Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, heyette bulunan CHP milletvekilleri Muharrem Kılıç, Özlem Çerçioğlu ve Erdal Karademir imzasıyla Genel Başkan Deniz Baykal'a sunulan rapora yer verildi. Raporda, CHP heyetinin 26 Ekim 2005'te Malatya'ya gittikleri, heyetin incelemelerine öncelikle kötü muameleye, fiziksel şiddet ve eziyete uğrayan çocuklardan başladığı belirtildi. Çocukların korku ve panik içinde bulunduğu, çoğunun yüz ve vücutlarının değişik yerlerinde yara izleri ve çizikler görüldüğünün anlatıldığı raporda, “Sorumlu ve yetkililere sorduğumuzda bu yara ve
çiziklerin çocukların kendi aralarında oyun ve boğuşmaları sırasında olduğu belirtildi. Ancak olaydan sonra hekimlerce yapılan kapsamlı muayenede yuvada bulunan 40 çocuktan 21'inin fiziksel şiddete uğradığı vücutlarında darp ve cebir izlerinin olduğu saptandı” denildi.
Yurtta 23'ü kadrolu, 9'u özel şirketin temizlik elemanı olmak üzere 32 personelin görev yaptığı kaydedilen raporda, bu personel içinde sadece 1 sosyal hizmet elemanı bulunduğuna dikkat çekildi.
İLKOKUL MEZUNU İŞÇİLER BAKICI ANNE
Kadrolu çalışanlardan hizmetli kadrosunda bulunan 3 kadın eleman ile temizlik şirketince temizlik elemanı olarak alınan işçilerden 7 kadın işçi olmak üzere toplam 10 işçinin “bakıcı anne” olarak çalıştırıldığı belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:
“Kadrosu hizmetli olan hanım çalışanlar ile özel şirketin temizlik elemanı olarak istihdam ettiği kişilerin eğitimini araştırdığımızda bir kısmının sadece okur-yazar, diğerlerinin ilkokul mezunu olduğu ve hiçbirinin çocuk bakımı konusunda eğitim almadığı, herhangi bir kurstan geçirilmediklerini tespit ettik. Hatta orada çalışmaya devam eden kadınlarla yaptığımız görüşmelerde olayın vahametini idrak dahi edemedikleri, 'çocuklara birkaç tokat atmanın nesi var? Biz evimizde kendi çocuklarımızı da terbiye etmek için zaman zaman döveriz' diyebilecek bir anlayış içinde oldukları da görülmüştür.”
Olayın ardından tutuklanan bakıcı annelerin yerine aynı vasıfta 3 yeni eleman alındığı savunulan raporda, bu kişilerin de ilkokul mezunu olduğu, hiçbir deneyim ve eğitimlerinin bulunmadığı öne sürüldü.
Kurumda 2 yıl içinde birkaç kez “yüzeysel” denetleme yapıldığı belirtilen raporda, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) tarafından ise 5 yılı aşkın süredir denetleme ve teftiş yapılmadığının görüldüğü iddia edildi.
“KADROLAŞMA”
Olayın sadece bakıcı anne konumunda çalıştırılan temizlik işçilerinin cezalandırılmasıyla giderilebilecek basitlikte olmadığı vurgulanan raporda, şöyle devam edildi:
“Bu olayda özellikle AKP'nin kadrolaşma anlayışı önem arz etmektedir. 2004'te Malatya İl Sosyal Hizmet Müdürlüğü'ne siyasi değerlendirmelerle sicil dosyasında pek çok olumsuzluk bulunan, pek çok disiplin cezasına muhatap olmuş bir kişi il müdürü olarak atanmıştır. Yapılan bu atamadan sonra kurumda liyakate göre değil, siyasi anlayış ön plana alınarak daha alt birimlerde de kadrolaşmaya gidilmiştir. Kuruma bağlı müdürler de görevlerinden alınarak yerlerine milletvekillerinin, il müdürünün ve bakan danışmanlarının yakınlarından imam hatip çıkışlı atamalar yapılmıştır. İl müdürlüğü bünyesinde 70 kadar görevli yer değiştirmiştir.”
İl müdürünün atanmasında, siyasi değerlendirmelerle personelin görev ve sorumluluklarıyla keyfi biçimde oynanmasında, siyasi iktidarın ve kurumdan sorumlu Bakanın sorumluluğu bulunduğu savunulan raporda, DevletBakanı Nimet Çubukçu'nun bir an önce istifa etmesi gerektiği öne sürüldü.
“Malatya'daki bu olayın buzdağının küçük bir parçası olduğu kanısındayız” görüşüne yer veriler raporda, kurumun fiziki imkanlarının ve nitelikli eleman ihtiyacının bir an önce giderilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
“Çocuk bakıcılığı ve eğitimi konusunda yetiştirilmiş pek çok genç işsiz gezerken, siyasi yakınlıklarla niteliksiz eleman alımlarına ve kadrolaşma anlayışına son verilmesi gerektiği” kaydedilen raporda, yurtların mevcut yapılarıyla çocukların ruh ve beden sağlıklarının korunmasının zor olduğunun anlaşıldığı ifade edildi.
Raporda, bir an önce uygar ülkelerde uygulanan çocuk köylerinin çocuk yaş gruplarına göre oluşturulması, eğitimli bakıcı anneler eşliğinde bir an önce ev ortamının sağlanması ve bu çocukların topluma kazandırılması gerektiği ifade edildi.