardahan Milletvekili ve Musul eski Başkonsolosu Yılmaz, yazılı bir açıklama yaparak Türkiye'nin dış politikada 'kırmızı çizgi' diye nitelediği konularla AB'ye katılım müzakerelerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Yılmaz, Suriyeli mültecilere yönelik projelerde harcanması için Türkiye'ye yapılacak 3 milyar Euro'luk yardıma değinerek "Dış politikamız, üst üste yapılan hatalarla son dönemde ciddi irtifa kaybetmiş ve sürdürülemez bir noktaya gerilemiştir. Dış politikadaki mezhepçi, hayalci, öngörüsüz, dışlayıcı, üsten bakan ve dengeleri gözetmeyen kibirli anlayış, Türkiye'yi bölgede ve dünyada yalnızlaştırmıştır. Bir zamanlar 'Kırmızı Çizgi' olarak takdim edilen her ne varsa, bugün unutturulmaya çalışılmaktadır. Arap Baharı fantezisine kapılıp rejim değişiklikleriyle bölgeye demokrasi getirileceği hayaliyle atılan sorumsuz adımlar, Irak, Suriye, Mısır, Libya ve Yemen'de aleyhimize dönen kaotik siyasi yapılar üretmiştir. Ayrıca, Kıbrıs'ta devam eden ve Türkiye'nin adeta uzaktan izlediği kapsamlı barış görüşmelerindeki tavize meyilli politikadan da derin endişe duymaktayız. Öte yandan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım müzakerelerinin seyri ve hızı, AB müktesebatını ne kadar üstlendiğimize göre değil, 3 Milyar Euro karşılığında Suriyeli mültecilere ne kadar iyi bakacağımıza bağlı kılınmak istenmektedir" ifadelerini kullandı.
"MÜZAKERELERE TÜRKMENLERİN KATILAMAMASININ SORUN EDİLMEMESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ"
Cenevre'deki Suriye görüşmelerine PYD'nin katılıp katılmayacağı yönündeki tartışmalara değinen Yılmaz, "Diğer taraftan, son 15 yılda Rusya'yla geliştirilen işbirliğimiz, uçak düşürme hadisesinden sonra sergilenen kriz yönetimindeki beceriksizlik nedeniyle ciddi kayıplarla sonuçlanan bir noktaya ulaşmış bulunmaktadır. İnsan kaynakları, nüfusu ve stratejik konumunun sağladığı avantajlarla bölgesinde ve dünyada lider olabilecek ülkemizin, bugün çevresinde istenmeyen bir ülke durumuna düşürülmüş olması üzüntü vericidir. Esad rejimini değiştirmek için ülkemiz kaynaklarıyla İstanbul'da yaratılan Suriye muhalefeti bile söz dinlememektedir. Zira, Cenevre görüşmelerinde Esad rejiminin karşısına oturacak 17 kişilik Yüksek Müzakere Komitesi'nde tek bir Türkmen temsilciye bile yer verilmemiş olması sorgulanması gereken bir husustur. PYD'nin Cenevre-3'teki görüşmelere katılması halinde toplantının boykot edileceği açıklanırken, bu müzakerelere Türkmenlerin katılamamasının sorun edilmemesi düşündürücüdür" açıklamasında bulundu.
"YANLIŞ POLİTİKA NEDENİYLE TÜRKMENLER ÇARESİZ VE YALNIZ KALMIŞTIR"
CHP'li Yılmaz, "Suriye'nin üniter yapıdan federal bir yapıya evirilmesi durumunda Türkmenlere, Bayır bölgesinde bulunan az sayıdaki köy dışında kontrol edebilecekleri coğrafi bir alan kalmayacaktır. AKP'nin yanlış dış politikasının Türkmenlerin önüne koyduğu acı fatura budur. Bu durum Türkmenlerin Suriye'nin geleceğinde azınlık hakları dışında bir haklarının olmayacağını şimdiden bizlere göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, Türkmenler Suriye'nin geleceğinde artık kurucu bir unsur olarak yer alamayacaklardır. Oysa AKP Hükümeti, Suriye'de rejim değişikliğine kalkıştığında en azından Türkmenlerin daha iyi bir konuma sahip olması da bekleniyordu. Bugün ise yürütülen yanlış politika nedeniyle Türkmenler çaresiz ve yalnız kalmıştır" dedi.
"TÜRKMENLERLE İLGİLİ ACI GERÇEĞİ DEĞİŞTİRMEYECEK"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Cenevre'de dün başlayan Suriye barış görüşmelerini, Yüksek Müzakere Komitesi'nin boykot ederek katılmamış olması, normal şartlarda bu komitede yer alması gereken Türkmenlerle ilgili acı gerçeği değiştirmeyecektir. Zaman, gerçeklerle yüzleşme ve hatalardan vazgeçip doğru bir yaklaşımla dış politikada yaratılan tahribatın giderilmesi zamanıdır. CHP olarak, Türkiye'nin bölgedeki temel hak ve çıkarlarını esas alan, işbirliğine dayalı, bölgesel ve uluslararası dengeleri gözeten barışçıl bir dış politikanın oluşumuna katkımız devam edecektir"