ANKA
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 2007 13:11
Önemli bir tarım ve turizm bölgesi olan İzmir Aliağa’ya, 18 yıl sonra yeniden gündeme getirilen kömürle çalışacak termik santral yapımı, CHP’yi harekete geçirdi.
CHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na (EPDK) bir dilekçe göndererek, söz konusu termik santralin yapımına yönelik başvuruların reddedilmesi talebinde bulundu. Dilekçesinde, 1989 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla aynı yerde kömürle çalışacak bir termik santral kurulması öngörüldüğünü anımsatan Anadol, Danıştay 10. Dairenin 1992 yılında söz konusu kararnameyi iptal ettiğini, 1004’te de Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nda iptal kararının onandığını vurguladı.
Anadol dilekçesinde, “Yıllar önce yargı kararıyla önlenen yanlışlığın, yıllar sonra tekrarlanması hukuk dışıdır, akıl dışıdır ve her türlü kamu yararı anlayışına terstir” ifadesini kullandı.
ÖZAL YAPTIRAMAMIŞTI
23 Ekim 1989’da dönemin Başbakanı Turgut Özal ile bir Japon konsorsiyumu arasında İzmir, Aliağa, Gencelli yöresinde ithal kömüre dayalı “yap-işlet-devret” madeline göre bir termik santral yapımı sözleşmesi imzalanmış, Bakanlar Kurulu kararı olarak 18 Ekim 1989’da Resmi Gazete’de yayımlanmıştı.
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 11 Kasım 1989’da aldığı kararla söz konusu Bakanlar Kurulu kararının yürütmesi durduruldu. 1990 yılında ise hükümet, İzmir Aliağa bölgesi sınırlarının belirlenmesi ve bu bölgede yer alan özel mülklerin acele kamulaştırılmasına ilişkin yeni bir kararname çıkardı. Serbest bölge kurmayı içeren bu kararın aslında termik santrali kurmaya yönelik olduğu öne sürüldü.
Söz konusu karar aleyhine Kemal Anadol tarafından açılan davada Danıştay 10. Dairesi 1992 yılında yürütmeyi durdurdu ve ardından da Bakanlar Kurulu kararının iptal etti. 10. Dairenin bu kararı 1994 yılında Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nca onandı.
SENARYO YENİDEN SAHNEDE
Kemal Anadol, uzun yıllar süren hukuk mücadelesi sonunda vazgeçilen Aliağa’ya termik santral yapma planının yargı kararları hiçe sayılarak yeniden gündeme getirildiğini ifade ederek, kararın verildiği 1992’den bu yana yörede artan sanayi kuruluşları ve fabrikaların çevreye, insan sağlığına, yörenin tarım ve turizm birikimine verdiği zararın daha da arttığını belirtti. Yanlış yer seçimlerinin bilanço hesaplarının çok üstünde zarara yol açtığını belirten Anadol, bu tür yatırımların ülke tarımı, hayvancılığı, balıkçılığı ve turizmi dikkate alındığında götürdüğünün getirdiğinden fazla olduğunu kaydetti.