CHP'li Toprak'a sert sözler

Güncelleme Tarihi:

CHPli Topraka sert sözler
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2011 14:49

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'li Binnaz Toprak'ı adını anmadan eleştirdi. Erdoğan, ''CHP'nin bir tane profesör milletvekili bayan İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığı'nın kapısında 'Her nefis ölümü tadacaktır' ayeti var, diyor ki çok tiksindirici. Sen profesör, ilim insanı, ilim kadını olabilirsin ama irfan sahibi olamamışsın'' dedi. Miting sonrası Rize Valiliği'ni ziyaret eden ve burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Suriye'de bir mezhep çatışması yaşanmasından endişe ettiklerini belirtti.

Haberin Devamı

BAŞBAKAN ERDOĞAN MEMLEKETİ RİZE'DE / Foto Galeri

Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Gösterdikleri ilgi dolayısıyla hemşehrilerine teşekkür eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Bugün bir kez daha sizleri bütün kalbimle, muhabbetle, hasretle selamlıyorum. Buradan baba ocağı Rize'de, Rizeli tüm kardeşlerimi, Ardeşen'i, Çamlıhemşin'i, Çayeli'ni, Derepazarı'nı, Fındıklı'yı, Güneysu'yu, Hemşin'i, İkizdere'yi, İyidere'yi Kalkandere'yi, Pazar'ı, oradaki tüm kardeşlerime
selamlarımı, sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum. Yeşil ile mavinin buluştuğu kenti, Rize'yi selamlıyorum. Anzer kadar tatlı, çay kadar keyifli, Kaçkar kadar yüce, Karadeniz kadar coşkun Rize'yi, hemşehrilerimi selamlıyorum.”

Zaman zaman Rize aksanıyla konuşan Erdoğan, “Ahh ah. Demir alduk limandan, hava kesti bi yandan, her şeyi unuturum, Rize çıkmaz aklumdan. Rize akıldan çıkar mı, Rize unutulur mu, baba ocağı, ana ocağı unutulur mu? Rizeli uşaklara bacılara ha bu kardeşlerime vefasuzluk olur mu, olmaz. 8.5 yıl boyunca Rize'ye mahcup olmadık. Rize'yi mahcup etmedik, Rize'yi utandıracak hiçbir yanlışın altına imza koymadık. 81 vilayete Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarını, en büyük hizmetlerini kazandırdık” diye konuştu.

“HUKUK, ADALET, BARIŞ DEDİK, İNSANLIK DEDİK”

Türkiye'nin ekonomisini 3 kat büyüttüklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Geldiğimizde 230 milyar dolar olan Türkiye'nin milli gelirini 740 milyar dolara ulaştırdık. Nereden nereye. 230 milyar nere, 740 milyar dolar nere. Türkiye'nin itibarına itibar kattık. Dünyanın her yerinde, her coğrafyasında mazlumların mağdurların ezilmişlerin yanında olduk. Nerede bir ses duyduysak oraya uzandık. Hiçbir ülkenin görmediği, görmek istemediğini biz gördük ve tüm dünyaya cesaretle gösterdik. Herkesin sessiz, tepkisiz kaldığı meseleleri biz cesaretle dünya gündemine taşıdık. Herkesin sırtını döndüğü Afganistan'da, Irak'ta, Filistin'de oradaki kardeşlerimize biz sahip çıktık. Libya'da kimileri sadece petrol kuyularını görürken biz orada canları, insanları gördük. Yaraları sarmak için oradan yaralıları aldık, ülkemize getirdik. Burada tedavi edip ülkelerine gönderdik. Hala tedavi edip ülkelerini gönderiyoruz. Huzuru barışı sağlamak için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Rize'den aldığımız güç, ilhamla her yerde hakkı, hukuku adaleti savunduk. Hukuk, adalet, barış dedik, insanlık dedik.”

“SEN PROFESÖR, İLİM İNSANI, İLİM KADINI OLABİLİRSİN AMA İRFAN SAHİBİ OLAMAMIŞSIN”

Makam, mevki peşinde olmadıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ne olacak? Hepimiz ölmeyecek miyiz, öleceğiz. Öldüğümüz zaman hoca efendi bizi musalla taşına yatıracak. Bak biz CHP'liler gibi konuşmayacağız. CHP'nin bir tane profesör milletvekili bayan İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığı'nın kapısında 'Her nefis ölümü tadacaktır' ayeti var, diyor ki çok tiksindirici. Yahu bu CHP zihniyeti böyle. CHP zihniyeti bu. Bunlara aslında benim Rize'mden oy çıkmaması lazım. Çünkü Allah'ın ayetine 'çok tiksindiricidir'
nasıl dersin. Yoksa sen ölmeyecek misin? Ölüm nasihattir. Herhalde bu profesör o sözü İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın sözü zannediyor. Farkında değil. Sen profesör, ilim insanı, ilim kadını olabilirsin ama irfan sahibi olamamışsın. Kendini tanıyamamışsın. Yunus ne diyor, 'İlim ilim bilmektir/ilim kendin bilmektir/Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.' Sadece okumuşsun o kadar. Önüne de bir kariyer koymuşsun, profesör, ama kendini tanıyamamışsın. Hikaye. İrfan sahibi olmak, bilmediğini bilmektir. Mesele o. Onun için hoca efendi musalla taşına koyacak, cumhurbaşkanı, başbakan, milyarder, profesör, ordinaryüs profesör niyetine demeyecek. Er ya da hatun kişi niyetine diyecek. Alacaklar, iki metrekarelik mezarın içine gömecekler. Ondan sonra bir daha yanına gelirler mi gelmezler mi hak getire. Gelirlerse ne ala. Bu da nereye bağlı, “baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş diyor' Baki.
Geride hayırlı bir şeyler bırakmışsak o zaman hayırla yad edilirsin. Bırakmazsan lanet ile anılırsın. Olayın aslı bu. Benim Rizeli kardeşim, biz ne bekliyoruz biliyor musunuz? 'Allah sizden razı olsun deyin' bize bu yeter.

Haberin Devamı

'BİZ BU YOLA KEFENİMİZİ GİYEREK ÇIKTIK'

Haberin Devamı

Erdoğan, 8,5 yıl boyunca nice tehditler aldıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Bizi engellemek, bizi durdurmak, bizim üzerimizdeki millet emanetini almak için nice tuzaklar kuruldu. Hiçbirine düşmedik. Hukuku zorladılar, çeteleri üstümüze saldılar. Akla hayale gelmedik tezgahlar kurdular. Evelallah altüst ettik. En son Kastamonu'da konvoyumuza saldırdılar. Recep'imiz şehit oldu, Metin'imiz yaralı. Rabbim şehitlik makamıyla taltif etsin, Metin'imize de şifalar versin. Silopi'de iki polisimiz şehit oldu. Bunlar son günlerdeki olaylar. Şu anda Türkiye genelinde AK Parti'nin seçim bürolarına, il ve ilçe bürolarına saldırıyorlar. Bunlara da boyun eğmeyeceğiz, geri adım atmayacağız. Demokrasi mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bunların molotofkokteylleri, bombaları, şusu busu bizi bu yoldan alıkoymayacak. Çünkü biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Bu yürekle çıktık. Biz bu yola bu mücadelemizin ne kadar kutsal bir mücadele olduğunu bilerek çıktık ve böyle de devam edeceğiz. Eşkiyaya, çapulcuya, çeteye, mafyaya, asla pabuç bırakmadık, bundan sonra da bırakmayız.”

Haberin Devamı

Sözün bittiği yerde şiddetin başladığını söyleyen Erdoğan, “Düşüncenin bittiği yerde eşkiyalık başlar. İnsanlığın bittiği yerde vahşet başlar, bunu böyle bilelim. İşte bunların sözü bitti, bunların düşüncesi zaten hiç olmadı. Bunlar insanlıklarını da kaybettiler, seçimden netice alamayacaklarını anladılar, onun için seçim bürolarımıza saldırmaya başladılar” diye konuştu.

“GÖZÜ KARARMIŞ ŞEKİLDE AK PARTİ'YE SALDIRIYORLAR”

Dört bir koldan AK Parti'ye karşı saldırıya geçildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Çünkü o eski günlerine döndürmek istiyorlar. Bunlara yol verecek miyiz? İttifak halinde AK Parti'yi hedef tahtasına koydular. CHP'si, MHP'si, BDP'si, terör örgütü, Ergenekon'u, onların yandaş, candaş medyası aynı hizaya geçtiler. İttifak halindeler, gözü kararmış şekilde AK Parti'ye saldırıyorlar. Kastamonu'da, Silopi'de, Diyarbakır'da polisimize saldırıyorlar. Ama biz durmak yok, yola devam edeceğiz. Durmayacağız. Dün Adana seçim büromuza saldırdılar, Doğu'da ve Güneydoğu'da sürekli seçim otobüslerimize, milletvekillerimize saldırıyorlar.”

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan, miting alanındaki “Çete yaz, Kemal'e yolla. Üye kartın cebine gelsin” yazılı pankartı göstererek, zaman zaman Rize şivesiyle “Nasıl, benim hemşehrilerimun her yerinden zeka fışkırıyor da...” dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

“Söz kalmadı. Savunacakları ilkeleri yok. Biz bataklığı kurutuyoruz. Çünkü terörün, teröristlerin elindeki istismar araçlarını alıyoruz, aldık. Bundan rahatsız oluyorlar, onun için AK Parti'ye saldırıyorlar. Benim Kürt kardeşlerimin sorunlarını çözdüğümüz için BDP de terör örgütü de bundan çok büyük rahatsızlık duyuyorlar. Doğu'nun, Güneydoğu'nun yoksulluğu bitmesin istiyorlar. Anaların gözyaşı, gençlerin kanı dinmesin istiyorlar. Bugüne kadar kandan gözyaşından beslendiler. Bundan sonra da ondan beslenmek istiyorlar.

Haberin Devamı

“MHP DE PKK TERÖR ÖRGÜTÜNE ADETA TEŞEKKÜR ETTİ”

Başbakan Erdoğan, “12 Haziran'dan sonra yeni anayasa” dediklerini dile getirerek, “Özgürlükçü sivil, katılımcı bir anayasa diyoruz. İlk kez millet kendi anayasasını yapacak diyoruz. İşte bunu engellemeye, bunun önünü kesmeye çalışıyorlar. Allah aşkına bakar mısınız, bütün ömrünü CHP ile mücadele ile geçiren 87 yaşındaki bir zat CHP ile kol kola yürüyor, kim olduğunu biliyorsunuz değil mi?” dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

“CHP çetelerle kol kola giriyor. BDP, PKK, terör örgütü MHP'yi savunuyor. Dün çok şaşırtıcı bir şey oldu. MHP de PKK terör örgütüne adeta teşekkür etti. Kaset olaylarında MHP'ye arka çıktığı için, kendilerini savunduğu için adeta PKK'ya iltifat etti. MHP Genel Başkan Yardımcısı aynen şu ifadeyi kullanıyor, dikkat edin, PKK terör örgütü için söylüyor, 'demek ki kendilerine özgü fikir ahlakları, namusları var. Takdir duygusuyla söylemiyorum ama kendi içlerinde tutarlı fikir namusu var.' Bu nasıl bir ittifak, bu nasıl bir AK Parti karşıtlığı. Buradan, Rize'den öyle bir haykıralım ki bütün Türkiye duysun, Kandil duysun, Silivri duysun...

Sevgili hemşehrilerim bu oyunu bozacak mıyız, bu tezgahı alt üst edecek miyiz? Bunlara gereken cevabı 12 Haziran'da verecek miyiz? Rize bizim yanımızda mı, arkamızda mı? İstikrar sürsün, Rize büyüsün mü? Evelallah bu iş yoluna girdi.”

'ŞİFRE DEDİLER, DEŞİFRE OLDULAR'

Erdoğan, bir kaç aydır AK Parti'ye “YGS sınavları üzerinden bir saldırı olduğunu” belirterek, şunları söyledi:

“AK Parti'ye saldırırken bu kampanyada gençleri tabii maalesef kullandılar. Ne oldu sonunda, dedik ki 'bu yargıda, biz bir gencimizin heder olmasını istemeyiz' Ne dedi yargı? Yargı takipsizlik kararı verdi değil mi? Arkasından yargının bu kararına itiraz ettiler. Ne oldu? O itiraz da reddedildi. 'Şifre' diye başladılar, deşifre oldular.

En son Devlet Bakanımız değerli hemşehrimiz Hayati Yazıcı beyefendi üzerinden aynı şekilde gençlerin zihnini bulandırmak amacıyla bir tezgah kurdular. Gerekli basın toplantılarını zaten burada Hayati Bey yaptı. Daha önceki tezgahlar gibi bunu da altüst ettik bozduk.”

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kastederek, “Lüleburgaz'dan seslendim kendisine. Dedim senin onurun varsa çık açıkla kim bu? Açıklayamaz daha sonra gazetelere düştü neymiş, mail... Senin adına da bir mail gönderirler, problem değil. Bunlar artık teknolojinin nereye geldiğini gösteriyor. Ama sen bu tür yapılmış olan iftiraya, ahlaksızlığa sığınırsan bu da senin seviyeni gösterir” dedi.

“Kılıçdaroğlu'nun maskesinin bir kez daha düştüğünü” söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Nasıl bir yalancı müfteri olduğunu, temiz insanlara çamur atan nasıl bir müfteri olduğunu bir kez daha bizler ispat ettik. Birkaç haftadır kendisinden bize yaptığı hakaretlerden dolayı özür dilemesini istedik, cevap gelmedi. Siirt'e gitti orada bizim kutsalımıza saldırdı. Ne dedi? 'Statükonun Allah'ı Ankara'dır'. Bu, adam bu... 'Milletten, Müslümanlardan özür dile' dedik pişkinliğe vurdu. Şimdi aynı şekilde 'Hayati Bey'den özür dile' diyoruz hiç umurunda değil. Niye? Yüz kızarmaz, öyle bir durumu var. Çok pişkin. Söylüyorum ya eğer Türkiye'de yürüyen bir yalan ararsanız, Kemal Kılıçdaroğlu. Bu yürüyen yalan. Akşam değil, sabah değil, öyle bir ara yok, hani diyoruz ya yalancının mumu yatsıya kadar, bunun yatsıya kadar değil 35 dakika.

Geçenlerde bir televizyon kanalında diyor ki 'YÖK'ü kaldıracağım', aynı programın içinde Siyaset Meydanı'nda Show TV'de 35 dakika sonra ne diyor, 'bedelliden elde ettiğim geliri YÖK'e aktaracağım' diyor. Ya kaldırılan yere para aktarılır mı? Madem kaldırdın YÖK'ü daha neyin parasını aktaracaksın oraya. İşte Kemal Kılıçdaroğlu bu. Çok garip birisi. Hamdolsun yeter ki böyle muhalefet olsun.

Şimdi tutturdu bir sürprizden bahsediyor. Rize'den sesleniyorum. Hani sen elinde çok önemli bilgiler var diyordun, neden çıkıp o sürprizi, belgeleri açıklamıyorsun. Yoksa bir kez daha rezil olmaktan mı korkuyorsun? Yalancılığının bir kez daha tescillenmesinden mi korkuyorsun? 8.5 yıldır aynı şeyi söylüyor. İstanbul'a belediye başkan adayı oldu, Belediye Başkanımız Kadir Beyle ilgili 'dosyalarım var' dedi. 'Açıkla' dedik, bak bunun dokunulmazlığı da yok, hadi açıkla. Sevgili hemşehrilerim bir dosya açıklayamadı.

Dedim 'klasör ihtiyacın varsa göndereyim sana, yeter ki açıkla' açıklayamadı. Şimdi tutturmuş benimle ilgili dosyalar hazırlıyormuş. Dedim ki Bahçeli'yi de yanına al, başkaları varsa onları da, candaş, yandaş medyanı da yanına al, varsa benle ilgili dosyalar bunları da açıkla. 8.5 yıl mecliste daha bir şey açıklamış değil, niye? Dürüst değil, dürüst. Dürüstlük başka bir şey.”

TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ

Başbakan Erdoğan, miting alanında açılan üzerinde “Bilmemek ayıp değildir, yeter ki çaktırma” pankartını okudu ve şunları söyledi:

“Bizim abdestimizden şüphemiz yok, namazımızdan da şüphemiz yok. Bu yola böyle çıktık. Tabii ki bu yolda kararlı bir şekilde devam ederken özellikle bir şeyi size hatırlatmak istiyorum. O da şudur; at kaçtı heybe düştü. Takke düştü kel göründü. Bunlar var ya bunlar, bunların yaptığı deremende ayran öğütmek. Deremende ayran öğütülür mü? Kemal Kılıçdaroğlu öğütür. Bunlar yalavu tüfeği gibi atıyor. Bunların durumu bu, her seferinde karavana. Bir milyon 700 bin gencin, onların ailelerinin vebaline girdiler. Ama bunlar vebal bilmez, benim milletim vebal bilir. Bunlara da o vebali 12 Haziran'da evvel Allah ödeteceğiz.

İki gündür Kemal Kılıçdaroğlu'nun dönemine ait bir belge gösteriyorum. Şu anda da yanımda. Diyorum ki SSK Genel Müdürlüğü döneminde 'ÖSYM sınav yapamayacak yeterli başvuru yok, acelemiz var' diyerek birilerini işe almışsın. Bu işe aldıklarınız kim Sayın Kılıçdaroğlu, bunları açıkla. İsimleri, soyisimleri neler? Bunlardan kaç tanesinin soyismi sizin ve eşinizin eski soyisimleri ile aynı. Bunlarla akrabalık dereceleriniz ne? Ben bunları söyleyince 'televizyonda tartışalım' diyor veya 'birinci sayfayı oku' diyor. Ben onu da okudum. O zaten bunun ön hazırlıkları. Aynen yargı kararı gibi. Biliyorsunuz yargıda da önce anlatılır anlatılır ondan sonra Türk milleti adına denilir sonuç kısmına gelinir. Ben sana sonucunu okudum. Sonucunda bu var.”

“BAKTIM BUGÜNKÜ GAZETELERDE 'YAKINLARIMIZI ATAMAK SUÇ MU' DİYOR”

Kılıçdaroğlu'na “ÖSYM'ye, yani imtihana tabi tutmadan atanan kim bunlar açıkla” diye seslenen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Açıklayamaz. Ama şimdi baktım bugünkü gazetelerde 'yakınlarımızı atamak suç mu' diyor. Ya kardeşim bir, iki, üç kişiyi atarsın da yüzlerce kişi olunca bu sorulur. Hatta terör suçları sebebiyle onlardan çıkanları da aynı şekilde bu tezgahın içerisinde devletin kademelerine yerleştiren yine Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu'ndan önceki genel başkan da seçim meydanlarında televizyondan başka bir şey söylemezdi.

Sayın Kılıçdaroğlu, maalesef o çok sevdiği kameralar Baykal'ın sonunu getirdi. Nedir bu televizyon aşkı? Nedir bu kamera aşkı? Madem televizyonu çok seviyorsun Yalan Rüzgarı diye bir dizi vardı yeniden çeksinler sen de çık orada başrolü oyna. Nasıl iyi değil mi? Madem bu kadar televizyon meraklısısın. Hesap uzmanısın ya öyle diyor, bir kelime bir işlem programına çık, kendini orada ispat et.”

LİBYA VE SURİYE

Miting sonrası Rize Valiliği ziyareti sırasında, basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Libya'ya bir özel temsilci gönderdiğini belirterek, iki tarafla da görüşmelerini sürdürdüklerini ifade etti.

“Libya'yı da yakın takibimizde tutuyoruz. Bugünlerde özel temsilcimi Libya'ya gönderdim. Özel temsilcimin görüşmelerini bekleyeceğim. Kendim Şeyhülislamla bir görüşme yaptım. Kendilerine daha önceki yol haritamızla ilgili düşüncelerimi yansıttım. Özel temsilcimin gelmesinden sonra da, onların kanaatlerini, düşüncelerini aldıktan sonra bu konudaki düşüncelerimizi yeniden paylaşacağız" diyen Erdoğan, bir taraftan muhalefet kesimi, bir yandan şu andaki ulusal yönetimle de görüşmeleri devam ettirerek en az zararla bu konudaki süreci Libya halkının birliği, beraberliği, bütünlüğü istikametinde bitirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Suriye konusuna da değinen Erdoğan, mezhep çatışması ihtimalinin kendilerini endişelendirdiğini ifade etti. Erdoğan şunları söyledi:

“Aynı şekilde Suriye'de bir dağılmanın, bir parçalanmanın, bir mezhep çatışmasının doğmasına yönelik endişelerimiz var. Bunları da görmek, yaşamak istemiyoruz. Çünkü Suriye'nin durumu Libya'nın durumuna benzemez. Libya bizim için bir yerde belki bir dış politika analizi olarak değerlendirilebilir. Suriye ise öyle değil. Adeta bizim için bir iç politika değerlendirmesi yapmamız gereken.. Çünkü 850 kilometre sınırı olan, akrabalık bağlarının çok yoğun, çok güçlü olduğu bir ülke konumunda.”

SORULARA CEVAP ALINCAYA KADAR DEVAM
 

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na bir sorusu daha olduğunu belirten Erdoğan, “Bu sorulara cevap alıncaya kadar da yüzüne vurmaya devam edeceğim” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, gösterdiği dosyada her şeyin ortada olduğunu da vurgulayarak, şöyle devam etti:

“11 Ekim 1998 gazetelerde yayımlanan haberin bir kısmını burada size aktarıyorum. Bakın bu da çok enteresan. SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakanlık Takip Kurulu'nun görevden alınmasını istediği yöneticilerin listesini SSK yönetim kuruluna getirdi. Kılıçdaroğlu isteğini şifai olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kanalı ile iletildiğini bildirdi, yazılı değil. SSK Yönetim Kurulu üyesi olan TİSK Genel Sekreteri Kubilay Atasayar şunları söylüyor; 'Genel Müdür Kemal Kılıçdaroğlu bizden bazı yöneticilerin görevden alınmasını istedi. Bunların görevden alınmasını müsteşar istedi, Başbakanlık Takip Kurulu'nun isteği, bunları görevden alacağız' dedi. Ama biz karşı çıktık. Çünkü dosyalarına bakıyoruz pırıl pırıl insanlar'. Şimdi ben buradan soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu, SSK genel müdürlüğünüz sırasında bu insanları hangi gerekçe ile görevde aldınız, deliliniz neydi, elinizde hangi belgeler vardı. Buna benzer şekilde kaç personelin görevine son verdiniz. Halep oradaysa arşın Rize'de. Sevgili hemşehrilerim CHP budur.”

“KABAKTAN ÇORBAYI ESKİDEN HALK PARTİSİ ZAMANINDA YAPARDIK”

Başbakan Erdoğan, dün Manisa'da yaptığı konuşmayı hatırlatarak, şunları söyledi:

“Dün Manisa'da söyledim. Milli şef var ya az önce söylediğim. Hani cumhurbaşkanlığı yapmış. Ne diyordu biliyor musunuz 'süt veren inek bile CHP'nin iktidarında sütü kurur'. Şimdi geldiler yan yana. Nasıl oldu bu iş. CHP, 1940'lardan beri hiç değişmeyen, huyu suyu hiç değişmeyen, her fırsatta fabrika ayarlarına dönen bir partidir. Buradan Giresun'a gidiyorum. Bu hikayeyi Giresun'da da anlatacağım. Ama tüm Karadeniz'i ilgilendirdiği için Rizeli kardeşim de duysun istiyorum. 2007 seçimlerinde Bulancak'ta CHP heyeti köylere ziyaret yapıyor. Bir köyde Şükriye nineyi görüyorlar. Burası çok önemli. Şükriye nine evinin önünde kabak soyuyor. Soruyorlar, 'nine bu kabaktan çorba mı yapacaksın' Cevap çok enteresan, 'Oğlum kabaktan çorbayı eskiden halk partisi zamanında yapardık, şimdi biz bunu hayvanlara veriyoruz.' Halk Partisi işte bu.

İlk çok partili seçimler 14 Mayıs 1950'de yapıldı. Merhum Adnan Menderes 'yeter söz milletindir' diyerek iktidara geldi. 10 yıl sonra yine bu halk partisi merhum Menderes'in hükümetini darbe yoluyla devirenlere çanak tuttu, asılmalarına göz yumdu. Biz tarihi unutmayacak, bu millete de unutturmayacağız. Onun için 12 Haziran çok önemli.”

“ZORU BİZ BAŞARDIK”

Başbakan Erdoğan, kendilerinden önceki iktidarların hep Ovit Tüneli'ni konuştuklarını belirterek, “Rize'de 40 yıldır konuşulan nedir, Ovit Tüneli. Biz geldik, öncesinde bir söz verdik. Dedik ki Karadeniz Sahil Yolunu bitireceğiz. Bizden önce yüzde 35'ini yapmışlardı 15 senede. Biz geldik 4,5-5 senede geri kalan kısmını bitirdik. Şimdi Sarp'a kadar tamam mı, tamam. Birçok ilave de yaptık. Ama hepsinden önce 12 tünel yaptık. Zoru biz başardık. Neden? Biz Ferhat'ız, siz Şirin'siniz. Dağları deldik, Şirin'imize ulaştık. Elhamdülillah” dedi.

Ovit Tüneli'nde şimdi adımı attıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ovit Tüneli'nde toplam uzunluk ne kadar biliyor musunuz? 14 bin 700 metre. Yani yaklaşık 15 kilometre. Şimdi Ovit Tüneli'ni deleceğiz. İki gidiş, iki geliş yapacağız ve karşıya geçmek inşallah bize nasip olacak. Bu ay içinde proje bitiyor. Yıl sonuna doğru ihaleyi yapıyoruz. Böylece Rize için son derece önemli bu projeyi, Türkiye'nin en uzun tünellerini fiilen başlatmış oluyoruz. Bu sözümüz böyleydi, böylece bunu halletmiş oluyoruz, böylece Erzurum'a gidişimiz kar kış demeden bu yollar açık olacak. Bu yolculukta süreden de ciddi manada kazanıyoruz.”

“MİLLETİMİZİN MENFAATİNE OLAN NEYSE BUNU YAPARIZ”

CHP'nin, MHP'nin, “ÇAYKUR özelleşecek” diye kampanya yaptıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“8.5 yıldır bu kampanyayı yapıyorlar mı, soruyorum yapıyorlar mı? Biz size ne dedik? Bunların hepsi yalan. Bunlara uymayın. Yani bu Tayyip kardeşinizin sözüne inanmıyorsunuz da bu yalancalara mı inanıyorsunuz? Biz size ne dedik. Bizim gündemimizde böyle bir şey yok. Olursa zaten size söyleriz. Çünkü biz milletimizin menfaatine olan neyse bunu yaparız. Asla böyle bir şeye inanmayın ve söylendiğinde bunları bir kova su ile gönderin. Hemen gönderin. Aynı zamanda inşallah şu anda bütün hazırlıklar yapıldı. Destekleme ile alakalı 26 milyon lira bir ödememiz var. Büyük ihtimalle bu hafta içerisinde para çıkabilir ve bunun ödemesi başlayabilir. Çünkü bu da ciddi manada hemşehrileri ilgilendiriyor. Bu para süratle çıkacak ve ödemesi başlayacak. Tarım bakanım da öyle sanıyorum önümüzdeki günlerde yeni yaş çay fiyatlarını, ülkemizdeki ekonomik gelişmelere uygun olarak gelip burada açıklamasını yapacak.”

Başbakan Erdoğan, vatandaşların, fiyatı açıklamasını istemesi üzerine gülerek, “Her şeyin bir sahibi var. Tarım bakanımın hakkını yemeyeyim. O da bir daha gelsun Rize'ye tanisun” dedi.

Rize Organize Sanayi Bölgesi için her türlü desteği verdiklerini, ancak ne yazık ki organize sanayi bölgesinin kamulaştırma noktasında yargıya takıldığını belirten Erdoğan, şimdi çıkacak sonucu beklediklerini, sonra süratle inşallah adımlarını atacaklarını söyledi.

“RİZE'DE BİN 410 DERSLİK YAPTIK”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize'de eğitimde çok büyük adımlar atıldığını anlatarak, şunları vurguladı:

“Eğitimde attığımız adımlardan şu ana kadar yaptığımız derslik sayısı ne biliyor musunuz? Rize'de bin 410 derslik yaptık. 6 bin 74 bilgisayar gönderdik. Bizden önce teknoloji sınıfı yoktu, şimdi var. Bilgisayar da var. Ama bunu da yeterli bulmuyoruz. Şimdi öğrencilerimiz çok sevinecek, bir müjde vereceğim. Artık fakir fukara, garip gurebaya eğitimde engel yok. İlköğretimde erkek öğrenciye 30 lira, kız öğrenciye 35 lira veriyoruz. Orta öğretimde erkek öğrenciye 45 lira, kız öğrenciye 55 lira veriyoruz. Sosyal güvencisi olmayanlara ayrıca 150 lira veriyoruz. Erzağını, kömürünü veriyoruz. Bunun yanında üniversite öğrencilerine bizden önce 45 lira veriyorlardı, biz ne veriyoruz, 240 lira veriyoruz. Fark bu. Yani MHP, DSP bunu veriyordu. 240 lira kredi yurtlarında beslenme yardımı veriyoruz. Bitmedi. Eğer master öğrencisi ise 480 lira, doktora öğrencisi ise 720 lira veriyoruz. Kitaplarımızı ücretsiz olarak alıyor muyuz, masalarımız üzerinde kitaplarımız var mı? Bizden önce var mıydı?

Şimdi geliyorum müjdeye... Artık kara tahtaları kaldırıyoruz. sınıflarda kara tahta olmayacak. Bundan sonra akıllı tahtaya geçiyoruz. Bilgisayar donanımlı akıllı tahta. Öğrencilerimize elektronik kitaplardan vereceğiz. Bu elektronik kitaplar ücretsiz verilecek. 4 yılda bu projeyi bitireceğiz. Bir taraftan akıllı tahtaları monte edeceğiz, bir taraftan elektronik kitapları dağıtacağız. 4 yılda tüm Türkiye'yi bitireceğiz. Bunun içerisinde müfredat olarak hepsi var. Biz buyuz. Yani ABD'de George, Almanya'da Hans bu imkanlara sahip olacak da benim Rize'mde Ahmet'im, Mehmet'im, Ayşe'm, Fatma'mın niye olmasın. Onların da olacak. İşte biz bunun için varız. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim farkımız bu.

Rize Üniversitesini hep söz vermiyorlar mıydı, yaptılar mı? Biz yaptık. Şu anda Rize üniversitemizin 6 fakültesi var. Artık Trabzon'a her şey için gitmemize gerek yok. Şimdi devlet hastanemiz de bitmek üzere. İnşallah seçimlerden sonra teşekkür ziyaretine geldiğimde devlet hastanemizin açılışına da yapacağız.”

Erdoğan, miting meydanındakilere Rize'den seçilecek 3 milletvekili için, “Ama 3-0 ha... Üçe varız değil mi, gençler hazırız değil mi 3'e. 81 vilayeti dolaşıyorum. Ama benim bütün hanım kardeşlerim, 7'den 70'e, kalan 29 günde dolaşacağız, kapı kapı dolaşmaya hazırız değil mi? Bütün akraba ne var ne yok hepsini dolaşacağız. Bu bizim bir milli davamız ve sandıkları AK Parti ile patlatacağız. Buna inanarak yapacağız. İnanıyorsak bunu başarırız. Hiç şüpheniz olmasın” dedi.

“8 YIL ORADA KALDIN, BATIRDIN SSK'YI BE, BATIRDIN”

Şu anda istenilen hastaneye gidildiğini kaydeden Erdoğan, zaman zaman Rize şivesiyle sürdürdüğü konuşmasında şunları söyledi:

“Alamadığın ilaç var mı? Bay Kemal'e bi soralum. Sen 90'lı yıllarda SSK'nın genel müdürlüğünü yaptun. Bu hastanelerin kapısında az mi anamuzu ağlattun anamuzi. Azmi kuyruk bekleduk. Reçeteyi uzatırsın, ilacın bir kısmı var, bir kısmı yok. Bu çileleri çekmedik mi? Kimdi genel müdür? Kemal Kılıçdaroğlu. 8 yıl orada kaldın, batırdın SSK'yı be, batırdın. Daha sonra baktın bu iş olmuyor, çekildin gittin. 1999'da merhum Ecevit'e gitti 'ben milletvekili olmak istiyorum' diye. Merhum Ecevit de başarısız bir genel müdür gördüğü için veto etti. Böyle birisi.”

Rize'de sağlık, konut, ulaştırma, tarım alanlarında yaptıkları çalışmaları anlatan Başbakan Erdoğan, “Şimdi Artvin'in de dağları deliyoruz, tüneller açıyoruz. İnşallah Artvin'e ulaşım daha kolay olacak. Rize'mize doğalgazı getirdik. Batılı bu imkanlardan istifade ediyor da benim vatandaşım niye etmesin. Çiftçiye Ziraat Bankası yüzde 59 faiz ile kredi veriyordu, şimdi yüzde 5 ile. Halk Bankası yüzde 47 ile veriyordu, şimdi yüzde 5 faiz ile. Halk Bankası 5 bin lira veriyordu, biz şimdi esnaf sanatkara 100 bin liraya kadar kredi veriyoruz” dedi.

Oy pusulasında AK Parti'nin birinci sırada, pusulanın en başında olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, “Ampul bütün Türkiye'yi aydınlatıyor. Altındaki dairenin içine inşallah 'evet' mührünü basıyoruz. Bunu iyi anlatacağız. Ben Rize'den oy patlaması bekliyorum. İstiyorum ki Rize bir numara olsun. Bir numara olmaya var mıyız? Üçte üçe var mıyız? Herhalde beni mahcup etmezsiniz. Bunu sizden bekliyorum” diye konuştu.

MİTİNGDEN NOTLAR

Başbakan Erdoğan'ın baba ocağı Rize'de yaptığı miting öncesinde cadde ve sokaklar Başbakan Erdoğan'ın fotoğrafları ve AK Parti bayrakları ile süslendi. Miting alanına 650 metrekare genişliğinde iki adet dev afiş asıldı. Alanda 10 binin üzerinde AK Parti bayrağının yanı sıra 2 bin civarında da büyük bayrak yer aldı.

Meydanda “Sayın Başbakanım Salarha Tünelini Açmak Sana Yakışır Ancak, Boğazları Dünyaya Açan Dünya Lideri Salarha Tünelini de Aç” yazılı pankartlar ile AK Parti Rize milletvekili adaylarının resimleri de asıldı.

İl Sağlık Müdürlüğünce 10 ambulans ile 50'ye yakın sağlık görevlisi miting için görevlendirildi. Trabzon'da bulunan ambulans helikopter de ihtiyaç duyulabileceği ihtimaline karşı Rize'ye getirildi.

Başbakan Erdoğan'a, miting için helikopterle geldiği Rize Limanı'ndan araçla mitingin yapılacağı Cumhuriyet Meydanı'na giderken Valilik binası yakınında aracını durduran bazı balıkçılar balıkçı barınaklarıyla ilgili sorunlarını anlattılar. Başbakan Erdoğan da balıkçıların sorunlarıyla ilgilenmeleri için yetkililere talimat verdi.

Erdoğan, miting meydanına boynuna Çaykur Rizespor atkısı atarak çıktı. Vatandaşlar “Sayın Başbakanım Sana Rize'liler Ölümüne Aşık”, “Kemal bilmemek ayıp değildur, yeter ki çakturma”, “Başbakanum, ha bu Kemalun doğru deme huyi var midur? Bize bir anlat da” yazılı pankartlar açtılar.

Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingini vatandaşlara karanfil atarak tamamladı. Mitingin ardından bazı vatandaşlar Başbakan Erdoğan'ın konuşma yaptığı platformun kaplandığı kırmızı halıyı falçata yardımıyla keserek bölüştüler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!