Güncelleme Tarihi:
Meclis’te basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Onur Öymen ile CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, “Sonuç bildirgesinin yazılış şekli, bundan böyle Türkiye ile yapılacak müzakerelerin üyelik amacını gütmediği ve ülkemizin üyelik sürecinden dışlandığı anlamına gelen bir içerik taşıyor” yorumunu yaptılar.
“AB GERİ ADIM ATTI”
Öymen, sonuç bildirgesindeki Hırvatistan’la ilgili bölümün çok daha ileri olduğunu ve üyelik koşullarını hazırlanmasından sözeldiğini ifade etti. Öymen, “AB geri adım attı. Türkiye’nin uzun yıllar boyunca gösterdiği çabalar boşa gitti” dedi.
Öymen, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Türkiye’nin üyeliğine karşı çıktığını ama Almanya Başbakan Merkel’in de partisinin kongresinde, Türkiye’ye özel statü verilmesi kararı aldığını söyledi.
Öymen, “Bazıları, yola devam edelim deniyor ama yol kapalı. Bu engeli aşmanın yolu, karşı tedbirler almaktan geçer. Bu ülkeler yaptıklarının karşılıksız kaldığını gördükçe bu tür kararlar almaya devam ediyorlar” dedi.
Öymen, sonuç bildirgesinde, Türkiye’nin dostu ve müttefiki görünen diğer ülkelerin hiçbirinin de “hayır” oyu kullanmamış olduğuna dikkat çekti. Öymen, Hükümet’in ve Cumhurbaşkan’nın tepkilerini de son derece yetersiz olduğunu söyledi. Öymen, “Üzüntü beyanı yetmez” dedi. Öymen, Ek Protokol’ün onaylanması ile birlikte Güney Kıbrıs ile ilişkilerin “normalleştirilmesinin” istenerek de Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınmasının istendiğini ifade etti.
“MÜSTEMLEKEYE BİLE OLMAZ”
Elekdağ, gelinen noktanın, “tren raydan çıkmadı” denilerek olumu karşılanmaya çalışıldığını ve gerçeklerin görmezden gelindiğini belirterek, “Bu son derece hatalı ve kamuoyunu yanıltıcıdır. Çünkü bildirgeyle düzenlenen yeni süreç Türkiye’yi tam üyelik dışında başka bir hedefe yöneltmektedir” dedi.
Elekdağ, sonuç bildirgesinin 14 Aralık’ta toplanacak AB Hükümet ve Devlet Başkanları toplantısında görüşüleceğini ancak metnin değişeceği umudunun, “yok gibi” olduğunu söyledi.
Elekdağ, “Bildirge, AB’nin taahhüdünden caydığı anlamına gelmektedir. Devletler, müstemlekelerine karşı dahi, Fransa’nın Türkiye’ye karşı izlediği onur kırıcı, küçümseyici, hiçe sayıcı tutum ve davranışlarda bulunmamışlardır” dedi.
Elekdağ, Türkiye’nin bu dışlayıcı tavır karşısında sessiz kalmaya devam etmesi durumunda, AB zemininin tamamen ayaklarının altından kaydığına tanık olacağını belirtti. Elekdağ, “Bu durumda Türkiye’nin yapması gereken, AB’den ilişkilerin yeniden ve net bir şekilde tanımlanmasını amaçlayan bir talepte bulunmak olmalıdır. Türkiye, AB’den şu sorunun yanıtlanmasını isteyecektir: Türkiye, Kopenhag ve Mastrit kriterlerini etkisiz ve harfiyen yerine getirdiği takdirde, diğer aday ülkeler gibi Türkiye’ye de tam üye olma imkanı verilecek midir?” dedi.