Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
CHP'nin 55 ilde ön seçime yapacağının hatırlatılarak, genel başkan yardımcılarından sadece ikisinin ön seçime katılmasının nedeninin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Ankara, İstanbul ve İzmir'de hakim gözetiminde ön seçim yapılacağını söyledi.
Bazı yerlerde de eğilim yoklaması yapacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Gönül ister ki hepimiz ön seçime girelim ama şunu kabul etmek gerekiyor. Bir, partimize yeni gelenler var. Bunların ön seçime girme şansı ne kadar doğru olur, tartışılması lazım. İki, ben isterim çok sayıda parti yöneticisi, üst düzey yönetici ön seçime girsin. Nitekim Parti Meclisimizde de çok sayıda arkadaşımız ön seçime giriyor. Üç, bu önemli bir adım. Belki önümüzdeki süreçte herkes ön seçime girecek. Zaten CHP olmasa emin olun demokrasi var mı bu ülkede, kimse farkında bile olmayacak. Şunu net olarak söyleyebilirim, bizim dışımızda parlamentoda grup başkanvekillerini seçimle seçen ikinci bir parti yoktur. 55 yerde ön seçime yapan hiçbir parti yoktur."
"Muharrem Bey'i getirmek istemiyor musunuz?"
Parti üyelerine tercihlerini gençler ve kadınlardan yana kullanmaları çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, "Bir değişimin olduğunu sokaktaki insan da fark etsin. Bu, benim en büyük arzum" değerlendirmesinde bulundu.
Yalova'da merkez yoklaması olduğunun hatırlatılması ve "Muharrem Bey'i getirmek istemiyor musunuz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır, öyle bir niyetim yok. Muharrem Bey, çalışkan bir partilimiz dolayısıyla parlamentoda yine CHP'yi temsil edecek. Benim anlayışım çok farklı. 'Rakip olanın kellesini keseceğiz, bir daha parlamentoya getirmeyeceğiz' gibi bir düşüncem asla olamaz. Tam tersine genel başkanlarının görevleri arasında yeni genel başkan adaylarını yetiştirmektir. Bu, siyasetin doğasında olması gereken bir şeydir" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Şafak Pavey ve Aykan Aydemir'in yeniden aday olmayacaklarını açıkladıklarının hatırlatılması üzerine, Pavey'in siyaseti bırakmak istediğini, Aydemir'in de çocuklarına zaman ayırmak istediğini söylediğini aktardı. Pavey ve Aydemir'in, parlamento olmasını istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ama böyle bir kararları var. Kendileri ile tekrar konuşacağım" dedi.
Eski siyasetçi pek çok ismin aday adaylığını açıklaması anımsatılınca Kılıçdaroğlu, "Seçim sonuçlarını göreceğiz. Eğer ön seçime karar vermişseniz ve üyelerin oyları ile adaylar belirlenecekse sizin 'Vay efendim bunu niye seçtiniz' diye bir şey söylemeye hakkınız yok" değerlendirmesi yaptı.
Kılıçdaroğlu, Önder Sav ve Deniz Baykal'ın da ön seçime gireceğine işaret etti.
"Henüz karar vermedim"
Kılıçdaroğlu, kendisinin hangi seçim bölgesinden seçime gireceğine henüz karar vermediklerini anlatarak, İstanbul, Ankara ve İzmir'de birinci sıralara kadın aday, ikinci sıraya seçilenler ve üçüncü sıraya kontenjan adayları koyacaklarını bildirdi.
"Aldığınız kararların arkasında duracaksınız"
"Öyle olursa üzerinizdeki sırada Sarıgül olacak, önseçimden gelirse. Bu sizi rahatsız eder mi" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Aldığınız kararların arkasında duracaksınız. Önemli olan kişiler değildir, önemli olan ilkelerdir, partinin duruşudur. Biz, eğer demokrasiyi savunuyorsak, üyelerin verdiği kararlara saygı duyuyorsak hep beraber bu kararların gereğini yapmak durumundayız" yanıtını verdi.
"Önseçimden çıkan listeyi göreceğiz, o liste üzerine kontenjan için ayrıca düşüneceğiz"
Kılıçdaroğlu, "Sizin ön seçime katılma ihtimaliniz var mı" sorusu üzerine "Niçin olmasın" dedi.
Kontenjan adaylarını belirlerken önceliklerin ne olacağına ilişkin bir soruyu cevaplarken Kılıçdaroğlu, önseçimden çıkan listeyi görmeden kontenjanı düşünmenin doğru olmayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Örneğin ön seçimden çıkan listede genç yoksa kontenjana genç koymamız lazım. Kadın yoksa kadın koymamız lazım. O nedenle önseçimden çıkan listeyi göreceğiz, o liste üzerine kontenjan için ayrıca düşüneceğiz" yorumunda bulundu.
Kılıçdaroğlu, "Sağdan adaylar ile sürpriz yapmayı düşünüyor musunuz" sorusu üzerine, CHP'nin sağa kaydığı yönündeki tartışmaları gerçekçi bulmadığını dile getirdi. CHP'nin bir programı, tüzüğü, ilkeleri olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Sağdan, soldan, bir başka yerden insanlar geliyorsa sizin ilkelerinize inandıkları için geliyorlardır. O insan geçmişte sağ alanda siyaset yaptı ama şimdi buraya gelmek istiyorsa siz ona niye kapılarınızı kapatacaksınız, hangi gerekçe ile kapatacaksınız" değerlendirmesinde bulundu.
Başörtülü aday adayları da olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "İnşallah seçilirler. Sonuçta seçime giriyorlar. Karşı değiliz. Bizim belediye başkan adaylarımız da vardı, niçin olmasın?" ifadelerini kullandı.
"Yüzde 35 oy, AKP'nin iktidar olamayacağını gösteriyor bize aynı zamanda"
"Seçimde sizin için başarının bir ölçüsü var mı? Geçenlerde yüzde 35 gibi bir ifadeniz oldu. Kılıçdaroğlu, 'yine iktidara aday değil, muhalefete aday' gibi yorumlar oldu. Kaç çıkarsa sizin için başarı olur. Başarısız olursanız istifa etmek gibi bir düşünceniz olur mu" sorusuna Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin 2002'de yaklaşık yüzde 34 oyla iktidar olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Demek ki yüzde 35 ile iktidar olabiliyoruz. Şu çok önemli, Türkiye'nin yapısını, oyların dağılımını, siyasi partilerin yapısını 3 aşağı 5 yukarı tahlil ediyoruz. Yüzde 35'le biz, iktidar olacağımıza da inanıyoruz. Yüzde 35 oy, AKP'nin iktidar olamayacağını gösteriyor bize aynı zamanda. O nedenle koyduğumuz tercih, makul, mantıklı bir tercihtir. Bütün üyelerimizin de bu tercihe kilitlenmesini isterim, kilitlenmeliler. Buradan açık, net çağrı yapmak istiyorum onlara da yüzde 35'i aşacak bütün çabaları CHP'lilerin göstermesi lazım."
Başarının ölçüsünün iktidar olmak olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bütün siyasi partilerin hedefi o. Oy oranımızda bir düşme olursa elbette ki sonuçta başarısızlığı ödüllendirmek gibi bir düşüncem asla ve asla söz konusu değil. Başarıya kilitlendik. Onu sağlamak için mücadele edeceğiz" diye konuştu.
"Bizim bir görevimiz de bize yakın olan kardeş partileri de parlamentoya bir anlamda taşımaktır"
Kılıçdaroğlu, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş'ın siyasetteki duruşunu beğendiğini anlatarak, şunları söyledi:
"Ben, kendisine CHP'den milletvekilliği de önerdim. Bu illa partisini terk etsin anlamında da değil. Değerli insanın parlamentoya gelmesi lazım, kendi partisinin düşüncelerini ifade etmesi lazım. Arzu ederse partisine geçebilir de çünkü bizim bir görevimiz de bize yakın olan kardeş partileri de parlamentoya bir anlamda taşımaktır. Siyasette çok seslilik çok önemlidir. Tek düze bir siyaset olmaz. Alper Bey bunu kabul etmedi ama ısrarımı sürdüreceğim. Gelmesini arzu ederim."
"Paralel kim, onu da bilmiyorum"
Kılıçdaroğlu, "Seçime gidiyoruz, paralel yapı ile işbirliği yapacak mısınız" sorusunu, şöyle yanıtladı:
"Bu suçlama, bize yönelik olarak zaman zaman değil sıklıkla yapılır. Şunu açık ve net ifade edeyim, hiçbir zaman ve hiçbir ortamda paralelle oturup bir işbirliği yapmadık. Bir işbirliği konuşması yapmadık, bir araya gelmedik. Paralel kim, onu da bilmiyorum. Bilmediğimiz, bir yapıdan söz ediliyor. O yapının bürokrasi içindeki yapılanmasından söz ediliyor. Amerika'da Fethullah Gülen'den söz ediliyor. Hayatım boyunca Fethullah Gülen ile hiç konuşmadım, bir araya gelmedim. Benim bir talebim olmadı. Onun benden bir talebi olmadı. Yani, nasıl bir işbirliği yaptığımızı ben de bilmiyorum. Emin olun, olsa işbirliği, deriz, 'işbirliği yapıyoruz'. Vatan haini mi onlar? Olsa deriz ki 'Bu konuda işbirliği yaptık'. Ama yapmadık."
"Vatan haini olarak nitelendirmiyor musunuz" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır, kimseyi elde somut bilgi olmadan nasıl vatan haini iddia edersiniz? Bu, çok ağır bir suçlama. Elimizde böyle bir şey yok ama hükümet diyorsa ki 'CHP paralelle işbirliği yaptı', belgelerini koyar ortaya somut" dedi.
''Umut Oran niye gitsin yapsın bu işi''
Kılıçdaroğlu, "Deniliyor ki Cumhurbaşkanının kızı Sümeyye Erdoğan'a bir suikast tertibi var. Bu tertibin içinde CHP'li Umut Oran da var. Böyle bir suikast tertibinin içinde misiniz" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Hayatımda bu kadar deli saçması şeyler ne duydum ne de böyle bir suçlamayla karşılaştım. Umut Oran niye gitsin yapsın bu işi? Niye yapsın? Bu kadar saçma bir şey olamaz. Bunu tezgahlayan insanları biliyoruz. Bu, bir tezgah. MİT'in içinde bir grup var. Bunlar doğrudan doğruya iktidara hizmet ediyorlar. Eğer biraz daha yaparlarsa isimlerini de açıklayacağız. Biz, 'bunu yapan MİT'tir' dedikten sonra aralarında ne konuşmalar yaptıklarını yine biz biliyoruz. Kimlerle konuştuklarını da biliyoruz."
Kılıçdaroğlu, "Siz de MİT'i mi dinliyorsunuz" sorusuna, "Biz dinlemiyoruz. Bu ülkenin vatanseverleri var. Bu ülkenin vatanseverleri, bu ülkeyi sevenler var. Bu ülkeyi kimler karıştırmak istiyor, biz hepsini biliyoruz. CHP üzerinde nasıl tezgah kurulmak istendiğini de çok iyi biliyoruz. Bakın hepsini mahkemeye verdik" ifadesini kullandı.
Direkt mesajlardaki iddialara ilişkin İsviçre Büyükelçiliği'ne, oradaki yetkililere başvurduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, direkt mesajlarla ilgili uluslararası kuruluşun yetkililerine başvurduklarını vurguladı. Bütün bu bilgeleri mahkemeye delil olarak sunacaklarını aktaran Kılıçdaroğlu, "Bunun hesabını soracağız" dedi.
"Devletin çivisi çıkmış vaziyette"
"Türk Dil Kurumu üzerinden, CHP'ye İş Bankası'ndan para verildiği" iddialarının da gündeme getirildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Dedim ki 'bu banka hesabı nerede, nerede bu paralar gidip alalım'. Bizim paraya ihtiyacımız var" açıklamasını yaptı.
''Bir kitap basılıyor''
"Fuat Avni tarafından CHP kapatılacak iddiası gündeme getirildi" ifadesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Onunla ilgili bir hazırlık yapıldığını biz çok iyi biliyoruz. İddia doğru. Hazırlık yapıldığını, hazırlıkların kimler tarafından yapıldığını, bir kitabın basıldığını, yakın bir süreç içinde bu kitabın piyasaya sürüleceğini, bütün bunları biliyoruz. Bekliyoruz. Bunların hepsinin hesabını yargıda soracağız" yorumunda bulundu.
Konuyla ilgili ayrıntılara girmek istemediğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sizden şunu bilmenizi isterim; CHP üzerinden, iktidara yakın bir kanadın, Davutoğlu'nun büyük ölçüde bundan haberi yok, onu da biz biliyoruz. Davutoğlu bypas edilerek bunlar yapılıyor. Bütün bu ayrıntıları biliyoruz. Ben buradan Milli İstihbarat Teşkilatı'na çağrıda bulunuyorum. Bakın adı üstünde, Milli İstihbarat Teşkilatı ülkenin istihbaratı ile ilgili her türlü bilgi sizin elinizde, kişileri izlersiniz vesaire ama milli olmak zorundasınız. Eğer iktidara endeksli bir politika izlerseniz, sizin unvanınız milli olmaz gestapo olur."
Başbakan Davutoğlu'nun çok şeyden haberi olmadığını yineleyen Kılıçdaroğlu, bazı bakanların Davutoğlu'nu "pas geçerek" doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bilgi verdiklerini bildiğini söyledi.
Devletin içinde bir kaos olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Devletin iyi yönetilmediğini, neden söylüyorum ısrarla 'başbakanlık koltuğu boş' diye. Bu gerçekler herkes tarafından biliniyor" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, yeri ve zamanı geldiği zaman bildikleri bu bilgilerin hepsini kullanacaklarını bildirdi.
CHP ile ilgili bu tür iddiaların seçim yaklaştıkça artacağını bildiklerini de belirten Kılıçdaroğlu, "Biz devleti, ne olduğunu bilmiyor muyuz? Devletin çivisi çıkmış vaziyette" diye konuştu.
"Ses kayıtlarını internetten dinledik"
Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık operasyonlarına ilişkin ses kayıtlarını nereden bulduklarının sorulması üzerine, "İnternetten dinledik. Bana herhangi bir yerden dinlemeyle ilgili bir şey gelmedi. İnternete bugün de girin tamamını bulursunuz" değerlendirmesini yaptı.
Dışişleri Bakanlığı'ndaki dinlemeyi de hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Eğer bir devlet, en kritik noktada kendisini dinlenebilir noktaya getirdiyse o devlette gizlilik diye bir kavram bitmiştir. Bu sorunun muhatabı 12 yıldır bu ülkeyi yöneten iktidar" dedi.
"Paralel yapı değil mi" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fethullah Gülen'e "ne istediniz de vermedik" dediğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, "Bunun Türkçesi 'her istediğinizi verdik' demektir" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, kendilerine bir yerden gelen video, kaset gibi şeyler olmadığını yineleyerek, söz konusu kayıtları herkes gibi internetten indirdiklerini söyledi.
Ses kayıtlarının tamamının doğru olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bu konuda iki uluslararası kuruluşun raporu olduğunu dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, başka bir soru üzerine 17-25 Aralık operasyonlarını darbe olarak nitelemenin yanlış olduğunu belirtti.
Dört bakanının Yüce Divan'a gitmemesinin de söz konusu iddiaların doğru olduğunu kanıtladığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Bunlar yolsuzluklarla anılacak. Benim merak ettiğim sokağa nasıl çıkıyorlar? Bütün bunların hepsi gerçek. Bu sorgulanmayacak anlamında değil, Türkiye bunu sorgulamak zorundadır" diye konuştu.
HSYK'nın yeni yapısına da değinen Kılıçdaroğlu, "Hakimin kimliği dışarıya yansıtılmaz. Irak parlamentosundaki yapı, bizim HSYK oldu" değerlendirmesinde bulundu.
Seçim kampanyası mart sonunda
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine seçim kampanyasına mart ayı sonu veya nisan ayı başında başlayacaklarını bildirdi.
Kampanyaya seçim bildirgesini açıklayarak başlayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, mitinglerin ana temasının ekonomi olacağını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, toplumun beklentilerine yönelik projelerini anlatacaklarını dile getirerek, "Toplum nefes alamaz konumda, borç batağında, bizden ne yapacağımızı istiyorlar" dedi.
Emeklilere, Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye verecekleri vaadini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bir vaatte bulunurken kuruşu kuruşuna hesap yaptıklarını, toplumun yalan, boş vaatlerden bıktığını ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, kredi kartı borçlarıyla ilgili bir çalışma yaptıklarını ancak tamamlanmadığını, olumlu bir sonuca ulaşmaları durumunda kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.
Siyasi kampanya noktasında Ali Taran'ın kendilerine bir sunuş yaptığını ve heyecanlandıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, Taran'la çalışmanın büyük oranda onaylandığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın illere teşekkür ziyaretleri yapacağının ve bu durumun seçime etkisinin sorulması üzerine, "Başka cumhurbaşkanları da getirsinler onlar da konuşsunlar. Böyle bir şey olamaz, istiyorlarsa konuşsunlar, milletin vicdanına bırakacağız" dedi.
Yoksulluğu idare etmek istemediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, iktidarlarında 29 milyon olarak açıklanan yoksulluğu bitireceklerini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken AK Parti'nin ilk yıllarında bir ekonomik büyümenin yakalandığını ancak bunun demokrasiye yansıtılamadığını savundu.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine de Türkiye'deki ekonomik verilerin iyiye gitmediğini öne sürdü.
"Kriz tellallığı" yapmak istemediklerini de vurgulayan Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Merkez Bankası'nı ve Başkanını eleştirmesinin doğru olmadığını söyledi.
Merkez Bankası'ndan sorumlu başbakan ve bakan bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu'nun Sayın Cumhurbaşkanı'na 'bir dakika bu ülkeyi ben yönetiyorum' demesi lazım. Ben rahatsız olduğunu biliyorum, Sayın Babacan'ın Maliye Bakanının da kaygı duyduğunu biliyorum, birinin frenlemesi lazım. Ben açık söylüyorum, 'ekonomi kötüye gidiyor' diyorum. Merkez bankalarının bağımsızlığı tartışılmaz" açıklamasını yaptı.
"Siyasiler televizyonlarda karşı karşıya gelmeli"
Seçimler esnasında siyasilerin televizyon ekranlarında karşı karşıya gelmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, siyasette aşırı bir gerginlik çıktığını, kendilerinin bundan rahatsızlık duyduğunu vurguladı.
Kılıçdaroğlu, Musul'a olası kara harekatı hatırlatılarak, Türkiye'nin katkısının sorulması üzerine ise "BM bir karar almışsa bu karara elbette uymak zorundayız. Irak'ın kendi içindeki sorunları aşmak için Türkiye'nin katkısına ihtiyacı olacaksa, Türkiye bunu yapmak durumundadır" yanıtını verdi.
Şah Fırat Operasyonu'nu da eleştiren Kılıçdaroğlu, "Süleyman Şah'tan ayrılmayı lider olarak kendime yediremiyorum, kendi topraklarımızdan kaçmamalıydık" dedi.
IŞİD'in oraya müdahale edebileceğinin hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, IŞİD'in böyle bir girişiminde Türkiye'nin gerekli cevabı verebileceğini söyledi.
Bahçeli'nin Orgeneral Özel'e yönelik sözleri
Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e dönük eleştirilerinin anımsatılması üzerine, "Bir siyasetçinin bir bürokratı doğrudan hedef almasını doğru bulmam" açıklamasını yaptı.
HDP'nin barajı aşıp aşmayacağına yönelik bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "HDP'nin parlamentoya gelmesini isteriz ama gelen bütün kamuoyu yoklamaları barajı aşmayacağını gösteriyor" dedi.
"Koalisyon mu bekliyorsunuz ve kiminle yaparsınız" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Gönül ister ki tek başına iktidar olalım. Öyle bir şey olursa o dönemde oturulur konuşulur" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, HDP'ye daha çok CHP'den yönelme olduğu iddialarının sorulması üzerine, "Bizim tespitimiz HDP'nin daha çok AKP'den oy alacağı şeklinde" diye konuştu.
"Gürsel Tekin'i uyardım"
Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin Kılıçdaroğlu, "Başkanlık sistemi tam bir hayal. Kişiye göre rejim değişir mi? İşin özü şu; Sayın Erdoğan'ın düşündüğü rejimin Türkiye'de gerçekleşme şansı yoktur. Sayın Erdoğan, anayasanın öngördüğü şekilde cumhurbaşkanlığını yapsın o yeter ona. Kampanyalarımızda başkanlık sistemini tartışmayı düşünmüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, Siyasi Partiler Yasası'ndan başlayarak uygulanan parlamenter sistemin rehabilite edilmesi gerektiğini de söyledi.
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'in yapılan bazı haberler üzerine, "İktidarımızda bu gazetelere el koyacağız" sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Uyardım, doğru bir açıklama değil. Bizim ayrıca kendimize medya havuzu oluşturmamıza gerek yok" açıklamasını yaptı.
Bu arada, genel merkezin inşaatından bu yana partide beslenen Şero adlı kedinin yayın sırasında ekranda görünmesi espri konusu oldu. Kılıçdaroğlu'nun, "Bu, trafoya girmeyen kedi" ifadesi, gülüşmelere neden oldu.