Güncelleme Tarihi:
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ile “TEKEL yolsuzluğu ve Sağlık Bakanlığında yaşandığını iddia ettikleri skandal” hakkında TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Kılıçdaroğlu, yolsuzlukların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın koruması altında olduğunu iddia etti. Erdoğan'ın yolsuzlukların üzerine gideceğine, yolsuzluk yapanları korumaya devam ettiğini öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye'de ilk kez, yolsuzluk yapanlardan hesap sorulacağına değil de yolsuzluk yapanları koruyan bir üsluba tanık olduk” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, Atilla Kart'ın da savcıların görmezden geldiği, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlunun şirketinde çalışan bir santral memuruna gönderildiği iddia edilen 30 bin dolarla ilgili açıklamalarda bulunacağını söyledi.
“NEDEN BİR İŞLEM YAPILMADI?”
CHP Konya Milletvekili Kart da 15 Kasımda yaptığı basın toplantısında, “TEKEL'in, 2004'te İspanya'dan 13 milyon 840 bin avro karşılığında aldığı makinaların ithalatında yolsuzluklar yaşandığı konusunda Başbakanlık bünyesinde hazırlanan raporun üzerinden 7 ay geçmesine rağmen neden bir işlem yapılmadığını” Başbakan Erdoğan'a sorduklarını anımsattı.
Aradan geçen 20 günde, Erdoğan'ın görevini yapmama konusunda kararlı olduğunu gördüklerini ifade eden Kart, olayla ilgili görevini yapmayan Başbakan Erdoğan'ın olayı ortaya çıkaran CHP'ye yüklenerek hedef saptırdığını ileri sürdü.
İşin içinde sadece Maliye Bakanının oğlunun olmadığını, Family Finans ve Ülker gruplarının da olduğunun görüleceğini savunan Kart, Erdoğan'a, “Bu yolsuzlukları himaye etmenizi gerektiren özel bir sebep mi var?” diye sordu.
CHP'li Kart, CHP olarak bu olaya seyirci kalmadıklarını belirterek, TEKEL'deki yolsuzluk olayıyla ilgili olarak Başbakanlık raporunda isimleri geçen “Şenol Çelik, Bessan Yıldırım, Barış Zafer Önen, ile Family Finans Kurumu A.Ş Genel Müdürü ve Kredi Komitesi Başkanı Mehmet Atila Kurama, şirketin o dönemdeki ortağı Murat Ülker, Maliye Bakanının oğlu Abdullah Unakıtan ile İspanyol ve Dubai Firmasının 3 yetkilisi” hakkında, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.
“Yolsuzluklarla mücadele konusunda 'tuzun koktuğu' noktadayız” diyen Atilla Kart, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş'un, 22 Mayıs 2006'da, Sağlık Bakanlığı'na, 209 kalem ilacın fiyatlandırılmasında yolsuzluk yaşandığına ilişkin bir yazı yazdığını söyledi.
Savcının, yazısında, “Yolsuzlukla ilgili raporlar incelendiğinde, bir suç ve zarar olmasına rağmen her nedense sorumluların tespit edilemediğinden bahsederek, haksız bir şekilde devletin soyulmasını önlemek ve 'tuz koktu' dedirtmemek için soruşturmaların daha titizlikle yapılmasını istediğini” ifade eden Kart, kendisinin ve Kılıçdaroğlu'nun kamuda daha önce böyle bir yazışmaya tanık olmadıklarını belirtti.
“ADRESE TESLİM BİR İHALE...”
CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, “Sabah-ATV ihalesiyle ilgili CHP'nin bir girişiminin olup olmayacağının sorulması” üzerine, ortada bir ihale olmadığını söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın, “Tek kişi bile kalsa bu ihaleyi TMSF yapacaktır” dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Adrese teslim bir ihale. Sayın Başbakan, bu operasyon öncesinde ilgili kişilerle görüştü mü, görüşmedi mi? Yani Çalık Grubuyla bir görüşmesi oldu mu? Ofer Grubuyla olmadığını söylemişti, ancak olduğu ortaya çıktı. Yandaş medya yaratılıyor” diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Meclisteki konuşmasında, ihalenin Çalık Grubuna verilmesi talimatını TMSF'ye verdiğini öne sürerek, Erdoğan'ın “Bu konuda yetki TMSF'nindir, bizim bu konuda söz söyleme yetkimiz yoktur” demesi gerektiğini kaydetti.
CHP'li Kılıçdaroğlu, “Tek kişinin girdiği ihale olur mu? Tek kişi giriyorsa bunun adı sipariştir. Siparişin yasal kılıfı hazırlanmıştır. Başbakan ihale öncesinde 'Ben böyle bir görüşme yapmadım' diyorsa, ben Sayın Başbakanın, ihaleler öncesinde belli kişilerle, belli yerlerde bir araya geldiğini kanıtlayacağım, bunun sözünü veriyorum size. Yeter ki Sayın Başbakan bu soruya doğru yanıt versin” diye konuştu.
Başka bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, 30 bin doların, Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan'ın şirketinde çalışan bir santral memuruna, sözleşme onaylandıktan bir gün sonra gönderildiğini söyledi.
“AKP DÖNEMİNDE YOLSUZLUKLAR MEŞRULAŞMIŞTIR”
CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Maliye Bakanının aksini iddia etmesine rağmen, Hazine kontrolörleri, paranın gönderildiği tarihte o kişinin oğul Unakıtan'ın şirketinde çalıştığını söylüyor. O kişi, 'Biz AB Gıda Sanayinin yetkilisiyle Family Finans'a gittik. 30 bin doları bana kim gönderecek zaten ben imzayı attım 30 bin doları da onlar aldılar' diyor. Bu kişi şu anda Üsküdar'da yaşıyor. Buna rağmen hiç bir savcı, çağırıp da ifadesini almadı. Bu kadar somut açık bir olayın itinayla gözlenmesi, Mecliste gündeme getirildiğinde Kemal Unakıtan'ın Başbakan tarafından koruma altına alınması. AKP döneminde yolsuzluklar artık meşrulaşmıştır. Yolsuzluklar günlük sıradan hale geldi.”
CHP'li Kılıçdaroğlu, 30 bin doların İspanyol firmanın Türkiye temsilcisi tarafından verildiğini de öne sürdü.