Güncelleme Tarihi:
CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Engin Özkoç ve Özgür Özel imzasıyla yapılan başvuruda, 31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde İstanbul seçimlerinin adeta yılan hikayesine dönüştüğü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile bazı ilçe belediye başkanlığı seçimlerine yönelik AK Parti ve MHP'nin günler süren itirazları nedeniyle oyların defalarca sayıldığı belirtildi.
Başvuruda, iki partinin sonu gelmez itirazlarının, AK Parti'nin 16 Nisan'da bavullar eşliğinde yaptığı ve adeta görsel şova dönüştürdüğü olağanüstü itiraz dilekçesine delil aramak için olduğunun sonradan anlaşıldığı savunuldu.
AK Parti'nin itiraz dilekçesinden ve parti yetkililerinin kendi beyanlarından, hiçbir partiyle paylaşılmayan kısıtlı, tutuklu ve hükümlü seçmenlerin listesinin devletin tüm imkanlarını kullanan AK Parti tarafından elde edildiğinin kolayca anlaşıldığı belirtilen başvuruda, "Eşit şartlarda yarışılması esas olunan seçim sürecinde, CHP ya da diğer partilerle paylaşılmayan verilerin bir siyasi partinin erişimine açılması kabul edilemez." ifadesi kullanıldı.
Başvuruda, AK Parti'nin olağanüstü itiraz dilekçesinde kısıtlı, hükümlü ve tutukluların yanı sıra zihinsel engellilerin sayısına da yer verildiğine değinilerek, AK Parti iktidarı tarafından devlet hastanesi raporlarına erişildiğinin, kişisel sağlık verilerinin elde edildiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
"KAMU GÜCÜNÜ KULLANARAK ELDE ETTİ"
Başvuruda, 31 Mart seçimlerini izleyen günlerde, seçim güvenliği tartışmalarının ve gündeminin gölgesinde kalmış olsa da kişisel verilerin gizliliği ve kişisel sağlık verilerinin mahremiyetinin ihlal edildiği, bu verilerin Sağlık Bakanlığından alındığının ortada olduğu ileri sürüldü.
Kısıtlı, tutuklu ve hükümlü seçmenlerin TC kimlik numaralarının bulunduğu ekli listelerin ise Adalet Bakanlığından temin edildiğinin açık olduğu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz imzalı aynı dilekçede, sandık başkanı ve memur üye olarak görev yapamayacak sandık kurulu üyelerinin listesinin detaylı bir biçimde iletildiği anımsatıldı.
Sandık kurulu başkan ve üyelerine ait TC kimlik numaralarını içerir listenin İçişleri Bakanlığı ya da Adalet Bakanlığı kanalıyla AK Parti'ye iletildiği, AK Parti'nin de bu listeyi başka kamu kurumlarına ileterek, bu isimlerin çalışıp çalışmadıkları ve SGK kaydı bulunup bulunmadığı biçimindeki verileri kamu gücünü kullanarak elde ettiğinin anlaşıldığı savunuldu.
Parti yetkililerinin açıklamalarının, sadece sandık kurulu başkanlarının kişisel verilerinin afişe edilmekle kalmadığı, sandık kurulu başkanlarının akrabalarına ilişkin kişisel bilgilerin de araştırıldığını gösterdiği ifade edildi.
"VERİLERİN PAYLAŞILMASI YASAYA AYKIRI"
CHP'nin başvurusunda, devlet hastanesi raporlarını da içeren kişisel sağlık verileri ile mahkumiyet ya da tutukluluk durumlarına ilişkin adli kayıtların, özel nitelikli kişisel veri olduğu ve bu verilerin bir siyasi partiye verilmesinin yasaya aykırı olduğu belirtildi.
Bu verilerin toplanması, temin edilmesi ve bir siyasi partiye verilmesinin, anayasa ve kanuna aykırı olduğu ve Türk Ceza Kanunu'nda suç olarak tanımlandığı ifade edilen başvuruda, şöyle devam edildi:
"Tüm bu sebeplerle İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde oy kullanan seçmenlere ait devlet hastanesi raporlarını içeren kişisel sağlık verilerinin, kısıtlılık, tutukluluk ve hükümlülük bilgilerini içeren adli sicil verilerinin ve sandık kurulu başkan ve üyelerine ait kişisel verilerin toplanması, temin edilmesi, kanuna aykırı biçimde işlenmesi, AK Parti yetkililerine iletilmesi sürecinin, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 15. maddesi gereğince incelenmesi, inceleme sonucunda vatandaşların rızaları dışında paylaşılan kişisel verilerinin imhasının ve bu verileri bir siyasi partiyle paylaştığı ortaya çıkacak kamu görevlileri hakkında Türk Ceza Kanunu'nun ilgili hükümlerince işlem yapılması amacıyla suç duyurusunda bulunulmasının sağlanması için inceleme sonuçlarıyla ilgili tarafımıza bilgi verilmesini talep ederiz. "