Güncelleme Tarihi:
Yenilenerek TBMM Başkanlığına sunulan kanun teklifi, “medeni duruma bakılmaksızın, kadın ile erkeğin bir arada yaşamaları ve aralarındaki eşitsiz güç ilişkisi nedeniyle gerçekleşen ya da gerçekleşebilecek şiddetin önlenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını” amaçlıyor.
Teklife göre, kanunun uygulanması için aile mahkemeleri görevli olacak, korunma; yetki koşulu aranmaksızın her yerden istenebilecek. Koruyucu önlemleri alan mahkeme, uygulamayı izleyerek, gerektiğinde bu önlemleri değiştirebilecek, kaldırabilecek, karara aykırılık halinde de kişiyi cezalandırabilecek. Böylece, etkili koruma sağlanacak.
Şiddet olasılığı, tedbir kararının verilmesi için yeterli sayılacak.
Cumhuriyet Başsavcılığı, koruma kararının uygulanmasını, genel kolluk kuvvetleri aracılığıyla takip edecek. Bu çerçevede, koruma kararı verilen kişi, haftada en az bir kez ziyaret edilebilecek, birinci derece yakınlarıyla iletişim kurulabilecek, komşularının bilgisine başvurulabilecek, oturulan yerin muhtarından bilgi alınabilecek, bulunduğu konutun çevresinde araştırma yapılabilecek.
Mahkeme, bir aylık sürelerle verilen tedbir kararının uygulanmasını kendi uzmanlarıyla da izleyebilecek.
Teklif, hafta sonları ve diğer tatil günlerinde de şiddet olayları görülmesi nedeniyle Cumhuriyet savcılarının, tedbirlere hükmedip ilk iş gününde mahkemeden onay almasını öngörüyor.
Şiddet uygulayan kişiye yönelik tedbirler arasında, bir sağlık kuruluşuna muayenesinin veya tedavisinin sağlanması, bir evlilik danışmanına başvurması, psikolojik destek görmesi de yer alıyor.
KORUYUCU TEDBİRLERE KARŞI ÇIKANLARA HAPİS CEZASI
Hakim, korunan kişinin barınma yeri olmaması halinde barınma yeri sağlanmasına, şiddet mağdurunun istihdamına, şiddet uygulayan aile bireyinin ortak konuttan uzaklaştırılması durumunda veya gerekli görülen hallerde tedbir süresince çocukların velayet hakkının diğer eş tarafından kullanılmasına, velayet, vesayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması konularında karar verebilecek.
Ortak konuttan uzaklaştırılan kişi geçimini sağlıyorsa ve korunan kişinin geçimini sağlayacak geliri yoksa konutta barınanlar için tedbir nafakası hükmedilecek. Uzaklaştırılan kişi, konutun kira, aydınlanma, ısınma, su, telefon gibi giderlerini daha önce ödüyorsa bunu ödemeye devam edecek.
Aleyhine verilen koruyucu tedbir kararlarına aykırı davranan kişi 6 aydan 14 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılacak. Cumhuriyet savcısı, koruyucu tedbir kararlarının gereklerini yerine getirmeyen kişinin tutuklanmasını, ceza hakiminden talep edebilecek.
Kanunun uygulanması nedeniyle öğrendikleri bilgi, belgeleri açıklayan, yayımlayan veya başkalarının bu bilgi ve belgeleri edinmesini kolaylaştıranlara 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası uygulanacak.
Cumhuriyet Savcılığı Kadını Şiddetten Koruma Bürosu kurulacak.
Teklifin gerekçesinde, Türkiye'de evli kadınların yüzde 39'undan fazlasının, yaşamlarının en az bir döneminde eş şiddetine uğradığı ifade edilerek, “Aradan geçen sürede önlem alınmadığı gibi iktidarın cinsiyet ayrımcılığına yönelik içtenliksiz tutum ve politikaları nedeniyle kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin tırmanış göstermesi kamuoyunda infial yaratmaktadır” denildi.
Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un, içerik olarak zayıf ve adı itibarıyla sorunlu olduğu, kadını şiddetten korumaya yetmediği belirtildi. Kanunun adındaki aile kelimesi nedeniyle bazı hakimlerin, bir erkekle yakın yaşam arkadaşlığı sürdüren veya boşanmış kadınları, kanunun korumasından yararlandırmadığı vurgulandı.
Gerekçede, insan ilişkilerindeki hızlı değişimin getirdiği karmaşıklık ve çeşitlilik nedeniyle şiddetin tanımı yapılmayarak, bu konuda öğretiye ve hakimin takdirine bırakıldığı kaydedildi.