Güncelleme Tarihi:
Okay, düzenlediği basın toplantısında, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Kurulmasına Dair Yasa Tasarısına ilişkin eleştiriler yöneltti.
Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti söz konusu olduğunda “mangalda kül bırakmayan” Hükümetin, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmasında da aynı sözlerin arkasına sığındığını bildiren Okay, “Darbe girişimleri, suikast planları, vesayet gibi kavramların arkasına saklanarak sessiz ve derinden sivil bir darbe yapmaya çalışan iktidar, artık sivil dikta aşamasına doğru hızla ilerlemektedir. Gerçekleştirdiği kadrolaşma, emniyet içinde sağladığı F tipi örgütlenme, cemaat ve tarikatların isteğiyle yapılan atamalar, keyfi dinlemeler, hukuk dışı tutuklamalar, 'açılım' isimleriyle ülkeyi bölme projeleri, emekçilere uyguladığı acımasızca tutumla farklı bir aşamaya gelinmiştir” diye konuştu.
Okay, HükUmetin, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı ile “aklından hiç çıkarmadığı kendi derin devletini oluşturma çalışmalarını son noktaya taşımak istediğini” ileri sürdü.
“AKP'NİN ÖZEL TİMLERİ”
İktidarın, “devlet içinde derin yapılanmada yeni bir örgütlenme için kollarını sıvadığını” savunan Okay, bunun yalnızca CHP'nin iddiası olmadığını, Hükümetin, itiraflarda bulunduğunu söyledi. Okay, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın, “... bu kuruluşu, ölü doğmuş bir kuruluş olarak katiyen düşünmüyoruz. Bu konuda belki herşey yasa metnine geçirilmiyor. Biraz da çok bağlayıcı olmayalım, biraz esnek çalışalım” şeklindeki açıklamasının da düşüncelerini doğruladığını belirtti.
Okay, “AKP'nin özel timleri için yeni bir yapı mı öngörülmektedir? Bu özel timler, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı aracılığıyla 81 ilde örgütlenmek mi istemektedir? Örtülü ödenekten yararlanacak, operasyonel görevi olmadığı halde inceleme ve denetleme yetkisi olacak, bu yetkisini hangi kuruluşlara karşı kullanacağı belli olmayan, çalışanlarının nasıl seçileceği ve nitelikleri hakkında yeterli bilgi bulunmayan bu müsteşarlık, iktidarın özel örgütlenmesine giden yolun taşları değil de nedir?” diye sordu.
Atalay'ın, “esnek ve yasa metnine yazılmamış” diye belirttiği örgütlenmenin, hukuk devletiyle bağdaşır bir yanının olmadığını dile getiren Okay, “Bu, istibdat dönemlerinde görülecek bir düzenlemedir. Abdülhamit dönemi uygulaması ile karşı karşıyayız” dedi.
Tasarıyla, sözleşmeli yabancı çalıştırma imkanı getirildiğine işaret eden Okay, “Yabancı çalıştırma yetkisi alarak, iç güvenliğimiz okyanus ötesine teslim edilmektedir. İstihbarata, sanki Kurtlar Vadisi ayarı yapılmaktadır” diye konuştu. Okay, tasarıyla, AK Parti'nin, illerde idari birimlerin yanına “kuma yönetimi” getirmek istediğini, kendisine bağlı çalışma ekibi oluşturmaya çalıştığını savundu.
“HALK OYLAMASINDA, HALKTAN TOKAT”
Okay, Anayasa değişikliklerinin halk oylamasına sunulma süresini 60 güne indiren yasa teklifinin TBMM Anayasa Komisyonunda kabul edildiğinin anımsatılması üzerine, teklif gündeme geldiğinde de bunun ülkenin gündemini değiştirmeye yönelik ve anayasada bazı değişikliklerin ön çalışması olduğunu dile getirdiklerini söyledi.
AK Parti'nin, yargıyı da “AKP'lileştirmek” için anayasal değişiklik yapma çabasında olduğunu ileri süren Okay, “Bu teklifteki amaç da AKP'nin, Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı seçiminde olduğu gibi anayasa değişikliğini uzlaşmaksızın, parlamentodan geçiremediği takdirde halkoyuna götürme arzusudur. Geçmiş göstermiştir ki böylesine direngen siyasi iktidarlar, halk oylamasında halktan tokat yemiştir” dedi.
“KONUŞMALARIN BİPLENMESİ LAZIM”
Okay, Ermenistan Anayasa Mahkemesinin, Türkiye ile imzalanan protokollere ilişkin kararının sorulmasına karşılık, Hükümetin, dış politikada Türkiye Cumhuriyeti Devletini, “toslattığını” ileri sürdü.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, kendisine yönelik suikast iddialarını ciddiye almayanlara yönelik sözlerinin sorulmasına Okay, “Sayın Arınç, bakan olduktan sonra, kontrolünü tamamen yitirdi. Sayın Arınç'a bakanlık dokundu, ağzı bozuldu. Bunda Recep İvedik filmlerinin etkisi oldu. Hakaretamiz konuşmalarının reytingi yüksek oluyor. Bundan sonra galiba Bülent İvedik denmesi daha doğrudur. Arınç'ın bu tür basın açıklamalarını, RTÜK'ün denetimine tabi televizyon kanalları, bip sesi vermeli, Arınç'ın konuşmalarının biplenmesi lazım” karşılığını verdi.