Yavuz KUŞDEMİR/UŞAK, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2011 15:22
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, 2006- 2008 yılları arasında şüpheli şekilde hayatını kaybeden Aselsan’da görevli 5 mühendisle ilgili Meclis Araştırması yapılmasını istedi.
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, 2006- 2008 yılları arasında şüpheli şekilde hayatını kaybeden
Aselsan’da görevli 5 mühendisle ilgili Meclis Araştırması yapılmasını istedi.
Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Aselsan’da stratejik nitelikli askeri proje ve araştırmalar üzerinde çalışan 5 genç mühendisin ardarda şüpheli bir şekilde ölmelerinin bir tesadüf olamayacağını söyledi. Yılmaz, "Bu ölümlerin tesadüf olmadığı, Hüseyin Başbilen’in ölümünün cinayet olduğuna yönelik bilirkişi raporuyla da anlaşılmıştır. 5 Genç mühendisin şüpheli ölümleri tüm yönleriyle irdelenmeli, ölümlerin arkasındaki gerçekler ve suçlular saptanmalı, şantaj ve askeri casusluk olduğu iddialar aydınlatılmalı ve kamuoyunda bu konularda oluşan sorular yanıtlanmalı" diye konuştu.
Aselsan’da çalışan mühendislerden ölüm şekillerini aktaran Yılmaz, "Hüseyin Başbilen 7 Ağustos 2006’da boğazı ve bileği kesilerek aracının içinde ölü bulundu. Halim Ünsem Ünal 16 Ocak 2007’de başına tek kurşunla ateş edilip, öldürüldü. Evrim Yançeken 24 Ocak 2007’de 6. kattaki evinden düşerek can verdi. Burhaneddin Volkan 9 Ekim 2007’de askerlik görevini yaptığı Ankara Bando Okul Komutanlığı’nda nöbet sırasında şüpheli bir şekilde öldü. Son olarak da Zafer Oluk, 5 Mayıs 2008’de askeri görevini yaptığı birlikte trafo bakımı sırasında elektrik çarpması sonucunda hayatını kaybetti. Ölen bu genç insanların tümünün ortak özellikleri çok başarılı olmaları ve Aselsan’da stratejik nitelikli askeri projeler üzerinde çalışmalarıydı. Genç mühendislerin ölümleri tümüyle şüpheli olmasına rağmen Savcılıklar tarafından takipsizlik kararı verildi" dedi.
FARKLI RAPORLAR
Son dönemde Hüseyin Başbilen’in ailesinin başvurusuyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yeniden soruşturma başlattığını hatırlatan Yılmaz, "Hüseyin Başbilen’in ölümüne ilişkin başlatılan soruşturma dosyasında ilk alınan Adli Tıp raporunda 10 üyeden 7’si intihar, 3’ü cinayet derken ve boğazındaki 20 santimetrelik kesik 2-3 santimetre olarak gösterilirken, daha sonra alınan bilirkişi raporunda ölümün kesinlikle cinayet olduğu belirtildi. Bilirkişi raporunda; Başbilen’in aracının içinde başka kişilere ait parmak izlerinin de bulunduğu, çantasının sonradan arabaya konulduğu ve çalıştığı projeye ait belgelerin çantasından alınmış olduğu belirtildi. Hatta intiharına dair bıraktığı mektup, önce bilgisayarında denmesine rağmen, bulunamadı. İlk incelemeyi yapan soruşturma ekibi tarafından çantasındaki flash bellekte bu mektubun olduğu belirtilmişti. Ancak, buna rağmen, flash belleğin de çantasında olmadığı anlaşıldı."
ŞİFRE ÇÖZÜMÜNDE UZMANLARDI
Ölümü şüpheli olan Hüseyin Başbilen’in milli tank projesinde görev aldığını belirten Yılmaz, şunları söyledi:
"Hüseyin Başbilen’in içinde bulunduğu çalışmasının Türkiye’nin savaş teknolojisinde dışa bağımlılığını ortadan kaldıracak nitelikte bir çalışma olduğu, öldüğü gün bu konuda bir sunum yapacağı belirtilmişti. Başbilen’in F- 16 savaş uçaklarının sinyal kırıcı sisteminde de çalıştığı bilinmekteydi. Yine şüpheli bir şekilde ölen Halim Ünsem Ünal ve Evrim Yançeken’in de Hüseyin Başbilen gibi şifre çözümü konusunda uzman oldukları, uçak tanıma sistemlerinin millileştirilmesi, ABD güdümlü elektronik kontrol sistemlerinin kontrol dışı bırakılması çalışmalarını yaptıkları ve bu proje üzerinde çalışırken öldükleri belirtilmekte. Aynı şekilde Aselsan’da stratejik nitelikli askeri projeler üzerinde çalışan Burhaneddin Volkan ve Zafer Oluk’un da ölümlerinin şüpheli olduğu kamuoyunda dillendirilmekte. Bu nedenle şüpheli ölümlerle ilgili olarak TBMM’nin araştırma başlatması gerekiyor."