Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın rolüne de 14 ilke arasında yer veren Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı kesinlikle anayasal sınırları içine çekilmeli. O makam her şeye maydanoz olan bir makam değildir. Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlar içine çekilmesi bizim temel ilkelerimizden biri” dedi. CHP Parti Meclisi’nin açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, ilkelerini özetle şöyle açıkladı:
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında çok büyük bir eksiklik keşfettim
1- HUKUK DEVLETİ: Can ve mal güvenliğimizi güvence altına alacak hukukun üstünlüğüne dayalı bir hukuk sistemi. Bu alanda bütün tahribatları yok etmeliyiz ve yeniden inşa etmeliyiz.
2- DARBE YASALARI: 12 Eylül darbe yasaları tamamen değişmeli, yüzde 10 seçim barajı, YÖK belası... 12 Eylül darbe hukukunu değiştirmek, parlamenter rejimimizi güçlendirmek anlamına geliyor. Siyasi partiler yasasını değiştirmek, lider sultasını ortadan kaldırmak zorundayız.
3- SİYASİ AHLAK YASASI: Siyasetin ne kadar kirlendiğini sokaktaki vatandaş da biliyor. Kesinlikle siyasi ahlak yasası çıkmalı, siyaset arınmalı. Siyaset namuslu insanların görevi olmalıdır.
4- SOSYAL DEVLET: 17 milyon yoksulun olduğu bir Türkiye’ye hiç kimse ‘Güçlü devlettir’ diyemez. Biz güçlü bir sosyal devlet için alt parametrelerimizi de belirledik: Emekliye iki maaş ikramiye. Çiftçi için mazotun 1.5 lira olması, taşeron sisteminin kaldırılması. Asgari ücretin 1500 lira olması.
5- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Cumhurbaşkanı kesinlikle anayasal sınırları içine çekilmelidir. O makam her şeye maydanoz olan bir makam değildir. Her konuda görüş beyan eden bir makam değildir. Az konuşur, öz konuşur. Konuşurken 77 milyon insan dikkatle dinler. Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlar içine çekilmesi bizim temel ilkelerimizden, önceliklerimizden. Hele hele koalisyon görüşmelerinin devam ettiği bu süreçte kendisinin birinci aktör olarak ortaya çıkması kabul edilemez.
6- ÖRTÜLÜ ÖDENEK: Örtülü ödeneği bir kişi kullanır, o da Başbakan’dır. Başbakan’ın namusuna havale edilen bir paradır. İki kişi örtülü ödeneği kullanıyorsa devlette iki başlılık var demektir. Başbakan’dan gizli Cumhurbaşkanı nasıl örtülü ödenek kullanacak? Bunun da kaldırılması lazım.
7- DIŞ POLİTİKA: Türkiye son 13 yılda dünyadan soyutlandı. Türkiye’yi dış politikada ciddi açmazların içine soktular, çıkamıyorlar. Bu süreçten çıkmanın tek ve bilinen adresi CHP’dir.
8- GENÇLER İÇİN: Gençleri potansiyel suçlu olarak gören bir siyasal düşünceyi asla ve asla kabul etmiyoruz. Hiçbir meydan Türkiye’de gençlere yasaklanmamalıdır. Konuşan ve üreten bir Türkiye, gelişen bir Türkiye, özgürlüğü tadan bir Türkiye.
9- YASAKLAR: Yasakları azalan, insanlara, insan haklarına saygı duyan, özgürlük alanını süratle genişleten bir Türkiye istiyoruz biz.
10- MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ: Medya özgürlüğü, olmazsa olmaz koşullarımızdan birisidir. İktidarda kim olursa olsun TRT, iktidarın borazanı olmaktan çıkarılmalıdır. TRT Genel Müdürü bir siyasal iktidarın keyfine göre atanmamalıdır. Siyasal iktidarın sopası olan bir RTÜK modelini kabul etmiyoruz.
11- VERGİ DENETİMİ: Vergi denetimleri siyasal araç olarak asla kullanılmamalı, vergi denetim elemanı siyasal iktidarın sopası, işadamlarını terbiye etme aracı olmamalıdır. İş dünyasına açık çağrı yapıyoruz. İş dünyasının da güvencesi biziz.
12- KESİN HESAP KOMİSYONU: Kesin Hesap Komisyonu TBMM’de kurulmalıdır. Her kuruş verginin hesabı parlamentoda verilmelidir.
13- ANAYASA: Çağdaş, daha özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacımız var. Özellikle anayasa değişikliklerinde yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına ihtiyacımız var. HSYK’yı ikiye ayırmalıyız. Bakan ve onun müsteşarı bu kurullarda görev yapmamalıdır.
14- YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE: Yolsuzluklarla mücadele olmazsa olmazımızdır. Yolsuzluk yapanların artık konuşmaya yüzlerinin olmaması lazım. Ar damarı çatlamış bir siyaset kabul etmiyoruz. m Okan KONURALP/ANKARA
Bizimle ne görüşecek
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hükümeti kurma görevlendirmesi yapmadan önce liderlerle görüşme planım var” açıklamasını da “CHP’nin Koalisyon İlkeleri” kapsamında yanıtladı. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
“Koalisyon görüşmelerini yapacak kişi, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yetki vereceği kişidir. Bizimle ne görüşülecek? Niçin koalisyon yapmıyorsunuz mu diyecek? Koalisyon görüşmelerinin de öyle gizli kapaklı ortamlarda olması çok şık değildir. Bunlara bizim kapımız kapalı. Açık, şeffaf düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşacağız. Çünkü biz aklımızla, sağduyumuzla ve mantığımızla hareket ediyoruz. Ülkemizin çıkarlarını her şeyin önünde tutuyoruz.
Bu seçimin bir özelliği eşit olmayan koşullarda gerçekleşmesiydi. Benzer bir tabloyu 1980 sonrası yapılan seçimlerde de görmüştük. İkinci özelliği, bu seçimlerde ‘Hiçbir kişiye, aileye, zümreye imtiyaz tanınamaz’ ilkesinin geniş halk kesimlerince onaylanmış olmasıdır. Üçüncü özelliği bu seçimlerin, 12 Eylül darbe hukukuna önemli bir darbeyi indirmiş olmasıdır. Yüzde 10 seçim barajını çekip bir tarafa atmış olmasıdır.
Hiçbir partiyi ve o partiye oy veren yurttaşlarımızı yok sayamayız, saymamalıyız. Ne etnik kimliği ne inancı ne de yaşam tarzı dolayısıyla bir partiyi, bir kitleyi yok saymak en büyük tehlikedir.”