Güncelleme Tarihi:
Kılıçdaroğlu, seçim günü için de partililere “Elektrik kesilirse seçim sandıklarının üzerine oturun” çağrısı yaptı. CHP lideri, dün uçakta gazetecilerle sohbetinde, Kırklareli ve Çanakkale mitinglerinde özetle şunları söyledi:
İKİ ÜYEYİ AYIRIYORUM
(Erdoğan ve Davutoğlu’nun İstanbul’da 30 Mayıs’ta birlikte katılacağı Fetih Şöleni) Seçimlerin sağlıklı bir ortamda yapılmadığını bütün dünya kabul ediyor. Sayın Erdoğan, bir partinin lideriymiş gibi meydan meydan geziyor. Ama kendisine tarafsızlığını hatırlatma görevi olan YSK bunu yapmaktan kaçınıyor. Orada oturanlar hâkim değil. Hâkimlik sıfatı yakışmıyor onlara. Açıkça medyanın önüne çıkıp şu açıklamayı yapabilirler; ‘Biz talimatı siyasi iktidardan alıyoruz ve gereğini yapıyoruz.’ Bu açıklamayı yaparlarsa daha onurlu davranmış olurlar. 2 üyeyi bundan ayırıyorum. Türkiye’de hukukun olmadığını açıkça ilan ediyorlar. Kendilerini bir siyasal partinin yan organı konumuna getirdiler. Kendilerini bir siyasal partinin militanı olarak görüyorlar. YSK görevinden süratle ayrılsınlar, onların vereceği hiçbir karar dünyada kabul görmez artık. Hatta onlar da Erdoğan-Davutoğlu düzeninde mitinge katılabilirler.
AVRUPA DA KABUL EDİYOR
(Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri ile görüşmesi) Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olmadığı konusunda hiçbir aksi görüş yok. Tarafsız olmadığını onlar da kabul ediyorlar. Seçimin eşit koşullarda yapılmadığını söylüyorlar zaten. Türkiye’de ahlaki koşullarda bir seçim yapılmıyor.
İKTİDARIN UYGARLIKLA İLGİSİ YOK
(200 aydının hükümete ‘Saray’ın esiri olmayın’ çağrısı) Aydınların bu tür çağrıları her zaman önemlidir. Bütün demokrasilerde, aydınların çağrılarına siyasal iktidarlar kayıtsız kalamazlar. Ama ben mevcut iktidarın, aydınların bu çağrısına kulak kabartacağını hiç düşünmüyorum. Aydınları düşman olarak gören bir zihniyetin, aydınları kucaklaması da söz konusu değildir. Bir toplumu uygarlığa taşıyanlar aydınlardır ama mevcut siyasal iktidarın uygarlıkla bir ilgisi yok.
ERZURUM’DAKİ ADAYIMIZ KORKUTTU
(Erzurum’da CHP seçim TIR’ının polis zoruyla kaldırılması) Orada genç bir arkadaşımız var, hukukçu. Öyle anlaşılıyor ki, başarıları iktidar partisini ve büyükşehiri korkutuyor. O genç çocuğumuz, milletvekili adayımız Nene Hatun’un torunu olduğunu gösterdi, göstermeye de devam ediyor.
Türkiye’nin yakın tarihini bilmiyorlar, her yapılanı ‘İlk kez yaptık’ diye sunuyorlar. Oysa Türkiye, ilk uçağının temelini 1925’te attı, 1934’te ilk kez uçtu ve Ankara’ya indi.”
DEVLETİN VALİSİ OLMALISINIZ
Kılıçdaroğlu, miting konuşmalarında da 7 Haziran seçimlerinde görev olacak partililerden elektriklerin kesilmesi halinde dikkatli davranmalarını isteyerek, “Bütün CHP’lilere sesleniyorum; elektrikler kesilirse ilk yapacağınız iş seçim sandığının üzerine oturmak olsun. Elektrikler gelene kadar” dedi. Bürokrat ve valilere de seslenen Kılıçdaroğlu, “Ya adam gibi görevinizi yapın ya da bulunduğunuz makamlardan ayrılın gidin, kaydınızı iktidara yaptırın. Sizden devletin valisi olmanızı bekliyoruz” diye konuştu.
Diyanet üzerinden meşruiyet aramayın
(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Diyanet İşleri Başkanı’na özel uçak tahsis edileceği açıklamasıyla ilgili) Diyanet’i siyasetin malzemesi olarak kullanmak istiyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu tuzağa düşmemesi lazım. Kimse, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden, yaptığı yolsuzluklar ve israf nedeniyle meşruiyet aramasın. Bu, inancımıza da dinimize de zarar verir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı da gereksiz tartışmanın içine sokar ve doğru değildir. Bundan kaçınmak gerekiyor. Diyanet, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine uygun olarak kurulmuştur. Başkanları da bugüne kadar tavırlarıyla, konuşmalarıyla örnek olmuşlardır. Asla siyasetin unsuru olmamışlardır, dini siyasete alet etmemişlerdir.
Türkiye’ye bakın kimseyi asmayın
(27 Mayıs darbesinin yıldönümüyle ilgili) Siyasal idamlar asla ve asla kabul edilemez. Sadece 27 Mayıs değil; 12 Mart, 12 Eylül olsun hangi dönemde olursa olsun, insanlar siyasal düşünceleri nedeniyle idam edilmemeli. CHP buna her zaman, her ortamda karşı çıkmıştır. Zaten eğer bir ülkede siz demokrasiyi savunacaksanız, siyasal idamlara açık ve net tavır almanız, karşı çıkmanız gerekir. Mısır yönetimine açık çağrıda bulunduk. ‘Siyasal idamları yapmayın, eğer siyasal idamlar ne tür sonuçlar veriyor diye merak ediyorsanız, Türkiye’nin yakın tarihine bakın, derin travmalar yaratmıştır’ dedik. Bir dönem idam ettiğimiz kişilerin isimlerini daha sonra üniversitelere, havaalanlarına verdik. Bir anlamda kendi vicdanımızı aklamak, temizlemek için. Ama o idamların yarattığı derin travmalar hiçbir zaman yok olmadı. Bu çağrıyı Mısır yönetimine açıkça yaptık.