Güncelleme Tarihi:
Tezcan, Parti Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, partisinin 19. Olağanüstü Kurultayı'na ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kurultay'ın bir tüzük kurultayı olduğunu anımsatan Tezcan, mevcut parti tüzüğünü birinci maddeden son maddeye kadar yeniden ele aldıklarını söyledi.
Yeni tüzükle birlikte partinin 2019 hedeflerine yöneleceğini ifade eden Tezcan, "Cumhuriyet Halk Partisi, dünkü tüzük Kurultayını tamamlayarak örgüt için yapısal tartışmalar sürecini bitirdi. Artık partinin örgüt içine dönük yapacağı hiçbir tartışma kalmadı." ifadelerini kullandı.
Tüzük Kurultayına katkı veren herkese emeklerinden dolayı teşekkür eden Tezcan, güzel bir Kurultay düzenlediklerini dile getirdi.
Parti olarak geleceğe bakacaklarını ve 2019 yılında yapılacak genel ve yerel seçime odaklanacaklarını bildiren Tezcan, şöyle konuştu:
"Genel seçimlerde iki sandık olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimi sandığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimi sandığı. Yani 2019 yılında üç önemli seçimi birlikte gerçekleştireceğiz. Örgütümüz bu duruma hazır. Bu tüzük değişikliğiyle yapısal anlamda da geleceğin siyasetini kurmak konusunda düzenlemesini tamamlamış durumda."
"AKTİF BİR ÖRGÜT YARATMA KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDECEK"
Kurultaya teklif edilen tüzüğün dördüncü maddesinde üyenin, "üye" ve "destekçi üye" diye ayrılması ve bu çerçevede üyeliğin yeniden yapılandırılması teklifi olduğunu anımsatan Tezcan, şöyle devam etti:
"Bu önemli bir teklifti ama kurultay üyelerimiz bunu kabul etmediler. Bu teklif kabul edilmedi ama yeniden düzenledi. Dolayısıyla Türkiye'de pek alışık olunmayan bir demokratik tüzük yapma sürecini kamuoyuna deklaresi oldu. Yani öyle her getirileni kurultay kabul eder anlayışının doğru olmadığı net olarak ortaya çıktı. Bundan başta Genel Başkanımız olmak üzere bütün genel merkez yöneticileri olarak hiçbir rahatsızlığımız da olmadı. Örgütün demokratik kararıdır. 'Üyenin bu şekilde ayrılmasını istemiyoruz' dediler, biz de 'bu karar başımızın üzerinde yeri vardır, böyle devam edeceğiz' dedik."
İl başkanlıklarının yüzde 80'inin üyelik konusunda ayrım yapılması yönünde görüş bildirdiğine dikkati çeken Tezcan, "Ama kurultay buna 'hayır' dedi. Bu bir demokratik kültürdür, bu bir özgüvendir. Bu kararın başımız üzerinde yeri var, bu konuda hiçbir rahatsızlığımız yok. Bu, bundan sonrası üyenin etkin olmasını, eğitilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmayacak anlamına geliyor. Üyenin eğitilmesi, sandığı beklemesi, aktif bir örgüt yaratma, militan üye oluşturma konusundaki çalışmalarımız devam edecek." dedi.
"GÜÇLÜ ÖRGÜTLERLE TÜRKİYE'DE İKTİDARA GELMEYİ HEDEFLİYORUZ"
Tüzük değişikliğiyle genel başkanlığa aday olabilmek için gerekli olan imza sayısını yüzde 5'e indirdiklerini aktaran Tezcan, şunları söyledi:
"Biliyorsunuz, bu Sayın Genel Başkanımız göreve geldiğinde, 2010 yılında yüzde 20 idi. 2012 yılında Sayın Genel Başkanımız yüzde 10'a çekti. Divan önünde imza şartını kaldırdı. Şimdi yüzde 5'e çekti. Yani yarışın engellenmesi değil, tam tersi ciddi genel başkanlık yarışının olmasını kolaylaştıracak bir adım atıldı."
Tezcan, Parti Meclisi adaylıklarında imza şartının bulunması yönünde parti örgütünden yoğun bir taleple karşılaştıklarını anlatarak, "Bu çerçevede kurultayımızın kararıyla Parti Meclisi adaylığı için en az 10 kurultay delegesinin imza gerekir şartı getirildi." diye konuştu.
Tüzük değişikliğiyle örgütün güçlendirildiğini, il ve ilçe başkanlıklarının bulundukları yerlerde örgütün yöneteceği hükmünün özel olarak vurgulandığını ifade eden Tezcan, "Hiçbir tartışmaya mahal bırakmamak üzere il ve ilçe başkanlıklarının, 'bulunduğu birimde sadece örgütün temsilcisi değil, örgütün yöneten kadrolar olduğu' tüzüğe ifade olarak da konuldu. Güçlü örgütlerle Türkiye'de iktidara gelmeyi hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"SEÇMEN YOKLAMASI YENİ BİR SİSTEMDİR"
Tüzükte önseçim maddesinin aynen durduğunu ve seçim çevrelerinin en az 85'inde milletvekili adaylarının önseçimle belirlenmeye devam edileceğini vurgulayan Tezcan, bu kararın alınması aşamasında il örgütlerinin görüşünün de alınması hükmünün getirildiğini bildirdi.
Tezcan, cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili 4 ayrı tarifin getirildiğini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi, cumhurbaşkanlığı adaylığı seçmen yoklaması, ön seçim, aday yoklaması ve merkez yoklaması yöntemlerinden herhangi biriyle yapılabilir. Bu yöntemlerin birkaçı birlikte uygulanabilir. Hangi yöntemlerin uygulanacağına Parti Meclisi karar verecek. Seçmen yoklaması yeni bir sistemdir. Bütün seçmelerin oy kullanacağı aday belirleme sistemini öngörür. Şu anda cumhurbaşkanlığı seçimi kanunu çıkmadığı için bu konuda yasal bir düzenleme olmadığı için ister önseçim olsun, ister seçmen yoklaması, isterse de aday yoklaması olsun hiç birisini yargının gözetiminde yapmanız mümkün değil, hakim gelmez. Çünkü bunun için bir kanun olması gerekir, bu kanuni düzenleme henüz yok. Bunları sadece örgüt denetiminde yapabilme imkanımız var. Yarın yasal düzenleme buna göre değişirse ona uygun yapabilme imkanımız olacak. Tüzüğün bu hükmü o esnekliği de içeriyor."
Tüzük değişikliğiyle yüzde 10 olan gençlik kotasının yüzde 20'ye çıkartıldığını vurgulayan Tezcan, yenilikler arasında Etik Kurul'un oluşturulmasının da bulunduğunu, bu kurulun partinin etik illeri belirleyeceğini söyledi.
Başarılı bir kurultay süreci geçirdiklerine dikkati çeken Bülent Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyet Halk Partisi, artık bu tüzük kurultayıyla örgüt içi meselelerini tartışma defterini kapattı. Bundan sonra artık kimse örgüt içini tartışmayacak, bundan hep beraber hedef iktidar. Yerelde, yerel yönetimlerde iktidar, genelde Türkiye'de iktidar. Artık başka meşgul olacağımız hiçbir şey yok. Bu hedefe de güçlenen örgütlerimizle ve halkla beraber ulaşacağımıza inanıyoruz. Hiçbir tereddüdümüz yok."
"İKTİDAR DA BUNDAN RAHATSIZ OLMUŞ GÖRÜNÜYOR"
Sosyal Doku Vakfı Onursal Başkanı Nurettin Yıldız'ın açıklamalarına tepkilerle ilgili bir soru üzerine, İslam'ın en güzel yorumunun Anadolu'da ortaya çıktığını vurgulayan Tezcan, İslam kültürünü yobaz bir anlayış ve kültürle değil, akıl, hoşgörü ve insan sevgisiyle harmanlayan kültürün Anadolu'nun bağrından ortaya çıktığını ifade etti. Tezcan, şunları söyledi:
"Ne yazık ki son dönemlerde yobazlığı İslam'dır diye anlatan bir anlayış, bir kültür özellikle yerleştirilmeye çalışılıyor. Bunlar bu topraklarda yeni değil ama yeni olan bir şey var ki 16 yıllık AK Parti iktidarı döneminde bu yobaz kültürün güçlenmesi için gerekli bütün para kaynakları açıldı. Bütün devlet imkanları açıldı, devletin bütün medya ve basın imkanları bunların eline verildi. Devletten beslenen vakıf, dernek ve kuruluşlar bunlara alan açıp bunların toplumun kafasını bulandırmasına zemin yarattı. İktidar eğilimindeki belediyeler bunların kitaplarını basarak, konferanslarını düzenleyerek bu yobaz kültürün iktidar desteğiyle topluma yerleşmesinin önünü açtılar. Şimdi sevindirici bir şey var ki iktidar da bundan rahatsız olmuş görünüyor. Akla ve bilime davet etme ihtiyacı duymuşlar. İnşallah bu çerçevedeki çabalar, hoşgörü ve akıl eksenindeki çabalar devam eder. Kafasında fes, aklının içerisinde delilikten başka şey olamayanları hastanelerde ziyaret etme kültürü yerine, aklı ön plana çıkartanları yüceltme kültürünü öne çıkarır iktidar anlayışı diye düşünüyoruz."
KARAMOLLAOĞLU'NA CUMHUR İTTİFAKI YANITI
Tezcan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun Cumhur İttifakı'nda yer almayacakları yönündeki açıklamalarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, "Saygı duyarız" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mersin'de "bozkurt" işareti yapmasıyla ilgili yorumu sorulan Tezcan, "Hayırlı, uğurlu olsun. Çöküşün eşiğinde. Hangi işareti yaparlarsa yapsınlar, çöküşten kurtulamayacaklar." dedi.
Özelleştirilecek şeker fabrikalarında işçilerin işten çıkartılmayacağı yönündeki açıklamalarla ilgili bir soruya Tezcan, şu karşılığı verdi:
"Madem işçiyi çıkartmıyorsunuz, niye satıyorsunuz? Bunlar milletin malı. Milletin malını işletmeye devam edin. Zarar da etmiyor bunlar, kar eden kuruluşlar. Niye satıyorsunuz? Birine bunu peşkeş çekme ihtiyacınız mı var? İşçiyi çıkartmayacaksanız satmayın. O yüzden bunlar samimi ve inandırıcı ifadeler değil."
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR