CHP'den Görmez'e tepki
Güncelleme Tarihi:
DHA
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2013 16:24
DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in İzmir’de görevli din adamlarıyla buluşmasında, "İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın biraz irfan geleneğine ihtiyacı var" sözleri, CHP İzmir Milletvekillerinin tepkisine neden oldu.
CHP’li milletvekilleri, "Bu ikinci ’Gavur İzmir’ skandalıdır" dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı ise, Görmez’in, konuşmasında Başkanlık hizmetlerinin sürdürülmesinde genellikle İzmir’in ihmal edildiğine dikkat çekerken bu hususta duyduğu mahcubiyeti dile getirdiği, buradaki çeşitliliğin kusur ya da eksiklik olarak değerlendirilemeyeceği, İslam dininin farklı mecralarda yaşama dahil zenginleştirici özelliklerini yansıttığı belirtildi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, geçen ay İzmir Müftülüğü’ne atanan Ramazan Muslu’nun göreve başlaması nedeniyle dün Balçova Kaya Termal Otel’de Diyanet’e bağlı din görevlileriyle buluşmasında, "İzmir’in farklı bir dindarlığı var. İzmir’in bu dindarlığının biraz irfan geleneğine ihtiyacı var. Öyle olduğu için bu tesadüf değil, çok güzel bir tevafuk. Bir tasavvuf profesörünün, irfan geleneğinden gelmiş, onu hayatında özümsemiş bir arkadaşımızın İzmir’e atanması tesadüf değildir. İzmir Müftülüğü’nde yeni bir dönem, sayfa yazmaya başlatacağınıza inanıyorum" sözleri tartışma yarattı.
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, bu açıklamanının hayret ve dehşet içinde okuduğunu söyledi. Çıray, şöyle dedi:
"Bu sözler ancak, İzmir’i ’gavur’ zanneden çağdışı anlayışın uzantısı olabilir. Başkan’ın bu sözleri biz İzmirlileri üzmüştür. Başkanın, İzmirlilerin İslamiyet tarihi boyunca ’İrfan geleneğini’ kazanamadıklarını düşünmesi bilgi eksikliğidir. Kentin manevi hayatı düşmüş müdür ki atadığı müftü din görevlileriyle yeniden onu ayağa kaldıracaktır. Bu sözler İlahiyat eğitimi almış bir akademisyenin cümleleri olamaz. Bu sözler İzmir’i ’gavur’ zanneden çağdışı bir anlayışın uzantısı olabilir. İzmirlilerin dindarlığı Türkiye coğrafyasının tümünde olduğu gibi Allah adına aldatmayan ve aldanmayan saf bir dindarlıktır. Ama sayın Görmez, İzmir sosyolojisini anlayamamış, ayrıca elinde bir ’İmanometre’ varmış gibi İzmir’in dindarlık seviyesini ölçmeye çalışmıştır. İzmir hakkında en ufak fikri olmayan sayın Görmez’in İzmirliler’den özür dilemesini bekliyorum."
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam da Diyanet İşleri Başkanı’na görevi nedeniyle saygı duyduklarını ifade ederken, şöyle konuştu:
"Ancak, İzmir’deki İslam anlayışının Türkiye’nin genelinden daha farklı olduğunun söylenmesi, bir de yeni müftünün bunu değiştirmek üzere atandığını söylemesi kabul edilemez. Böyle bir mevkide bulunan bir dini görevlinin ayrıştırıcı değil bütünleştirici, siyasetten uzak, herkese eşit mesafede ve herkesin saygısını kazanmış bir kişi olması gerekmektedir. İzmir’in, Konya’nın, İstanbul’un dini olmaz, kişilerin dini olur. İzmir’in dini anlayışının farklı ya da eksik olduğunu söylemek yanlıştır. Görmez’in sözleri, göreve başlayan yeni müftünün İzmir’i dönüştürmek için gönderildiği gibi bir anlama da gelmektedir. Böyle bir anlayış yeni müftüyü de zor durumda bırakır. Diyanet İşleri Başkanı’nı İzmir’le ilgili sözlerini düzeltmeye davet ediyorum."
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel de, "Başbakan’ın ’Gavur İzmir’ söylemiyle başlayan, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in ’Kirli, sümüklü İzmir’ söylemiyle devam eden, son olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın, "İzmir’in milletvekili olmaktan hicap duyuyorum" sözleriyle devam eden İzmir düşmanlığı, karşıtlığı, nefreti bugün de Diyanet İşleri Başkanı’nın ayrımcı açıklamaları ile İzmir bir kez daha incitilmiştir" dedi. Yüksel, şöyle devam etti:
"İzmir; irfan geleneği, yardımlaşma, dayanışma duygusu en güçlü kentlerimiz arasındadır. İzmir; Atatürk’ün değimiyle fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir kenttir. İzmir tarihi boyunca çok farklı inançtan ve etnik kökenden insanın barış içinde bir arada yaşadığı bir kenttir. Artık yeter. İzmirliye yönelik düşmanca, saygısızca açıklamalar yapmaktan vazgeçin. Biz nefrete karşı bir arada yaşamı savunmaya devam edeceğiz. İzmirliler kendilerine yönelttiğiniz bu ağır hakaretlerin cevabını, ilk seçimlerde sandıkta verecektir. Bütün bu söylemleri kınıyorum."
DİYANET’TEN AÇIKLAMA
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in tartışma yaratan İzmirle ilgili sözleri konusunda Diyanet İşleri Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İzmir’de din görevlileriyle bir araya geldiği, kentin hizmet sürekliliği açısından genel bir değerlendirmesini yaptığı ifade edilerek şöyle dedi:
"Sayın Görmez; bu çerçevede Başkanlık hizmetlerinin sürdürülmesinde genellikle İzmir’in ihmal edildiğine işaret etmiş, bu hususta duyduğu mahcubiyeti dile getirmiştir. Aynı çerçevede İslam kültür geleneğinin en önemli kavramları arasında yer alan ’irfan’ kavramına da atıfta bulunarak, İzmir gibi çok kültürlü, çok boyutlu ilgi, bilgi ve duyarlılık eksenlerine sahip müstesna bir şehirde bu çeşitliliği kuşatacak yegane dilin irfani bir perspektif olacağını vurgulamıştır. Bilindiği gibi her ilimiz, her bölgemiz kendi içinde özel bir dindarlık formuyla bezenmiştir ve bu durum sadece din mütehassıslarının değil, sosyal bilimcilerin de sıklıkla gözlediği bir husustur. Bu çeşitlilik hiçbir zaman bir kusur ya da eksiklik olarak değerlendirilemez. Aksine bu özelliğiyle her ilimiz tıpkı İzmir gibi, yüce dinimiz İslam’ın farklı mecralarda hayata dahil olan zenginleştirici özelliklerini yansıtmaktadır. Hal böyleyken, bugün bazı medya organlarına yansıyan söz konusu haberin akıl ve iz’an ölçüleri içinde kabul edilebilmesi mümkün değildir."
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, geçen ay İzmir Müftülüğü’ne atanan Ramazan Muslu’nun göreve başlaması nedeniyle dün Balçova Kaya Termal Otel’de Diyanet’e bağlı din görevlileriyle buluşmasında, "İzmir’in farklı bir dindarlığı var. İzmir’in bu dindarlığının biraz irfan geleneğine ihtiyacı var. Öyle olduğu için bu tesadüf değil, çok güzel bir tevafuk. Bir tasavvuf profesörünün, irfan geleneğinden gelmiş, onu hayatında özümsemiş bir arkadaşımızın İzmir’e atanması tesadüf değildir. İzmir Müftülüğü’nde yeni bir dönem, sayfa yazmaya başlatacağınıza inanıyorum" sözleri tartışma yarattı.
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, bu açıklamanının hayret ve dehşet içinde okuduğunu söyledi. Çıray, şöyle dedi:
"Bu sözler ancak, İzmir’i ’gavur’ zanneden çağdışı anlayışın uzantısı olabilir. Başkan’ın bu sözleri biz İzmirlileri üzmüştür. Başkanın, İzmirlilerin İslamiyet tarihi boyunca ’İrfan geleneğini’ kazanamadıklarını düşünmesi bilgi eksikliğidir. Kentin manevi hayatı düşmüş müdür ki atadığı müftü din görevlileriyle yeniden onu ayağa kaldıracaktır. Bu sözler İlahiyat eğitimi almış bir akademisyenin cümleleri olamaz. Bu sözler İzmir’i ’gavur’ zanneden çağdışı bir anlayışın uzantısı olabilir. İzmirlilerin dindarlığı Türkiye coğrafyasının tümünde olduğu gibi Allah adına aldatmayan ve aldanmayan saf bir dindarlıktır. Ama sayın Görmez, İzmir sosyolojisini anlayamamış, ayrıca elinde bir ’İmanometre’ varmış gibi İzmir’in dindarlık seviyesini ölçmeye çalışmıştır. İzmir hakkında en ufak fikri olmayan sayın Görmez’in İzmirliler’den özür dilemesini bekliyorum."
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam da Diyanet İşleri Başkanı’na görevi nedeniyle saygı duyduklarını ifade ederken, şöyle konuştu:
"Ancak, İzmir’deki İslam anlayışının Türkiye’nin genelinden daha farklı olduğunun söylenmesi, bir de yeni müftünün bunu değiştirmek üzere atandığını söylemesi kabul edilemez. Böyle bir mevkide bulunan bir dini görevlinin ayrıştırıcı değil bütünleştirici, siyasetten uzak, herkese eşit mesafede ve herkesin saygısını kazanmış bir kişi olması gerekmektedir. İzmir’in, Konya’nın, İstanbul’un dini olmaz, kişilerin dini olur. İzmir’in dini anlayışının farklı ya da eksik olduğunu söylemek yanlıştır. Görmez’in sözleri, göreve başlayan yeni müftünün İzmir’i dönüştürmek için gönderildiği gibi bir anlama da gelmektedir. Böyle bir anlayış yeni müftüyü de zor durumda bırakır. Diyanet İşleri Başkanı’nı İzmir’le ilgili sözlerini düzeltmeye davet ediyorum."
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel de, "Başbakan’ın ’Gavur İzmir’ söylemiyle başlayan, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in ’Kirli, sümüklü İzmir’ söylemiyle devam eden, son olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın, "İzmir’in milletvekili olmaktan hicap duyuyorum" sözleriyle devam eden İzmir düşmanlığı, karşıtlığı, nefreti bugün de Diyanet İşleri Başkanı’nın ayrımcı açıklamaları ile İzmir bir kez daha incitilmiştir" dedi. Yüksel, şöyle devam etti:
"İzmir; irfan geleneği, yardımlaşma, dayanışma duygusu en güçlü kentlerimiz arasındadır. İzmir; Atatürk’ün değimiyle fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir kenttir. İzmir tarihi boyunca çok farklı inançtan ve etnik kökenden insanın barış içinde bir arada yaşadığı bir kenttir. Artık yeter. İzmirliye yönelik düşmanca, saygısızca açıklamalar yapmaktan vazgeçin. Biz nefrete karşı bir arada yaşamı savunmaya devam edeceğiz. İzmirliler kendilerine yönelttiğiniz bu ağır hakaretlerin cevabını, ilk seçimlerde sandıkta verecektir. Bütün bu söylemleri kınıyorum."
DİYANET’TEN AÇIKLAMA
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in tartışma yaratan İzmirle ilgili sözleri konusunda Diyanet İşleri Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İzmir’de din görevlileriyle bir araya geldiği, kentin hizmet sürekliliği açısından genel bir değerlendirmesini yaptığı ifade edilerek şöyle dedi:
"Sayın Görmez; bu çerçevede Başkanlık hizmetlerinin sürdürülmesinde genellikle İzmir’in ihmal edildiğine işaret etmiş, bu hususta duyduğu mahcubiyeti dile getirmiştir. Aynı çerçevede İslam kültür geleneğinin en önemli kavramları arasında yer alan ’irfan’ kavramına da atıfta bulunarak, İzmir gibi çok kültürlü, çok boyutlu ilgi, bilgi ve duyarlılık eksenlerine sahip müstesna bir şehirde bu çeşitliliği kuşatacak yegane dilin irfani bir perspektif olacağını vurgulamıştır. Bilindiği gibi her ilimiz, her bölgemiz kendi içinde özel bir dindarlık formuyla bezenmiştir ve bu durum sadece din mütehassıslarının değil, sosyal bilimcilerin de sıklıkla gözlediği bir husustur. Bu çeşitlilik hiçbir zaman bir kusur ya da eksiklik olarak değerlendirilemez. Aksine bu özelliğiyle her ilimiz tıpkı İzmir gibi, yüce dinimiz İslam’ın farklı mecralarda hayata dahil olan zenginleştirici özelliklerini yansıtmaktadır. Hal böyleyken, bugün bazı medya organlarına yansıyan söz konusu haberin akıl ve iz’an ölçüleri içinde kabul edilebilmesi mümkün değildir."