Güncelleme Tarihi:
Başbakan Mesut Yılmaz ile CHP Lideri Deniz Baykal arasında varılan mutabakata, CHP içinden isyan geldi. CHP'de Gürkancılar olarak bilinen ve 23 Nisan'da yapılan benzer anlaşmaya da karşı çıkan 4 milletvekili, ‘‘Başbakan'ın yılbaşında istifasına ve yeni bir seçim hükümeti kurulmasına’’ karşı olduklarını açıkladılar. Milletvekilleri bunun yerine CHP'nin bu hükümete katılarak, seçime gidilmesini önerdiler.
Aydın Güven Gürkan, Seyfi Oktay, Ercan Karakaş ve Fikri Sağlar, CHP Grup Yönetimi'ne ortak bir önerge vererek, CHP Grup Genel Kurulu'nda, seçim konusunda genel görüşme açılmasını talep etti. Gürkancılar, basına da dağıttıkları önergenin gerekçesinde, seçim hükümeti kurulması için mevcut hükümetin istifasının doğru olmayacağını savundu. Gürkan ve arkadaşları, bunun kaos yaratabileceğini öne sürerek, önerge gerekçesinde, şu görüşlere yer verdiler:
Partimiz çok uzunca bir süredir erken seçimi zorlamaktadır. Bu nedenle seçimden çıkacak tablodan birinci derecede CHP sorumlu tutulacaktır. Seçimden çıkabilecek sonuçları gerçekçi bir şekilde değerlendirmemiz gerekmektedir.
Erken genel seçimle, yerel seçimin birleştirilmesi kanımızca yanlıştır. Seçmenlere yerel seçimi görüp, genel seçimde kullanacakları oyu yeniden düşünme şansı mutlaka tanınmalıdır. İki seçimin birleştirilmesine teknik zorluklar nedeniyle YSK da karşı çıkmaktadır.
Elimizde şu anda üzerinde uzlaşılmış demokratik bir seçim sistemi ve mevzuatı yoktur. Hem içinde bulunduğumuz rejim sıkıntılarını aşabilecek, hem de temsilde adalet ve yönetimde istikrar sağlayacak bir seçim sistemi üzerinde Meclis iradesi henüz belirlenmemiştir.
Yurtdışındaki vatandaşlarımızın oy hakkı konusunda, Meclis henüz bir çözüm oluşturmamıştır. Biz parti adaylarının ve sıralamanın belirlenmesinde seçmene tercih hakkı tanıyan bir sistem vaat etmiştik.
Partilerin birbiriyle ittifak yapabilmeleri ve baraj konusu da bir belirginliğe kavuşturulmamıştır.
Milletvekiline, sen şu seçim tarihini hele bir kabul et bakalım, sonra da seçim sistemini, mevzuatını ve aday belirleme yöntemini düşünürüz denmesi doğru değildir.
Seçimden 3-4 ay önce başbakanın ve hükümetin istifası kararı, sayısız belirsizlikler, uzlaşmazlık noktaları ve istikrarsızlık eğilimleri içermektedir.
Tarafsız başbakan kim olacaktır? Liderlerin 'Alın size başbakan' dedikleri kişiyi Meclis niçin benimsesin ve güvenoyu versin? Bu başbakan halka dayatılmış bir başbakan olmayacak mı? Meclis'e sunulması düşünülen bir olağandışı hükümet ve başbakan güvenoyu alamazsa, rejimimiz yeni ve çok ağır sorunlarla karşılaşmayacak mıdır?
Kimler daha önceden güvenoyu vereceklerini açıklarsa açıklasınlar, cumhurbaşkanı tüm partilerin genel başkanlarını atlayarak, herhangi bir kişiye başbakanlık görevi verebilir mi? Bu Anayasa'ya uygun mudur? Demokratik geleneklerle bağdaşır mı?
İki genel başkan, olağandışı bir seçim hükümetini cumhurbaşkanına danışarak oluşturma kararını açıkladılar. Mutlak tarafsızlığına rejim açısından büyük ihtiyaç duyduğumuz cumhurbaşkanını da çok tartışmalı bir sürecin içine çekmek doğru mudur?
Olağandışı hükümet ve başbakan güvenoyu alamazsa, rejimimiz yeni ve çok ağır sorunlarla karşılaşmayacak mıdır?
Bugünkü başbakan, tarafsız bir seçimi sağlayamayacak ölçüde kendini partizanlığa kaptırmış bir başbakan ise 6 ay daha desteklemenin anlamı nedir? Bir başbakan, 'Evet ben partizanlık yapabilirim, bu nedenle benimle seçime gidilemez, başkası başbakan olsun' diyebilir mi?
Meclisimiz Sayın Yılmaz ve Sayın Çiller hakkında bir soruşturma komisyonu kurmuştur. Komisyonlar çalışmaktadır ve süreleri bellidir. Komisyon kararları çok önemli siyasal sonuçlar doğuracaktır. Meclisimiz, seçim kararını bu komisyon çalışmalarının sonuçlanmasından sonra almalıdır.