Güncelleme Tarihi:
Komisyon üyeleri ile birlikte basın toplantısına katılan Ergenekon’un kasası olarak adlandırılan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır ve Yarbay Ali Tatar’ın kardeşi Ahmet Tatar, ablası Hürriyet Ünver de katıldı. Okkır ve Ünver, burada konuşurken gözyaşlarını tutmakta zorlandı.
CHP Cezaevi Komisyonu üyesi milletvekilleri, TBMM’de Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır, Yarbay Ali Tatar’ın kardeşi Ahmet Tatar ve ablası Hürriyet Ünver ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
''DAVALAR CADI AVINA DÖNDÜ''
Fatih Hilmioğlu’nun tedavi görmesini sağlamak için Cumhurbaşkanı’nın yetkisini kullanması gerektiğini belirten CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Payrozköy, OdaTV, Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, KCK gibi davaların cadı avına döndüğünü söyledi.
''BU İNSANLAR NEDEN ÖLDÜ?''
''4 BİN KİŞİNİN ADI GEÇİYOR''
CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir ise, “Ergenekon’un 3 katı, Balyoz’un 2 katı büyüklüğünde olan Askeri Casusluk Davası’nda 4 bin kişinin adı geçiyor. Yarbay Ali Tatar intihar etti. Albay Mehmet Haşimoğlu tedavi gördüğü GATA’da hayatını kaybetti. Kuddusi Okkır ise cezaevinde sağlığının bozuldu ve tahliye edildikten 5 gün sonra hayatını kaybetti. Gözler önünde bu insanların diri diri betona gömülmesine izin vermeyin'' diye konuştu.
''DEVLET EMANETE HIYANET ETTİ''
Ergenekon’un kasası olduğu iddia edilen ve tahliye edildikten 5 gün sonra Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Temmuz 2008 yılında hayatını kaybeden Kuddusi Okkır’ın eşi Sabriye Okkır’ın konuşmasını güçlükle yaptı.
Okkır şunları söyledi:
“Durumu çok ağırlaşınca İstanbul’daki hastanelere gönderildi. Burada gerekli tedaviler yapılmadı. İstanbul’da 3 hafta boyunca eşim bana gösterilmedi. Niye biz hala hukuk hatası yapıyoruz da bu insanların sağlığına kavuşmasına izin vermiyoruz. Diğer insanların gerekli tedavileri en kısa zamanda yapılsın. Kuddusi Okkır’ın kanına girdiniz, ben eşimi devlete emanet ettim, devlet bu emanete hıyanet etti. Aynı hataları tekrar işlemeyin. Kuddusi Okkır’ı sahip çıkan olmadı, geride kalan insanları lütfen kurtaralım. Bu insanların sağlık haklarını ellerinden alıp tekrar hukuk faciası işlemeyelim. Tekrar yargılanma bu ölen insanların hangi birisini geri getirecek. Adalet bize çalışmayacak mı, bunun hesabını kim verecek? Bu Okkır niye öldü diye düşünmediniz, kimse bu soruyu sormadı.''
''BENİM KARDEŞİM NE BİR CANA KIYDI, NE DE HARAM YEDİ''
İntihar eden Yarbay Ali Tatar’ın kardeşi Ahmet Tatar ise şunları söyledi:
“Mağduriyeti kimseye bırakmayanlar gözünü açıp bize iyi bakın.Karşınızda o günlerde sevdiklerinden koparılanlar, telafi edilemez acılara sokulanlar duruyor. Tutsakların serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Benim bir kardeşim vardı, adı Yarbay Ali Tatar.Ne bir cana kıydı ne de haram yedi. Zindan yerine Hak’ka yürüdü. Onun huzursuz olduğunu biliyorum.''
''ALİ KENDİNİ IŞIK ETTİ''
Gözyaşlarını tutamayan Ali Tatar’ın ablası Hürriyet Ünver ise, “İyi ki 17 Aralık oldu da bizim sesimizi görmeyen gözler gördü, duymayan kulaklar duydu. Ali bir askerdi, onu almaya geldiklerinde cezaevine götüreceklerini biliyordu. Ali ‘siz bana ceza veremezsiniz, sizin hukukunuzu tanımıyorum, ben kendimi ışık ediyorum’ dedi ve Hak’ka yürüdü. Ali intihar etmedi, Ali bugünleri o günden gördü ve bugünlere ışık olmak adına Hak’ka yürüdü. Kararına saygı duyuyorum.''