CHE Bir erkeÄŸin güzel yüzü.Leke düÅŸmemiÅŸ efsane.(CHE'nin kemiklerini DNA testleri marifetiyle teÅŸhis ediliÅŸinin üzerinden biri sene geçti... Nasıl derinden

Güncelleme Tarihi:

CHE Bir erkeğin güzel yüzü.Leke düşmemiş efsane.(CHEnin kemiklerini DNA testleri marifetiyle teşhis edilişinin üzerinden biri sene geçti... Nasıl derinden
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 08, 2000 00:00

CHE Bir erkeÄŸin güzel yüzü.Leke düşmemiÅŸ efsane.(CHE'nin kemiklerini DNA testleri marifetiyle teÅŸhis ediliÅŸinin üzerinden biri sene geçti... Nasıl derinden sarsılmıştık!.. Bir yıl sonra, ABD'nin Küba'ya uyguladığı neredeyse "ezeli" ambargo da kalkıyor. Artık Amerikalı gençler de, Che'nin her köşe başındaki posterlerinin süslediÄŸi Hvana caddelerinin keyfine varabilecekler. Onlara gıpta ediyorum.)Ocak 1999'dan 14 Haziran 1928'e bakış...Bir erkeÄŸin güzel yüzü... FotoÄŸrafını aylardır seyrediyorum. Zihnimde tek bir sual: "Bir erkek, nasıl bu kadar güzel olabilir?" Nedir bir erkeÄŸi güzel kılan? Kaşı gözü mü, boyu posu mu? Gücü kuvveti mi? Parası mı? Bunların hepsine bir arada sahip olursa, oh ne âlâ memleket! Ama, asıl güzellik orada deÄŸil... Adam size neyi ilham ediyor? DeÄŸerleri, idealleri ne?CHE... "Hey Ahbap...", "Dostum..." ya da "YoldaÅŸ..."Dünya, 39 sene sonra, "hiç yaÅŸlanmayacak" bir efsaneye dönüşecek CHE ile, 14 Haziran 1928'de, Arjantin'in Rosario kentinde tanıştı.Ä°ki sene sonra, tüm hayatı boyunca hiç peÅŸini bırakmayacak astıma yakalandı. DoÄŸru dürüst nefes alamayan, astımlı bir gerilla... Dalga geçer gibi, önce atlet, sonra doktor, en sonra da daÄŸları mesken tutan devrimci oldu.Ä°lkbaharda gelip sonbaharda geçen kuÅŸlara uydu. Åžarkıdaki "AÅŸkım... Sakın, sen kuÅŸlara uyma!" yakarışına raÄŸmen, 40'ına varamadan göçtü. En güzel kuÅŸlar, en çabuk gider!Ä°stediÄŸin kadar isyan et. Ne fayda? "Nereden ve nasıl gelirse gelsin... Ölüm, hoÅŸ geldi, sefa geldi" demiÅŸti. Bolivya'nın ABD yanlısı diktatörü Barrientos'un askerleri, onu ve arkadaÅŸlarını 7 Ekim 1967 gecesi Churo BoÄŸazı'nda kıstırdığında.Yakalandığında yaralıydı, bacağından. Sıradan askerlerdi onu ele geçirenler, inanamadılar önce. Namı, ÅŸanı daÄŸları tutmuÅŸ efsane ile nasıl baÅŸa çıkacaklarını bilemediler. Sorguya çekmeye yeltenen çavuÅŸun yüzüne tükürdü Che. Bir köy okulunda tahta sıranın üstüne yatırmışlardı, aniden kapı tekmelendi. Cellatlarını gülümseyerek karşıladı Che.Kalbura çevirdiler onu. Ama, yüzüne bir tek mermi bile isabet etmemiÅŸti. Dünya alem inansın diye cesedinin fotoÄŸrafı çekildi, dört bir yana dağıtıldı. Tebessümü hiç solmamıştı. Ölümü hoÅŸ gelmiÅŸ, sefa gelmiÅŸti.Bizim taksicilerimizin dediÄŸi gibi, genç ölmüş, cesedi yakışıklı olmuÅŸtu: ruhundaki güzelliÄŸin yansıması..."Ä°yi birer devrimci olmaya gayret edin. Çok çalışın, iyi öğrenin ve doÄŸanın üstesinden gelmeyi baÅŸarın."Åžunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın ki, önemli olan devrimdir. Ve bizler, teker teker ele alındığımız zaman hiçbir ÅŸeye deÄŸmeyiz... En çok istediÄŸim ÅŸey, yeryüzünün hangi bölgesinde olursa olsun, her türlü haksızlığa karşı, bütün varlığınızla ve her zaman isyan etmenizdir. Bir devrimcinin en mükemmel niteliklerinden biri budur..." (Eylül, 1965)CHE'nin Castro'yu, Küba'yı ve oradaki devrimi fikren terkedip bacaklarının arasında Rocinante'nin kemikleri fırlamış saÄŸrılarını hissedip elde kalkan yollara düşmeye karar verdiÄŸi zaman, çocuklarına yazdığı veda mektubundan...Evet... YüreÄŸi yüce, ruhu yüce ve idealleri yüksek, güzel bir adamdı.CHE... Sapına kadar Latin Amerikalı ve... Komünist."Aranızda ekonomist var mı?"Fidel, Che ve arkadaÅŸları daÄŸdan inip Btista rejimini devirmiÅŸler. Ortalık toz duman... Ancak, memleketi, bir ÅŸekilde idare etmek gerekiyor. Bu gereklilik, hem "idare-i maslahat" hem de sahiden "yönetmek" anlamında. Hükümet kurulacak, saÄŸda solda, eli yüzü düzgün bakan aranıyor."Ekonomist" arayışı da bu sebeple. O gürültü patırtı arasında, Ernesto Che Guevera, lafı yanlış anlıyor. "Komünist" arandığını sanıp elini kaldırıyor.Sen misin elini kaldıran?Lahzada kendini "ekonomi bakanı" olmuÅŸ buluyor. "Durun, yapmayın, etmeyin... Ben doktorum yahu..." , dinleyen yok. Merak eder dururdum, saÄŸlık bakanı olsa hadi neyse de Che niye ekonomi bakanlığı yaptı ki, diye. Ne zaman, Murat Belge bu "öykü-efsane"yi anlattı, iÅŸ anlaşıldı.O devrim günlerinin akıl ÅŸaşırtan heyecanına raÄŸmen, genç devrimciler -hiç olmazsa- uzman ehil adam arama basiretini göstermiÅŸler. Babamın 27 Mayıs günlerine iliÅŸkin bir öyküsü, çok küçük yaşımda dinlediÄŸim halde, tüylerimi hep diken diken etmiÅŸti. Çok net hatırlıyorum: babam 27 Mayıs ertesinde kanun diye yayınlanan metinlerin ufak not kağıtlarına çiziktirilip genelkurmayda onaylandığını anlatmıştı.Che açısından asıl sorun ekonomi uzmanı olmayışı deÄŸil, bir masanın arkasında büyük bürokrat edasıyla oturmasının imkansızlığı idi. Hayranlarını heyecana salan, ruhunun paslanmasına asla izin vermeyen yanı.Salvador Allende'nin sözleri de Che'nin "bir başına" karakterini yansıtmıyor mu?"Yüksek mevkilerde bulunmuÅŸ çok kiÅŸi tanıdım. Fakat yalnızca iki kiÅŸi beni derinden etkiledi: Çu-en-Lai ve Che!"Ä°kisinin de gözlerinde bir ÅŸeyler vardı: Her ikisi de bir iç güce sahipti; saÄŸlamlık ve ironi vardı. Sohbet anında, kumandan (Comandante) Guevera'yı gözlersem, o daha aÄŸzını açmadan, ne söyleyeceÄŸini bilirdim. Onun gözleri, genellikle ÅŸefkatini ve yalnızlığını ele verirdi."Yalnızdı... 20. Yüzyıl'ın bir fedaisi olup devrimci savaşı kazansa da, onu izleyen süreçte, iktidarda kalabilmenin gerektirdiÄŸi (ya da, düpedüz dayattığı) sapmalara iltifat etmeyip sosyalist kimliÄŸini ve kavgasını sürdürüp de yalnız olmamak mümkün mü?Çok akıllı, sezgileri çok güçlü ve gerçekçiydi. Seneler evvel, Bolivya daÄŸlarında tuttuÄŸu günlüğü yayınlandığında bir nefeste okumuÅŸ ve bir kitap tanıtma yazısı hazırlamıştım. Tüyler ürpertecek kadar gerçekçi idi: daha insanca yaÅŸasınlar diye uÄŸrunda mücadele verdiÄŸi köylülerin, gün gelip üç kuruÅŸ para için kendisini ihbar edeceÄŸini çok iyi biliyordu.(Ölüm ne zaman, ne ÅŸekilde gelirse gelsin. HoÅŸ geldi, sefa geldi.)Nitekim, onu ihbar eden köylülerin çocukları, otuz sene sonra, bu sefer kemikleri bulunduÄŸunda, öldürüldüğü köye düzenlenen turistik gezilerden para kazandılar. Kolları sıvayıp boy boy posterlerini basan, Che tişörtleri satan Amerikalı giriÅŸimciler (!) de ufak çapta köşeyi döndüler. Che'yi neredeyse sıradan bir Hollywood star'ına döndüreceklerdi. Piyasa ekonomisinin yaklaşımına göre, olaÄŸanüstü güzelliÄŸi ve gençliÄŸi buna pek müsaitti.Lakin, gönüllerde taht kurmuÅŸ, lekesiz bir efsane ile baÅŸa çıkmak kolay deÄŸildi. DNA testleri sayesinde, otuz sene sonra Che'ye tekrar kavuÅŸmuÅŸtuk. Gazetede otuz yıldır hiç görmediÄŸim fotoÄŸrafına rastladığımda hemen kestim. Fotokopide büyülttüm, bir karta yapıştırdım. Ama, iÅŸyerinde, anında kıskançlık: "Jülide Hanım, bu fotoÄŸrafı faksın önüne koyarsanız, kağıt çıkışı engellenir." Güya, teknik bir itiraz. FotoÄŸraf hemen oradan alındı, ama daha "muhterem" bir yere kondu: Sevgilimin, Canım'ın fotoÄŸrafının yanına.Mazur görmeli. Che kıskanılmayacak biri miydi? Mümkünsüz... Canım Sevgilim kıskanmadı. Ama, Fidel Castro'nun hayatı boyunca onun efsanevi güzelliÄŸinin gölgesi altında yaÅŸadığına, böylesine evrensel çapta sevilmesine gıpta ettiÄŸine eminim.Ä°ktidar, her zaman feÅŸmekanca ülkeyi on yıllarca yönetmek demek deÄŸil ki. Che öldüğünde ailesine beÅŸ kuruÅŸ para bırakamamıştı. YüreÄŸi sevgi dolu olduÄŸu halde, sevgisini de doÄŸru dürüst gösterememiÅŸti. Fakat, daima kitlelere, özellikle de gençlere, sevgiyi ve o devrimci coÅŸkuyu ilham etti.Herkese, "Che yaşıyor..." dedirtti.Åžimdi, bir fotoÄŸraf düşünün.Saçlar dağınık... DaÄŸ başında çekilmiÅŸse, belki kirli, yaÄŸlı bile. Ne gam? SergüzeÅŸt hali bile, hatta alındaki azıcık açılmış alan da güzelliÄŸini bozamıyor. YaÅŸanmış, kazanılmış... Hem de doyasıya yaÅŸanmış... GömleÄŸinin yakası az açık, baÄŸrı görünüyor. YumuÅŸacık dökülen gömleÄŸi, simasının tüm tatlı kıvrımlarını tamamlıyor.ErkeksiliÄŸini gizleyemeyen yumuÅŸacık dudaklar, ÅŸefkat yüklü gözler, profili zarif burun, çenesinin estetik üçgeni. Hani, neredeyse, imkansızı baÅŸarmış.Oysa, asıl imkansız olan, Latin Amerika'da devrimi sonuna kadar götürebilmekti.Puroyu tutuÅŸu ise, nasıl zarif. Hem Latin Amerika'da devrim ateÅŸini yakacak, hem dünya emekçilerini kurtaracak, hem de keyifle purosunu tüttürecek... Fidel Castro'nun kalın entellektüel varlığına karşın, Che'nin ince parmakları ile hayatın güzel yönlerine dokunuÅŸu, inanılmaz. Ä°nsan, yüzüne bakmaya kıyamıyor.Bu fotoÄŸraf çekildiÄŸinde, herhalde ben henüz bir lise öğrencisiydim. Che daha "adil" bir dünya istiyordu. Ãœniversitede hepimiz solcuyduk. Ben hâlâ solcuyum. Ä°nandığımız deÄŸerler eskimedi, nasıl ulaÅŸacağımızı her zaman net olarak göremesek de, hayatımıza bir hedef ve kıymet kazandıran ilkelerin hepsi canlı.Che, ÅŸanslıydı; erken öldü. Bunu seçmiÅŸti, zaten. Leke düşmemiÅŸ deÄŸerlerimizi bugün de temsil ediyor.Kalbura döndürdükleri cesedinden, kimileri para kazandı; kitleler ise ona inandı.Che'yi öldüremediler iÅŸte.CHE'nin kitapları ile ilgili bilgiye ihtiyaç duyanlar da olabiilir diye:"Küba'da Sosyalizm ve Ä°nsan" (1965, 1967) (El Socialismo y el hombre en Cuba)"Gerilla Harbi" (1960, 1967) (La guerra des guerillas)Veee...Ölümünden sonra yayımlanan Bolivya Günlüğü.Jülide ERGÃœDER - 8 Eylül 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!