Güncelleme Tarihi:
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Koç, toplantı sürerken düzenlediği basın toplantısında MYK'nın gündemi ve güncel konular hakkında açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ODTÜ arazisinden geçirmeyi planlandığı yol ve bu kapsamda gelişen olayları değerlendiren Koç, "Hukukun üstünlüğünün ve önceliğinin yerini, devlet eliyle baskın ve kaba kuvvet gösterisinin aldığı yeni bir tablo ile karşı karşıyayız" dedi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin hükümetin korumasında, ondan aldığı gücün şımarıklığı içinde ODTÜ'de gece baskınına çıktığını ifade eden Koç, karşılarında ise hukuksuzluğa karşı direnen ODTÜ yönetimi ve öğrencilerinin bulunduğu savundu. Hükümet yetkililerinin ODTÜ'de yaşananlara ilişkin "gezi olayları tekrar canlandırılmak isteniyor" şeklindeki yorumlarının ise işin bir başka yüzü olduğunu belirten Koç, kimsenin yolların yapımına karşı olmadığını, ancak hukuksuzluğa ise asla sessiz kalınamayacağını vurguladı.
"Sen hukuka uygun davranıyor musun?" diye soran Koç, ODTÜ arzisinden geçecek yola ilişkin hukuki itirazlar sonuçlanmadan gece baskını ile çalışma yapılmasını eleştirdi. Koç, "Bir ülkede hukuku başbakan ve ona şirin görünmek, göze girmek için hiçbir kavrama saygısı olmayan bir belediye başkanı çiğnerse bu ülkedeki sade yurttaşlar ne yapacak bunu açıklıkla sormak gerekiyor" diye konuştu.
"60 yolsuzluk dosyası hepsi Yüce Divanlık"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin TBMM Grup toplantısında CHP ve yolsuzlukla ilgili sözlerini de hatırlatan Koç, şöyle konuştu:
"Yolsuzluk' deyince Sayın Başbakan akla gelen bir tek sizin döneminizin iktidar uygulamalarıdır. Hepsini çıkardık, 60 önemli yolsuzluk dosyası. Koskoca bir klasör, bunların her biri ayrı bir Yüce Divan'lık dava. Bunların hiçbirinden kaçamayacak Başbakan. Kendi saha ve seyircisi önünde CHP'ye sataşmayı aklı sıra siyaset yapma yolu olarak görüyor. Ama ne yazık ki bu yolsuzluk dosyaları Başbakanın boynunda, onu Yüce Divan'a götürecek kadar önemli birer milli soygun dosyası.
"Sana camileri yıktırtmayacağız"
Başbakan Erdoğan'ın TBMM grup toplantısındaki "Bizim değerlerimizde yol engel tanımaz. Önünde cami bile olsa eğer yol oradan geçecekse, biz o camiyi yıkarız, gideriz o camiyi başka bir yerde inşa ederiz" sözlerine de değinen Koç, şunları kaydetti:
"Kamera eşliğinde camiye ibadet etmeye gitmeyi alışkanlık haline getirenler, inançlar üzerinden siyaset yapma geleneğini sürdürenler şeytanın bu dünyadaki gölgesi olmaya devam ediyorlar. Konu burada yol falan değil. Beyefendinin dilinin altındaki bakla, rant için çıkar için cami bile yıkarım. Kısacası Başbakan'ın derdi milletin camisi de değil, yolu da değil. O kendi yolunu bulma derdinde. Bu kadar açık. Söz konusu rantsa, çıkarsa, paraysa bunlar için gerisi teferruattır. Cami de din de diyanet de ahlak da teferruattır.
Şunu çok iyi bilmesi gerekiyor Sayın Başbakan'ın; sana camileri yıktırtmayacağız Sayın Başbakan. Hem de o Gezi'deki gençlerle beraber. Hani o 'camide içki içtiler' iftirası attığın gençlerle beraber. ODTÜ'de direnen gençlerle beraber sana rant için camileri de yıktırtmayacağız Sayın Başbakan."
"Kurtla beraber koyunu yiyor, çobanla beraber ağlıyorlar"
Koç, Lübnan'da kaçırılan Türk pilotların serbest bırakılmasına ilişkin ise Hükümetin yanlış dış politikasının ülkeyi böyle üzüntü verici olaylarla karşı karşıya bıraktığını ve ateş çemberinin içine soktuğunu savundu.
Hükümetin Ortadoğu'daki kirli ilişkilerinin üzerine örtme ihtiyacı içinde olduğunu, Başbakan Erdoğan'ın serbest bırakılan pilotları havalimanında karşılamasının da buna hizmet eden bir hareket olduğunu ileri sürdü. Koç, "Bunlar kurtla beraber olup koyunu yiyorlar, sonra çobanla beraber olup oturup ağlıyorlar" dedi.
"Bir tek Hakan Fidan sorumlu değildir"
Koç, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la ilgili iddialar konusuna da değindi.
Türkiye-Suriye sınırının uluslararası terör örgütlerinin at oynatma sahasına döndüğünü, her ülkenin istihbarat biriminin iç içe olduğu karmaşık bir konuma sürüklendiğini iddia eden Koç, şunları söyledi:
"Burada bir tek Hakan Fidan sorumlu değildir. Burada karşımıza bir üçlü çıkıyor, onu tek kimliğe indirgemek gerekiyor. Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan burada tek bir siyasi figürdür. Hakan Fidan üzerinden yürütülen tartışmalar, Başbakan ve Davutoğlu'nun Hakan Fidan'la beraber temsil ettiği siyasi duruşu, tavrı hedef alan değerlendirmelerdir. Türkiye'nin bu üçlü vasıtasıyla taraf olduğu, himaye ettiği, koruduğu, lojistik destek verdiği tüm radikal gruplar birbirleriyle çatışır hale gelmiştir"
Koç, son uluslararası gelişmelerin Hükümet ve bürokratları tarafından doğru okunamadığını bu yüzden Türkiye'nin itibarsızlaştığını da söyledi.
"Dört siyasi partinin mutabakatı bizim için önemlidir"
Haluk Koç, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Yeni anayasa çalışmaları kapsamında TBMM'de AK Parti ve CHP grupları arasında bugün gerçekleşen görüşmeye ilişkin soru üzerine Koç, kendilerinin Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulurken komisyona ilişkin hazırlanan protokole ve bu protokoldeki mutabakat maddesine bağlı hareket ettiklerini hatırlattı. Koç, "Dört siyasi partinin üzerinde mutabık kaldığı konularda CHP olumlu görüşünü yansıtmaktadır" dedi.
Görüşmenin ardından AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'nin yaptığı açıklamalar ile Başbakan Erdoğan'ın konuya ilişkin bugün Esenboğa Havalimanında yaptığı açıklamaların çeliştiğini savunan Koç, "CHP dört siyasi partinin mutabık kaldığı noktada adım atma noktasında daha önceki tutumunu sürdürüyor. Dört siyasi partinin mutabakatı bizim için önemlidir" dedi.
"Devlet kılık kıyefet zaptiyeliği yapmaz"
Koç, kamuda başörtüsü serbestliği ve TBMM iç tüzüğüne yönelik çalışma konusundaki bir soruyu yanıtlarken de CHP'nin devletin egemenlik hakkını kullanan, devlet adına hizmet sunanların, yasama, yürütme, yargı, güvenlik ve eğitim konularında inanç ve etnik köken ifade edebilecek giysi ve işaret taşımalarının demokratik, laik bir ülkede sakıncalı oluşturacağı görüşünde olduğunu yineledi.
Haluk Koç, "İç tüzük ile ilgili tartışmalar ne boyuttadır, onu bilmiyorum. Ama CHP görüşünü söylemiştir. Devlek kılık kıyafet zaptiyeliği yapmaz" dedi.
Bir gazetecinin Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün CHP'ye katılımına ilişkin sorusuna da Koç, "Bu konuya cevap vermiyorum. Defaten söylendi. CHP'nin kurumsal yapısı, ilkeleri ortada. CHP düşüncesini açıkladı. Defaten tekrarlamak ancak anlamak istemeyenlere karşı tutulan yöntemdir" karşılığını verdi.
"TBMM'ye başörtülü bir vekil girse CHP'nin tavrı ne olacak?" sorusunun da sorulduğu Koç, varsayımlar üzerine cevap verilemeyeceğini, ortada uyulması gereken kurallar bulunduğunu belirtti. Partisinin başörtüsü konusundaki genel yaklaşımını tekrarlayan Koç, "Söylediğim açık ve nettir. Böyle bulmaca tarzı sorulara yanıt onun içinde var" değerlendirmesinde bulundu.
Koç, bir başka soru üzerine ise CHP'nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını halkla birlikte sokaklarda, alanlarda kutlayacağını bildirdi. Ankara İl Başkanlığı'nın Tandoğan meydanında geniş katılımlı bir halk toplantısı düzenleyeceğini ifade eden Koç, her yerde en yüksek katılım ve coşku ile Cumhuriyeti kutlayacaklarını söyledi.