Güncelleme Tarihi:
TBMM'de düzenlenen ''Milli Egemenlik ve Siyaset'' Sempozyumu'nda Meclis Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, konuşmalarının ardından dinleyicilerin sorularını yanıtladı.
  Â
TBMM BaÅŸkanı Arınç, Anayasa'nın ''temsilde adalet, yönetimde istikrar'' ilkesini hatırlatarak, seçim kanunlarının bu ilkeye uygun olması gerektiÄŸini söyledi. Hem temsilde adalet hem de siyasetteki parçalanmayı ortadan kaldıracak düzenlemeye ihtiyaç olduÄŸunu kaydeden Arınç, kendisini ziyaret eden Hollanda Meclis BaÅŸkanı'nın kendi parlamentolarında 10 siyasi partinin temsil edildiÄŸini hatırlatarak, ''size gıpta ediyorum'' dediÄŸini aktardı.Â
  Â
BaÅŸka ülkelerde yüzde 10 barajın olmadığını ya da daha düşük olduÄŸunu hatırlatan Arınç, barajı koruyarak ya da düşürerek, siyasi partilerin parlamentoda temsil edilmesini saÄŸlayacak formülün bulunabileceÄŸini belirtti. Meclis UzlaÅŸma Komisyonu'nun sadece Anayasa deÄŸiÅŸikliklerini deÄŸil, seçim ve siyasi partiler kanunlarında önemli deÄŸiÅŸiklikleri de ele alabileceÄŸini anlatan Arınç, her siyasi partinin mümkün olduÄŸu ölçüde parlamentoda temsil edilmesi hem de ittifaklara imkan verilebilecek düzenlemeler yapılması gereÄŸini ifade etti. Arınç,''Gönlüm, seçim kanununda ciddi deÄŸiÅŸiklik yapılmasından yanadır''dedi.Â
   Â
''ANAYASA'NIN 6. MADDESÄ°, GÃœNDEMÄ°MÄ°ZDE YOK''
   Â
BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, kendisine yöneltilen ''Türkiye egemenliÄŸi ne zaman kutlayacak?'' sorusunu anlamakta zorlandığını belirterek, Türkiye'nin egemenliÄŸi yıllardır kutladığını ve bu konuda sıkıntısı olmadığını söyledi. ErdoÄŸan, ''Bu tür soruları gündeme getirmeyi de çok çok sulandırılmış sorular olarak görüyorum, doÄŸru bulmuyorum'' dedi.Â
 Â
Siyasi partilerin her konuda mutabakat zemini yakalamalarının mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, mutabakat ve ihtilafların olmasının ''demokrasinin cilvesi, nazlanma teknikleri'' olarak görülmesi gereğini vurguladı.
  Â
''Parlamentoda niye iki tane parti?'' sorusuna karşılık, dünyanın en geliÅŸmiÅŸ ülkelerinde de parlamentoların ağırlıklı olarak 2 partiden oluÅŸtuÄŸunu ifade eden ErdoÄŸan, yüzde 10 barajının istikrarın yakalanması düşüncesiyle konulduÄŸunu belirtti. Tek partili dönemlerde Türkiye'nin istikrarı yakalandığına iÅŸaret edenÂErdoÄŸan, ''Bu tabi, bizde belki koalisyon kültürünün henüz kemale ermediÄŸinin de bir alameti olabilir. Koalisyon hükümetlerinin Türkiye'ye hizmet etmesi zor olmuÅŸtur. Ama tek partili iktidarlarda Türkiye istikrarı yakalamıştır, sıçrama yapmıştır'' dedi.Â
  Â
"YÜZDE 10 BARAJ KARARI ALANLAR SANDIĞA GÖMÜLDÜ"
Seçimlerde yüzde 10 barajının istikrar düşüncesiyle alındığını kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
  Â
''Yüzde 10 barajı kararı alanlar, ne yazık ki sandığa gömüldüler. Bu demek değildir ki, bu yüzde 10 barajı ilelebet böyle gidecek. Türkiye'de daha önce gündeme geldi, sonra gündemden kalktı. Örneğin, 400-450 milletvekili aynı şekilde baraja uygun olarak seçilebilir. Ama bunun yanında 100 milletvekili, baraja tabi olmadan Türkiye Milletvekili olarak seçilebilir. Hatta bunlar, örgütün seçtiği milletvekili olabilir, teknokrat, bürokratlardan, genel merkezin oluşturacağı milletvekili listesi olabilir. Böyle bir şeyi oluşturmak suretiyle yüzde 1 oy alan parti bile Meclis'te bulunma fırsatı yakalayabilir. Bunlar zaman içinde mutabakat zemini yakalanması gereken konulardır.''
  Â
ErdoÄŸan, bir soru üzerine, Anayasa'nın 6. maddesinde deÄŸiÅŸiklik yapılmasının Hükümet'in gündeminde olmadığını belirterek, ''Bunlar nereden çıkarılıyor, anlayamadım?'' dedi. Uluslararası anlaÅŸmaların üst hukuk durumunda olduÄŸuna iÅŸaret eden ErdoÄŸan, Türkiye'nin içe kapalı bir ülke olmaktan çıktığını ve dünyanın gündemine oturduÄŸunu söyledi.Â
   Â
''ASKERİ MÜDAHALE OLASILIĞI GÜNDEMDEN DÜŞMÜŞTÜR''
   Â
CHP Lideri Deniz Baykal, kendisine yöneltilen soruları yanıtlarken, Birinci Meclis'in toplumun her kesimini yansıttığını, o zaman bir temsiliyet krizi yaÅŸanmadığını söyledi.Â
  Â
Bir baÅŸka soru üzerine, askeri müdahalelerin Anayasa'dan deÄŸil, baÅŸka hukuki düzenlemelerden güç alınarak yapıldığını belirten Baykal, Hükümet'in bunu deÄŸiÅŸtirme kararını vermesi halinde bunda engel yaÅŸanmayacağını, kendilerinden istenmesi halinde destek verebileceklerini bildirdi.Â
  Â
GeçmiÅŸ askeri müdahalelerin dayanak olarak kullandığı düzenlemelerin yasalardan deÄŸil, toplumun genel anlayışı bilinci ve siyasi zihninden yola çıkıldığını belirten Baykal, ''Türkiye, herhangi bir askeri müdahaleyi mümkün sayacak noktayı çok aÅŸmıştır. Türkiye'de bir askeri müdahale olasılığını ebediyen gündemden düşmüş olduÄŸunu kabul ediyorum. Türkiye, demokratik dönüşümünü ve deÄŸiÅŸimini gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. Bunda herhangi bir sorunumuz yoktur. Türkiye milli iradenin, parlamentonun üstünlüğü anlayışını hayata geçirmiÅŸtir'' diye konuÅŸtu. Â
  Â
Baykal, Türkiye'de siyasal ilginin yeterli olmadığını, bunun geliÅŸtirilmesine, yaygınlaÅŸtırılmasına ve içerik kazandırılmasına ihtiyaç olduÄŸunu söyledi.Â
  Â
Baykal, 1876 ve 1908 meclislerinin, Türkiye'ye meclis konusunda bir alışkanlık kazandırmaya baÅŸlaması açısından önemli olduÄŸunu belirterek, ''EÄŸer biz 1920'de açılan meclisi, 1876 ve 1908 meclisinin uzantısı sayarsak büyük hata yapmış oluruz. Öyle olsaydı, bizde de Ä°ngiltere'deki meÅŸruti monarÅŸi olması gerekirdi. Åžimdi tamamen farklı bir konseptle, egemenlik anlayışıyla yola çıkılmıştır. 23 Nisan'da kurulan bu Meclis, padiÅŸahın deÄŸil, milletin meclisidir'' dedi. Â
   Â
BAYKAL VE ERDOĞAN'IN ''YÖK'' TARTIŞMASI
   Â
Baykal, YÖK BaÅŸkanı ErdoÄŸan Teziç'in ''Bu ülkede bir hükümet var, bir de devlet...'' sözüyle ilgili soruyu yanıtlarken, bu konudaki tartışmanın BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın ''parayı biz veriyoruz, istediklerimizi dikkate almalısınız'' anlamındaki sözlerinden kaynaklandığını belirti.Â
  Â
Baykal, ''Bu açıklamada (devlet) sözcüğü yerine, (Anayasa) sözü kullanılması daha doÄŸru olurdu. Çünkü, YÖK'ün statüsünü Anayasa belirlemiÅŸtir. Ne Hükümet'in ne de bir baÅŸka kamu kurumunun Anayasa'da karşılığı olmadığı ÅŸekilde (paranı ben veriyorum, istediklerimi yap) ÅŸeklinde bir yaklaşım sergilemesi doÄŸru deÄŸildir. Bu uygun deÄŸildir, doÄŸru deÄŸildir. Bu açıklamada (devlet) yerine, (Anayasa) kavramını koyarak deÄŸerlendirmek daha doÄŸru olur'' diye konuÅŸtu.  Â
  Â
Başbakan Erdoğan, Baykal'ın sözlerine yanıt verirken, YÖK ile ilgili sözlerinde eksiklik olduğunu söyledi. ''Parayı veren biziz, istediğimiz gibi yaparız'' şeklindeki bir değerlendirmesinin olmadığını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
  Â
''Batıda bir söz var; Parayı veren akıbetine hakim olur. Hükümet parayı verecek ama YÖK'te ne olup bittiğine müdahil olmayacak. Böyle bir anlayış olamaz. Kaldı ki, şu anda özel sektöre ait üniversite, vakıf üniversitelerinden mektuplar alıyorum. Rahmetli Sakıp Sabancı, bana bir mektup gönderdi. (Ben üniversiteye 250 milyon dolar harcadım, her yıl da sübvanse ediyorum. Bu üniversitenin rektörünü benim yerime YÖK'ün atamasını kabul etmem mümkün değildir) dedi. Dünyanın gelişmiş ülkelerini inceleyin, araştırın. Hiçbir gelişmiş ülkelerde akademisyenler, üniversitenin işletmesini yapmaz, sadece gider dersini verir.''
  Â
YÖK'ün kendilerine gönderdiği taslağın iyi değerlendirilmesini isteyen Erdoğan, ''YÖK ne zamandan beri bu ülkede yürütme kuruluşu veya yürütme kurumu olmuştur? En son bize gönderilen taslağın son maddesinde, (bu taslağı Bakanlar Kurulu ve YÖK yürütür) deniyor. Böyle şey olur mu? Nereden geliyor bu? İkili görüşmelerimizde de diyor; 2 devlet var, biri hükümet diğeri de kurum durumunda olandır. Yaklaşım farkı bu...Böyle yaklaşım farkı ile bu ülkede nasıl bir anlayışın gündeme getirilmek istendiğini ve bunun milli egemenlikle nasıl bağdaşabileceğini sizlere bırakıyorum'' diye konuştu.