Güncelleme Tarihi:
Kart, Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde özetle şunları kaydetti:
PROVOKASYON ZEMİNİ YARATTILAR
“Olayın hemen akabinde, İçişleri Bakanı; olayda kapsül ve biber gazının kullanılmadığını ifade etmiş, Başbakan da bu beyanı tekrarlamıştır. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da, yaşananların provokasyon olduğunu söyleyerek; Hükümetin sorumsuz, aciz ve provokatif tavrını adeta tescillemiştir. Hükümet, bu açıklamalarıyla bir taraftan da bazı kesimleri zan altında bırakmış ve hedef göstermiştir. Sorumluyu hemen bulması gereken ve belki de bildiği halde ‘nasıl ortaya çıkmaz’ yaklaşımıyla bu durumu gizleyen Kamu görevlilerinin; gerçek anlamda provokasyon zeminini yarattıkları görülmektedir.
POLİSİN TAVRI DEHŞET VERİCİ
Olay esnasında ve sonrasında polisin lakayt, sorumsuz, insani olmayan tavrı dehşet vericidir. Yere yığılan Nihat’ın hemen ve öncelikle Polis tarafından Hastaneye götürülmesi gerekirken, Polisin hiçbir çaba içine girmemesi ve Nihat’ı taşıyan kamyoneti görüntülemekle meşgul olması, toplumsal barışımız adına kaygı veren temel bir olgu olarak ortaya çıkmıştır.
DEVLET ADINA KABUL EDİLEMEZ
İçişleri Bakanı; ya bilerek yalan beyanda bulunmuştur ya da Emniyet Amirleri Kendisini yanıltmışlardır. Aynı durum Başbakan için de söz konusudur. İçişleri Bakanı ya Başbakan’ı bilerek yanıltmıştır ya da kendisine verilen yanlış bilgiyi aktarmıştır. Her 2 ihtimal de değişik boyutlarıyla Devlet yönetimi adına kabul edilemez niteliktedir. Nihat’ın öldürülmesi olayı; Kamu yönetimi, güvenlik, yaşam hakkı sorumluluğu gibi temel kavramlar konusunda; Siyasi İktidarın tükenmişliğini, yetersizliğini ve artık güvenilemez hale geldiğini gösteren dramatik bir olaydır.
NE YAPACAKSINIZ
Kamu görevi sorumluluğu ve ciddiyeti adına kabul edilemez olan bu tablo karşısında; Hem siyaseten, hem adli , hem idari ve hem de insani olarak yapmanız gerekenleri ne zaman yapacaksınız? Kamuoyuna dürüst ve tatminkar bir açıklamayı neden yapmıyorsunuz?”