Güncelleme Tarihi:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında verilen soruşturma önergesi üzerinde önerge sahibi olarak söz alan Kart, Hükümetin, Cumhuriyet tarihinin en yoğun kadrolaşmasını gerçekleştirdiğini söyledi. Hükümetin “örtülü ideolojisi” doğrultusunda emniyet teşkilatında örgütlendiğini öne süren Kart, bu teşkilatta parti devleti ve cemaatleşme anlayışının egemen kılınmak istendiğini ifade etti.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in, “ortada koli basili akıtan bir çeşme var” sözlerini hatırlatan Kart, “Dramatik olan şu; bu çeşmeyi kurutması gereken Hükümet, bu yapılanmayı organize ediyor, himaye ediyor” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın, skandallar ortaya çıktıktan sonra “bürokratik oligarşi ve derin devlet” gibi kavramlar ortaya attığını savunan Kart, bu sözlerin devlet ciddiyetinden uzak ve bir aczin ifadesi olduğunu söyledi. Kart, “Parti devleti yaratmayı temel hedef olarak gören iktidar, kendi alternatif derin devletini yaratma gayretinde” dedi.
Yaşanan olaylarla ilgili olarak tam bir bilgi kirliliği yaratıldığını öne süren Kart, “Medyaya mali baskıların yanı sıra haber kaynaklarına doğrudan müdahale etmekten çekinmeyen, faşizan bir anlayış söz konusu” diye konuştu.
“CERRAH, CERAHATİ AKITAMADI”
Önerge üzerinde kişisel görüşlerini açıklayan CHP Antalya Milletvekili Tuncay Ercenk, Meclisin tarihi bir oturum yaptığını belirterek, “Emniyet, asayiş ve güvenlikte nereden nereye geldiğimizi konuşuyoruz” dedi. Hiç bir dönemde AKP dönemindeki kadar kadrolaşma yaşanmadığını iddia eden Ercenk, “Emniyetteki kadrolaşmalar, tarikat ve cemaatlerin güç dengesine göre yapılıyor” diye konuştu.
Yetkisi olmayan kişilerin, bazı olaylar hakkında açıklama yaptığını ifade eden Ercenk, “İsmailağa Camisindeki cinayetten sonra 'başı minbere çarptı' açıklaması yapıldı. Yani Cerrah, cerahati akıtamamıştır” dedi.
Aksu'nun bakanlık yaptığı dönemlerde işlenen cinayetlerden örnekler veren Ercenk, “Sayın Aksu, siz her dönem İçişleri Bakanı olmak zorunda mısınız? Sizin İçişleri Bakanı olmak gibi gizli bir göreviniz mi var?” diye sordu.
Ercenk, bugünkü Hürriyet Gazetesi'nin “Hırsızı Gaspçı Yakaladı” şeklindeki manşetini göstererek, “Bir valinin evini koruyamayan emniyet, vatandaşın can güvenliğini nasıl koruyacak?” dedi.
“ANAYASAYA AYKIRI”
Kişisel görüşlerini açıklamak üzere söz alan AKP Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, CHP'nin verdiği soruşturma önergesinin, tamamen “dedikodu ve şayialar” üzerine kurulu olduğunu ileri sürdü. Can, “CHP gibi mazisi derinde olan bir partinin, kendi dedikodusunun altına imza atarak Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı hakkında soruşturma önergesi vermesi, hem CHP'nin hem de Meclisin saygınlığına gölge düşürür” dedi.
Can, önergenin Anayasaya da aykırı olduğunu iddia ederek, “Biz, CHP ile her alanda yarışabiliriz ama kadrolaşma konusunda yarışamayız. Dönemin CHP'li Adalet Bakanı, 'CHP'lileri hakim yapmayacağım da kimi yapacağım' demişti. Şimdi nerede o hakimler?” diye sordu.
Derin devletin panzehirinin şeffaflaşma olduğunu kaydeden Can, Hükümetin de bunun için çalıştığını söyledi. Can, 1970'li yıllarda CHP'nin, “MKE'nin bronz üreten prinç fabrikasına, herhalde princi çeltik (pirinç) zannederek, ziraat mühendisi bir genel müdür atadıklarını” öne sürdü. Can, yine o dönemlerde işlenen faili meçhul cinayetler hakkında, dönemin CHP'li bakanlarının bir şey yapmadığını söyledi.