Güncelleme Tarihi:
İşte Örsan Öymen'in açıklamalarından satır başları:
13 yılda 12 seçim kaybedildi. Mevcut yönetimde oy artışı da olmamıştır. Genellikle şöyle bir anlayış var, CHP'nin yüzde 22-23 oyu var bunun üzerinde oy alamaz. Bunu kabul etmiyoruz. 1977 seçimlerinde CHP'nin oyu yüzde 41. 1989 yılında belki çok yüksek oy alınmadı ama SHP'nin olduğu belediye seçimlerinde galip çıkıldı. CHP'de bir yönetim değişikliğinin olmaması durumunda önümüzdeki belediye seçimlerinde olumlu sonuç alınması zor.
13 yılda 12 seçimi kaybedip bu kadar uzun süre genel başkanlık görevine devam eden başka bir örnek gelişmiş ülkelerde var mı ben baktım bulamadım. Girilen tüm seçimlerde bir yenilgi söz konusu. Toplumsal olaylarda da çoklu nedensellik vardır. Tek bir nedene indirgenemez. Parti içi demokrasinin seçim sonuçlarıyla bağlantısı nedir diye soracak olursanız, parti organlarının çalıştırılmamış olması, kararların 5-10 kişiyle veriliyor olması. Partinin ilçe ve il örgütlerine danışılmadan kararların alınması büyük hatalara neden olmuştur. Örneğin listeler konusu. Oy oranı yüzde 3'ü bulmayan partiler 39 vekil Meclis'e girmiştir.
Adaylar ön seçimle belirlenebilirdi. İkinci sorun kimlik sorunu. CHP kimliğini kaybetmiştir. Herkes, genel başkan da dahil partinin temel ilkelerine uymakla hükümlüdür. Ne yazık ki partimizde ideolojik bir bütünlük de sağlanamamıştır. Partinin neyi temsil ettiği belirsizdir. CHP, 6 ok 1930'larda kaldı, bunun güncelliği yoktur gibi akıl dışı bir anlayış. Cumhuriyetçilik monarşinin antitezidir. Devletçilik özelleştirmenin antizedir. Laiklik, dinin devlet siyaset işlerine karışmaması, devletin de halkın inançlarını güvence altına alması, teokrasinin antitezi. Milliyetçilik, asla ırkçılık değildir, ümmetçiliğin antitezidir. Milliyetçilik laikliği tamamlayan bir kavramdır. Günümüzde AKP iktidarında monarşik, oligarşik, ümmetçi bir anlayış var mı, var. Dolayısıyla 6 ok için güncel değil demek akıldışıdır.
"6 OKA NE KADAR SAHİP ÇIKIYORLAR?"
İsimler değişti ama sorunlar ne yazık ki değişmedi. Bir değişim hareketinden söz ediliyor. Vekiller ya da eski MYK üyeleri bu değişim sürecinin bir kısmını yürütüyorlar. Genel başkan aday adayı olduklarını söylüyorlar. Acaba bu arkadaşlarımız hatalar yapıldığında acaba seslerini çıkarmışlar mıydı? Sorunun paydaşı olanlar sorunu nasıl çözecek? Zaman zaman birçok kararın altına imza atılar. Bir samimiyet göremiyorum ben.
CHP Genel Başkan adayı kapalı kapılar ardında mı belirlenir? Kapalı kapıların ardından neler döndüğünü de çok iyi bilmiyoruz ama şöyle bir algı oluşuyor: Emanetçi genel başkan aday adayı... Değişim talebinde bulunanlar acaba partinin temel ilkelerine, 6 oka ne kadar sahip çıkıyorlar? Atatürk'ün aydınlanma devrimlerine sahip çıkmamız ve bu ilkeler doğrultusunda sağlık, tarım, ulaşım vs. projelerin geliştirilmesi gerekiyor.
"3. YOL AÇMAMIZ GEREKİYOR"
Mevcut yönetim ile yönetime talip olanlar arasında ne kadar fark var? Radikal bir farkı ben göremedim. AKP'yi taklit ederek seçim kazanmak isteyenler, şimdi Mustafa Kemal Atatürk'ü taklit etmeye başladılar. Mustafa Kemal Atatürk taklit edilemez. Kimse size inanmaz. Siyaset, bir kariyer yapma platformu değil. Ne yazık ki partimiz statükocularla sahte değişimciler arasında sıkışıp kalmıştır. CHP bir çıkmaz sokağın içerisindedir. Mutlaka bir üçüncü yol açmamız gerekiyor. Bu yol 6 ok yoludur. Bu yolu açmak için CHP genel başkan aday adayı olmaya karar verdim ve bunu ilan ediyorum.
Laiklik konusunda partimiz tarafından bertaraf edilmiş durumda. Partimiz siyasetin dinselleşmesi, eğitimin dinselleşmesi konusunda neyi öneriyor? Eğitimin dinselleşmesi şu anda karşı karşıya olduğumuz en önemli sorunlardan biridir.
Mesele bizim iktidara gelmemiz değildir. Bizim ilkelerimizin iktidara gelmesidir. Üyeler kendi ideolojisini, sosyal demokrasisi, 6 oku bilmezlerse halka bunları kim anlatacak. Üyeler önce parti içi eğitim yoluyla öğrenecek. Parti üyelerini eğitirsek, üyeler bu ilkeleri halka birebir anlatabilirler. Üye ne olup bittiğini bilmiyorsa neyi anlatacak? Sadece esnaf ziyaretiyle çözülecek bir durum değil. Çözülmediği de ortada.