Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un "Erken seçime gidilseydi 27 Mayıs önlenebilirdi" açıklamasının kendisinin erken seçim açıklamalarıyla bağdaştırıldığının anımsatılması üzerine "20 Temmuz’dan sonra Türkiye zaten bir sivil darbenin içindedir. Biz hiçbir darbeyi savunmadık. Demokrasinin bu noktaya gelmesinin temelinde de yatan darbeler vardır. Dolayısıyla darbelere karşı çıkmak hepimizin ortak görevidir. Ama biz hem askeri darbelere hem sivil darbelere karşıyız. Şu anda Türkiye bir sivil darbenin içindedir. 12 Eylül’de Kenan Evren ve arkadaşları ne yaptılarsa benzerini aynen bunlar da yaptılar 20 Temmuz’dan sonra. 15 Temmuz’u fırsata çevirip OHAL ilan ettiler. OHAL koşullarında anayasa değiştirdiler. Ve şimdi o darbe süreci aynen devam ediyor. Biz sivil darbeye de karşıyız. Bugün Erdoğan'ı eleştirmek cesaretini kaç kişi gösterebiliyor? Kenan Evren’i eleştirme cesaretini kaç kişi gösterebiliyordu? Kıyasladığınız zaman bu paralelliği görürsünüz. O dönemde de parlamento büyük ölçüde askıya alınmıştı; göstermelik bir parlamento vardı. Bugün de büyük ölçüde askıya alınmış göstermelik bir parlamento var. Biz her iki darbeye de karşıyız" dedi.
'SORUNLARI ÇÖZEMİYOR'
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın CHP'yi hedefe koyup sürekli eleştirmesini anlamadığını vurgulayarak, "Çünkü söyleyecek hiçbir şey yok. Gündem yaratamıyor, var olan sorunları çözemiyor, birisini düşmanlaştırması lazım. Niye saldırıyor? Çünkü kendisinden sonra CHP'nin iktidara geldiğini görüyor. Korkuyor Erdoğan, CHP'de korkuyor. Niçin? Çünkü CHP iktidara geldiğinde devletin nasıl yönetileceğini sadece 83 milyon değil bütün dünya görecek. İsrafla, yolsuzlukla nasıl mücadele edilir, vatandaştan alınan her kuruş verginin hesabı nasıl verilir, bunu bütün dünya görecek. CHP'yi eleştirebilir. Zaten gece de büyük ihtimalle rüyasında en çok beni görüyordur" diye konuştu.
'TÜRKİYE BİR SİVİL DARBENİN İÇİNDEDİR'
Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesine yapılan rektör ataması ve bu durumu protesto eden öğrencilerin gözaltına alınmasına ilişkin ise Türkiye'nin bir sivil darbenin içinde olduğunu, YÖK'ün 12 Eylül darbe hukukunun bir sonucu olarak kurulduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, "12 Eylül darbecilerinin yaptığı bütün yasal düzenlemeler hala yürürlükte. O dönem üniversitelere rektör nasıl atanıyordu, bugün de aynı yöntemlerle atanıyor. O dönemde seçilmiş insanlar vardı bu dönemde de seçilmiş insanlar var. Erdoğan istediğini rektör olarak atayabiliyor. Tek koşulu var partili olması, Erdoğan'ın yanında durması lazım, Erdoğan'ı alkışlaması, bilimsel özerkliğe hiç önem vermemesi lazım, sadece ve sadece görevi Erdoğan'ı ve arkadaşlarını alkışlamak. Bu niteliklere sahip olan kişiler rahatlıkla üniversitelere rektör olarak atanabilir. Dünkü eylemler sırasında kelepçe takılması, darbe döneminin bundan daha güzel fotoğrafı olabilir mi? Üniversitenin kapısına kelepçe vuruyorsunuz. Erdoğan '20 Temmuz darbesi yoktur' diyecek; ama onunla her yerde her ortamda tartışmaya hazırım" dedi.
'REKTÖR SEÇİMİ KALDIRILDI'
Kılıçdaroğlu, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in Boğaziçi Üniversitesine atanan rektör ile ilgili "Bir kişinin siyasi kimliğinin olması suç değil" sözünün anımsatılması üzerine "Erdoğan ilk iktidara geldiğinde üniversite rektörleri nasıl seçiliyordu? Üniversiteler seçiyordu. 3 aday belirliyordu ve gönderiliyordu. Cumhurbaşkanı bunlardan birisini seçiyordu. Ne oldu 20 Temmuz'dan sonra? Seçim kaldırıldı, bir kişi üniversiteye rektör atıyor. 12 Eylül darbesi ile 20 Temmuz darbesi arasında hiçbir fark yok" dedi.
'SÖZLÜ SINAV KALDIRILMALI'
Kılıçdaroğlu, belediyelere personel alımında sözlü sınavların baz alındığı, son olarak CHP'li belediyelerin de dereceye giren itfaiye erlerini elediği ve bu şekilde personel aldığı iddialarıyla ilgili, "Kesinlikle mülakatı kaldırırım. KPSS'deki en yüksek puanı aldıysa onlar gerekli yerlere yerleştirilir. Gerekirse biz CHP olarak bir genelge çıkarırız bu konuda. Sözlü sınavların kalkması lazım. Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği yaptığım dönemde sözlü sınavların kaldırımı yönünde çaba harcadık. Torpil dediğimiz olay gerçekten doğru bir şey değil. Birisinin hakkını yiyorsunuz. Bütün mesele burada siyasi otoritenin kararlı olması lazım" ifadelerini kullandı.
FİKRİ SAĞLAR'IN SÖZLERİ
Kılıçdaroğlu, CHP'li eski milletvekili Fikri Sağlar'ın tartışma yaratan sözleriyle ilgili "Gereksiz bir tartışma. Herhangi bir değerlendirmem yok. Türkiye'nin gündeminde olmayan tartışmayı gündeme getirmenin hiçbir mantığı yok" ifadelerini kullandı.
'UMUDUN ÖNÜNE PARA KONULAMAZ'
Kılıçdaroğlu, SMA hastası çocuklarla ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamasının hatırlatılması üzerine de "Umut her zaman değerlidir. Umudun önüne para konulamaz. Para, umudu desteklemek zorundadır. Acaba karşı çıkanlar kendi çocukları aynı pozisyonda olsalardı karşı çıkarlar mıydı? Başkalarının çocuğunu kendi çocuğu gibi görmeyen insan devleti sağlıklı yönetemez. O annelerin dramını biliyorlar mı acaba o beyler? Para her şey değil. Her şey olan insandır. Her şey insan için yapılır. Siz eğer parayı öncelemişseniz insan ve insanın sorunları ikinci sıraya düşer. Acı olan ise bunun bir hekim tarafından dillendirilmesidir" değerlendirmesinde bulundu.
'GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEMLE İLGİLİ ÇALIŞMAMIZ VAR'
Kılıçdaroğlu, güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili çalışma yaptıklarını kaydederek, "Ön çalışmalar yapılıyor. Sadece parti içinde değil parti dışında da bu konuda yetkin insanlar var. Onların da zaman zaman görüşlerine başvuruyoruz. Sadece biz yapmıyoruz. Gelecek Partisi yaptı ilk çalışmasını. Millet ittifakını oluşturan diğer partiler de çalışmalarını yapıyorlar. Bu çalışmalar belirli bir olgunluğa ulaştıktan sonra belki ittifakı oluşturan diğer partiler bir araya gelip ortak metin çıkarabilirlerse, Türkiye'nin önüne bence güzel bir çalışma konmuş olacak" dedi. Kılıçdaroğlu, çalışmaların ortak değil bağımsız yapıldığını belirtti.
'HDP, BİR ÇALIŞMA YAPAR GÖNDERİRSE MEMNUN OLURUM'
Kılıçdaroğlu, HDP ile güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda yapılan çalışmalarda ortak bir temasta bulunup bulunmadıklarının sorulması üzerine "Bütün siyasi partiler bizim için değerlidir. Her siyasi parti güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili bir çalışma yapar gönderirse teşekkür ederiz. AK Parti de böyle bir şey yapar gönderirse ona da teşekkür ederiz. Güçlendirilmiş parlamenter sistem demokrasinin güçlendirilmesi açısından süratle kalkınması ve büyümesi açısından, siyaset kurumunun halka hesap vermesi açısından çok önemli. HDP böyle bir çalışma yapıyor mu bilmiyorum; ama yapar gönderirse bize memnun oluruz" dedi.
'İTTİFAKI OLUŞTURAN PARTİLERİN GENEL BAŞKANLARI AÇIKLAR'
Kılıçdaroğlu, güçlendirilmiş parlamenter sistem ile neyin kastedildiğinin sorulması üzerine şöyle dedi:
"Bundan neyi kastettiğimizi önümüzdeki günlerde her partinin genel başkanı kamuoyuyla paylaşacak. Sayın Akşener önümüzdeki grup toplantısında güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili kendi görüşlerini ifade edecek. Davutoğlu millet ittifakının içinde olmamakla beraber bir çalışma yaptılar ve paylaştılar. Bizim bir çalışmamız var, sürdürüyoruz o çalışmayı. Ana iskeleti ortaya çıktı ve ayrıntılar üzerinde kısmen duruyoruz. 'Hemen oturalım ve ertesi gün bunu sonuçlandıralım, kamuoyuyla paylaşalım' diye bir şey yok, bu belli zaman dilimi içinde olgunlaşarak gitmesi lazım. Bir parti olsa oturalım, 24 saat çalışalım; ama bir ittifak bunun üzerine çalışacak ve uzlaşacak sonunda. Bizim gösterdiğimiz özeni diğer siyasi partiler de gösteriyor ve o çevrede bakılacak değerlendirilecek. Daha sonra ne olur? Belli bir olgunluğa ulaştıktan ve genel başkanlar 'evet' dedikten sonra ittifakı oluşturan partilerin genel başkanları bir araya gelip bunu kamuoyuyla paylaşabilirler. Önemli olan niyettir. Darbe hukukundan arınmış birinci sınıf demokrasinin uygulandığı yaşama geçirildiği bir ülke olmak zorunda Türkiye."
'AŞIYA KARŞI ÇIKMAK DOĞRU DEĞİL'
Kılıçdaroğlu, aşı tartışmalarıyla ilgili ise "Aşı gelirse oluruz. Aşıya karşı çıkmak doğru değil. Bunun kararını doktorlar verir. Aşı konusunda açıklama yapmam doğru olmaz. Bu konuda açıklamayı yapacak olanlar hekimler, sağlık çalışanları; onların yapacağı açıklamaları dinliyoruz" dedi.
'SİYASİ PARTİLERİN KAPATILMASI DOĞRU DEĞİL'
Kılıçdaroğlu, HDP'nin kapatılmasına ilişkin tartışmalarla ilgili de "HDP'nin kapatılması çağrısı ve AK Parti'nin buna ses çıkarmaması AK Parti ile MHP arasındaki bir sorun. Kendileri oturup görüşsünler. Bizim görüşümüz anayasada gayet açık; siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Kapatılabilir mi? Kapatılabilir, darbe dönemindeyiz arkadaşlar, her şey yapılabilir. Bunlar doğru mu? Hayır, demokratik standartlarımızı geriye götürür. Var olan demokrasi kırıntılarını tamamen bitirir. Siyasi partilere her türlü eleştiriyi yaparsınız; ama kapatma yönüne giderseniz bu doğru değil" ifadelerini kullandı.
'BİR İFTİRA VAR'
Kılıçdaroğlu, partisinin Muğla milletvekili Süleyman Girgin'in vahşice katledilen Pınar Gültekin'in babasını arayarak davadan vazgeçmesi yönündeki iddialara ilişkin, "Bir iftira var. Sonuna kadar gidin ve hesabını sorun. Ses kayıtları varsa bunu isteyin. HTS kayıtlarını isteyin. Çünkü milletvekili o kadar açık ne net söyledi ki 'Bırakın CHP'den, vekillikten istifa ederim, ispatlasınlar' dedi. Daha ne desin bu adam? Önümüzdeki günlerde kamuoyu çok net olarak bilgilendirilecektir bu konularda" dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin taciz ve tecavüz iddialarıyla gündeme gelmesiyle ilgili de "Partileri, suç işleyen üyeleri üzerinden yargılamak doğru değil. Diyelim ki bir kişi gitti sokakta bir kişiyi dövdü, öldürdü, bıçakladı parti sempatizanı da olabilir. O suçu tutup partiye yıkmak kadar yanlış bir şey olamaz. Olması gereken ne? Kişi suç işlemişse savcının harekete geçmesi ve gereğini yapması lazım, artı suç işlemişse partinin de onun gereğini yapması lazım, gereğini yapıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
'TÜRKİYE'Yİ SARSACAK GÜZEL PROJELERİMİZ VAR'
Kılıçdaroğlu, CHP'nin hiç durmadan çalıştığını bildirerek "Yarın seçim olacak gibi çalışıyoruz. Türkiye'yi sarsacak güzel projelerimiz var. Bütün hazırlıklar yapılıyor. Toplumun önüne çıkacağız. Türkiye bu badireden nasıl çıkar. Kişisel olarak özel bir kariyer peşinde değilim Türkiye huzura kavuşursan bundan daha büyük mutluluğum olamaz" ifadelerini kullandı.