A.A
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2012 13:00
CHP, 6302 sayılı “Tapu Kanunu ve Kadastro Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ile Anayasa Mahkemesi'ne gelerek başvuruda bulunan Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, dilekçeyi Yüksek Mahkeme'ye sunduktan sonra basın mensuplarına açıklama yaptı.
Öztürk, yasanın birinci maddesiyle 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 35. maddesinin değiştirildiğini ve yabancılara sınırsız toprak satışının yolunun açıldığını söyledi. “Ülkenin bölünmez bütünlüğü, güvenliği ve kamu yararı açısından son derece tehlikeli, sakıncalı bir sürece yol verilmiştir” diyen Öztürk, düzenlemeyle karşılıklılık ilkesi dahil sınırlamaların büyük bir bölümünün kaldırıldığını, ülke topraklarının yabancılara “peşkeş çekildiğini” ileri sürdü.
Vatan topraklarının emperyalizme karşı büyük mücadelelerle kazanıldığına dikkati çeken Öztürk, “Topraklarımızın hiçbir kayıt ve koşula bağlı olmadan yabancı satışı demek ülkenin satışı demektir” dedi. Öztürk, ülke topraklarını “egemenliğin asli ve vazgeçilmez unsuru” olarak niteleyerek, “Ülke toprakları cari açığı kapatmak, yeni kaynak gereksinimlerini karşılamak gibi kısa erimli ticari çıkarlar uğruna ölçüsüz bir şekilde yabancılaştırılamaz. Böyle bir uygulamada ulusal çıkarların varlığından ve kamu yararından söz edilemez” diye konuştu.
Yürürlükte olan satışa ilişkin 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 35. maddesindeki koşulların ve sınırlamaların miktar dışında tamamının kaldırıldığını belirten Öztürk, miktarın büyük oranda artırıldığına, hiçbir sınırlama getirilmediğine ve bütün yetkilerin Bakanlar Kurulu'na devredildiğine işaret etti.
Öztürk, ayrıca yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine aykırı olarak yürütme organına genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz bir yetki devri yapıldığını, yasa metnindeki “ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde” ifadesinin son derece muğlak olduğunu, yasama yetkisinin Anayasa'ya aykırı olarak yürütmeye devri anlamını taşıdığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 80 yılında yapılan toprak satışının 12 katının AK Parti iktidarı döneminde gerçekleştirildiğini ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:
“İnsan haklarına paralel olarak, başka bir ülkede yabancıya ölçülü şekilde mülkiyet veya sınırlı aynı hak tanınması, uluslararası siyasi, ekonomik, sosyal ilişkilerin kazandırdığı ivmenin, bilim ve teknolojideki gelişmelerin, artan ulaşım ve iletişim olanaklarının doğal bir sonucudur. Bunda herhangi bir tereddüt söz konusu değildir. AKP iktidarı tarafından getirilen kanun, ülke çıkarlarımız ve kamu yararı açısından kabul edilemez.”