Güncelleme Tarihi:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Afet Koordinasyon Merkezi'ni (AKOM) ziyaret eden Kılıçdaroğlu, dün İstanbul'da meydana gelen depreme ilişkin yapılan çalışmalar ve afet yönetim süreciyle ilgili İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'ndan bilgi aldı.
Daha sonra basın mensuplarına açıklamada bulunan Kılıçdaroğlu, konuşmasına İstanbullulara geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı.
Depremde can kaybının olmamasının en büyük sevinç olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sayın Başkan (Ekrem İmamoğlu) doğal olarak kendisi ve arkadaşlarıyla önlerinde duran riski aşmak için elinden gelen çabayı göstereceğini ifade etmiştir. Bu da onun en doğal hakkıdır, yasal hakkıdır, görevidir ve bunu yapacaktır arkadaşlarıyla beraber." diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, 1999 Marmara Depremi'ne değinerek, söyle devam etti:
"20 bine yakın yurttaşımız hayatını kaybetti. 30 bini aşkın yaralımız vardı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit kara yoluyla İstanbul'a ulaşamadı. Büyük bir acıydı. Türkiye seferber oldu. Dünyadan pek çok yardımlar geldi. Yaralarımızı sarmaya çalıştık. Deprem vergileri diye vergi yasaları çıktı. Bu ülkenin 80 milyon insanı gönüllü olarak gitti, vergilerini ödedi. Yaralar sarılacaktı. İstanbul başta olmak üzere deprem riskini yaşayan bütün bölgeler depreme dayanıklı hale gelecekti. Şu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum. Ne oldu o deprem vergileri, nereye gitti o deprem vergileri? Devleti yöneten insanların geleceği görmesi lazım. Devleti yöneten insanların 16 milyon kişinin risk altında yaşadığı bir İstanbul'u riskten nasıl kurtarırız hesaplarını yapmaları lazım."
Depremin ardından 20 yıl geçtiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "20 yıldır şimdi biz hala başladığımız noktadayız. Ben bunu sormak zorundayım. Kimin için? Risk altındaki 16 milyon İstanbullunun hakkını savunmak için sormak zorundayım. 17 yıldır ülkeyi yönetenlerin bunun hesabını vermesi lazım. Nereye gitti bu paralar? Yaşadığımız dram nedir? Biz elbetteki süreci baltalamak, merkezi hükümet yatırım yapacak onları engellemek, böyle bir düşünce elbette olamaz. İş birliği içinde bu bataktan İstanbul'u kurtarmak zorundayız. Şundan yüzde yüz eminim. İstanbul'daki bütün belediye başkanlarımız sadece CHP'li değil, diğer partiye mensup belediye başkanlarımız da el birliğiyle elbette çalışacaklardır. Riski aşmak için elbette mücadele edeceklerdir, seferber olacaklardır ama temel soru şu, 1999-2019 neden bu kadar uzun süre beklendi?" diye konuştu.
Ecevit döneminde İstanbul'daki büyük ve geniş toplanma alanlarının 470 olarak belirlendiğini aktaran Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"O depremde hayatını kaybeden 20 bin insanın ahı bir tarafta, kalkıyorsunuz bunların büyük bir kısmını 400'e yakınını imara açıyorsunuz. Ben bu soruyu sormayayım mı? 'Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır?' demeyeyim mi? Bunları şimdi sormasak ne zaman soracağız? Yazık günah değil mi bu ülkeye? Her deprem sonrası yaşanan kayıplar milli servet kaybı değil midir? Batı'nın ya da uygar dünyanın devlet adamlarıyla bizim siyasi parti başkanları arasında ya da yöneticileri arasında temel bir fark vardır. Onlar riski önceden görür, bütün önlemleri alır, risk gerçekleştiği zaman insanlar hayatlarını kaybetmez. İster maden ocağında ister deprem bölgesinde. Bunu yaparlar. Bizim gibi geleceği görmeyen ve onun hesabını yapamayan yöneticiler ise risk gerçekleşir, insanlar hayatını kaybeder, ondan sonra önlem almaya başlarlar. Bir süre sonra toplum unutur ve önlem aldıkları süreci orada keseler. Başka bir sürecin içine Türkiye tekrar gider. Yazıktır. Bunun olmaması lazım. Sağlıklı bir koordinasyon ve iş birliği olması lazım. Geçmişten ders çıkarmamız lazım."
İstanbul'daki yeni yönetimin deprem riskini tümüyle ortadan kaldırmak için ellerinden gelen her türlü çabayı harcamak istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, bu ekibe destek olunmasını talep etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Depremde ölenlerin partisi olmaz. Ölenler insan. Bizim insanlarımız, çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız, gençlerimiz. Dolayısıyla el birliğiyle bu riskin bir şekilde aşılması lazım ama bütün bunları yaparken geçmişte yapılanların da bir şekliyle ne olduğunu sorgulamamız lazım. Gelecek yöneticilerin de bundan ders çıkarması, aynı hataları tekrar etmemesi lazım." ifadelerini kullandı.
"KASIM AYINDA DEPREM ÇALIŞTAYI YAPACAĞIZ"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da 1999'daki Gölcük depreminin 20. yılında yaşanan bu depremin İstanbul'a önemli bir ikaz olduğunu belirtti.
Kasım ayında bütün paydaşları bir araya getiren bir deprem çalıştayı yaparak mevcut durumu analiz edip yol haritasını toplumla paylaşma arzusunda olduklarını ifade eden İmamoğlu, "İBB olarak odaklandığımız şey deprem yaşanana kadar ne yapacağımıza dair iş ve işlemlerdir. Depreme hazırlık, yapıların sağlamlığı, şehir planlarındaki aykırılıkların giderilmesi, deprem toplanma alanlarıyla ilgili ihtiyaçlarımız, eksikliklerimiz ve deprem anına dönük toplumun bilinçlendirilmesidir." dedi.
İmamoğlu, dün akşam Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın başkanlığında yapılan toplantının verimli geçtiğini düşündüğünü söyledi.
Toplantıda, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da yer aldı.