CHP, Meclis'in toplanması için 132 imzalı dilekçeyi verdi

Hamzaçebi, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

TBMM'nin dört eski bakan hakkındaki fezlekeleri görüşmek üzere 18 Mart Salı günü saat 15.00'de olağanüstü toplanması konusundaki taleplerini TBMM Başkanlığı'na sunduklarını aktaran Hamzaçebi, talepte 132 CHP milletvekilinin imzası olduğunu söyledi.

Taleplerinin iki bölümden oluştuğunu belirten Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Birincisi, dört eski bakan hakkındaki fezlekenin TBMM Genel Kurulu'nda okunarak, milletvekillerinin bilgisine sunulması. İkincisi de bu fezlekelerin TBMM'ye intikalinin gecikmesi ile Meclis'e intikal ettikten sonra Genel Kurul açık olduğu halde Genel Kurul'da okunmasındaki gecikme veya bu fezlekelerin okunmamasına ilişkin idari işlemlerin bir genel görüşme konusu yapılması. Yani dört fezlekenin okunması ve bu konuya ilişkin bir genel görüşme önergesini TBMM Başkanlığı'na verdik. Biz olağanüstü toplantı olan günde fezlekelerin TBMM'de okunarak buna ilişkin belgelerin, dosyaların da milletvekillerinin bilgisine sunulmasını Meclis Başkanımız'dan bekliyoruz. Sayın Meclis Başkanı'nın fezlekeleri Genel Kurul'a okutup, ilgili dosyaları ve belgeleri de milletvekillerinin bilgisine sunma dışında bir seçeneği bulunmamaktadır. Sayın Meclis Başkanı'nın belgeleri milletvekillerinin bilgisine sunmamak ya da fezlekeleri okutmayarak onun bir özetini okutmak gibi bir takdir hakkı bulunmamaktadır."

"Bu konuda soruşturmanın gizliliği ilkesine de sığınılamaz"

Anayasa'nın 98. maddesine göre Meclis Soruşturmasının milletvekillerinin denetim yollarından biri olduğuna işaret eden Hamzaçebi, fezlekelerin okunmaması ya da bunun eki olan belgelerin milletvekillerinin bilgisine sunulmamasının bu denetim hakkının engellenmesi anlamına geldiğini savundu.

"Bu konuda soruşturmanın gizliliği ilkesine de sığınılamaz" diyen Hamzaçebi, Meclis Soruşturması açılıp açılmamasına karar verebilmesi için milletvekillerinin, bu belgeleri bilmesi gerektiğini kaydetti.

Soruşturmanın gizliliğinin milletvekillerini bağladığını, bu nedenle milletvekillerinin dosyadaki bilgilere sahip olduktan sonra gizlilik ilkesi gereğince bunları başkalarıyla paylaşamayacağını vurgulayan Hamzaçebi, "Biz Sayın Meclis Başkanı'ndan anayasa hükmüne uygun olarak hareket etmesini bekliyoruz. Aksi takdirde Sayın Meclis Başkanı kendisini bir meşruiyet tartışmasının içine sokmuş olacaktır. Fezlekeleri okumamak, onun ekindeki bilgi ve belgeleri milletvekillerinin bilgisine sunmamak bir anayasal suçtur. Bu suçu işleyen Meclis Başkanı meşru açıdan tartışmalı hale gelir, meşruiyetini yitirir. Biz Sayın Meclis başkanı'nın böyle bir tartışmanın içine girmesini arzu etmiyoruz" diye konuştu.

Hamzaçebi, Hüsamettin Cindoruk'un Meclis Başkanlığı döneminde benzer bir uygulamanın yaşandığını, ilgili dosyaların milletvekillerinin incelemesine açıldığını da aktardı.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in "bu bir denetim yolu değildir" şeklinde bir değerlendirmesi olduğunu, ancak bunun bir dil sürçmesi olduğunu düşündüklerini ifade eden Hamzaçebi, "Meclis Soruşturması gensoru gibi, soru gibi bir denetim müessesesidir. Tabii ki bir yargısal sonucu da olacaktır" dedi.

"Bu suçları milletin gözünden kaçırmakta başarılı olamazlar"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hamzaçebi, CHP olarak suçun unsurlarının özetlendiği, hangi failin hangi suçu işlediği konusundaki iddiaların yer aldığı dokümanın TBMM Genel Kurulu'nda okunması ve dosyaların da milletvekillerinin incelemesine açılmasını istediklerini vurguladı.

Hamzaçebi, fezlekelerin ekindeki klasörlerin sayısında azalma olduğu, içeriğine müdahale edildiği yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
"Ortada işlendiği iddia edilen suçların ve ona ilişkin belgelerin azaltılabileceği, kısaltılabileceği, ortadan kaldırılabileceği kanaatinde değilim. Bunların bir örneği mutlaka savcılarda vardır. Bunlar gerçekten saklanmış gizlenmiş ise kesinlikle ortaya çıkacaktır. Bunları incelemeye açmama yönündeki bir tutum ister istemez böyle bir ihtimali akla getiriyor. her şey orada ise niye açmıyorsunuz? Açmamanın bir gerekçesi daha var tabii ki bu suçları milletin gözünden kaçırmak. Ama bunda hiç kimse başarılı olamaz. Bu kadar ciddi, vahim bir olay hiçbir şekilde gizli kalamaz."

Bir başka soruyu yanıtlarken de Hamzaçebi, belgelerin sadece Soruşturma Komisyonu üyelerinin bilgisine açmanın, Genel Kurul'un iradesini ipotek altına almak, hiçe saymak anlamına geleceğini savundu.

Meclis Başkanı'nın dosyaları milletvekillerinin incelemesine açmaması halinde yargı yolunun da denenebileceğini belirten Hamzaçebi, "Fezlekenin eki dosyalar milletvekillerinin bilgisine sunulmazsa, TBMM seçim sonrası her gün bu konuyu konuşacaktır" dedi.

Kılıçdaroğlu, olağanüstü toplantıya katılacak

Hamzaçebi, bir soru üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da miting programlarını revize ederek olağanüstü toplantı günü TBMM'de olacağını söyledi.

Bir başka soruyu yanıtlarken "Meclis Soruşturma Komisyonu'nun kurulmasından Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu'nun kaçabileceğini zannetmiyorum" diyen Hamzaçebi, fezlekelere kimsenin "hayır" diyemeyeceğini de savundu.

Hamzaçebi, diğer muhalefet partileri ile bazı bağımsız milletvekillerinin de olağanüstü toplantıya katılacaklarını beyan ettiklerini aktararak, kendilerine teşekkür etti.

İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının da sorulduğu Hamzaçebi, bu tutumların demokrasi dışı olduğunu kaydetti. Başbakan Erdoğan ve kurmaylarının beyanları ile nefret suçu işlediklerini savunan Hamzaçebi, bunun demokrasi adına endişe verici olduğunu vurguladı.

Hamzaçebi, eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın Gezi olaylarında hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın cenaze töreni sırasında sosyal paylaşım sitesinden paylaştığı bir mesajla ilgili soruyu da yanıtlayarak, "Öyle görüyorum ki bu acıdan bir birleştirme, kucaklaşma değil de ayrışma çıkarmak isteyenler var ve bunlar hükümette, iktidar partisinde. Bundan üzüntü duyuyorum" şeklinde konuştu.

Hamzaçebi, bir başka soruyu yanıtlarken de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dün onayladığı dershanelerle ilgili düzenlemeyi içeren kanun ile Demokratikleşme Paketinde anayasaya aykırı olduğunu düşündükleri noktaları Anayasa Mahkemesi'ne taşıma konusunda çalışma yaptıklarını da söyledi.