Güncelleme Tarihi:
John R. Chandler, ABD'nin ünlü eğitimcileri arasında... Özel Koç Lisesi ve İlköğretim Okulu'nun genel direktörlüğünü yapıyor Chandler. Türkiye için Chandler'i ikna edenler ise zekalarından etkilendiği Harvard'lı iki Türk kızı...
‘TÜRK çocukları daha çok ve daha disiplinli çalışıyor. Matematik ve fen bilimleri alanlarında iyi sonuçlar alıp başarılı oluyorlar. Türkiye'de lise son sınftaki çocuklar büyük stres yaşıyor. Sınavlar, Türk eğitim sisteminde çok etkili.’
Bu sözler Amerika'da uzun yıllar eğitimcilik yaptıktan sonra, 15 yıl bir okulun müdürlük görevini üstlenen, şimdi ise Özel Koç Lisesi ve İlköğretim Okulu'nun genel direktörlüğünü yapan John R. Chandler'a ait.
4 yıldır Türkiye'de görev yapan Chandler, Türk öğrencilerin çok akıllı olduğunu ve disiplinli bir çalışma içinde bulunduğunu söylüyor. Chandler, ‘‘Eğitime çok önem veriyorsunuz. Bir bağlılık var. Amerika'da eğitime olağan bakılıyor. Burada ise veliler çocuklarına iyi bir eğitim için çaba harcıyor, bunu önemsiyorlar. Çocuklar da bu beklentileri geri çevirmiyor. Disiplinli çalışma var’’ diyor.
Amerikan ve Türk eğitim sistemini kıyaslayan Chandler, ‘‘Batıdaki eğitimde çocuklar daha eleştirel bakış açısına sahipler. Kendi formüle ettikleri soruları cevaplandırıyorlar. Öğretmenler sadece rehberlik ediyor. Eleştirel bir yaklaşım söz konusu. Soruları araştırarak yanıtlıyorlar. Türkiye'de ise öğretmen merkezli bir eğitim var’’ diyerek, Batı eğitim sisteminin kuvvetli yönlerini açıklıyor.
Chandler, Türkiye'yi tercih etmesinde iki Türk öğrencinin etkili olduğunu belirterek şunları söylüyor:
''ABD'de 15 yıl boyunca bir özel okulda müdürlük görevi yapıyordum. Yeni bir okul deneyimi üzerinde düşünmeye başladım. Ülke dışına çıkmayı düşünmüyordum. Ancak, Harvard'daki iki öğrenci beni Türkiye'de çalışmaya ikna etti. Şimdi ayrılmak istemiyorum.''
Herşey tek sınava odaklı
Türkiye'de çalışmaya başladığı zaman umduğundan çok daha iyi bir okulda bulunmanın mutluluğunu yaşayan Chandler, en çok 'son dakika değişiklikleri'nden şikayetçi oluyor. Chandler, kendisini şaşırtan bir unsurun da üniversite sınavları olduğunu belirterek şunları söylüyor:
KAZAYLA EĞTİMCİ OLDU
‘‘Öğrenci okulunu iyi dereceyle bitirse bile hemen ardından özel dersaneye yöneliyor. Her iki ülkede de lise son sınıf öğrencileri stres yaşıyor. Herşey tek sınava odaklı. Bizde pek çok faktör devreye giriyor. ABD'de herşeyi tek sınava bağlamak mümkün değil. Notlar, öğretmen referensları, sosyal aktiviteler ve sınav etkenlerden birkaçı.’’
53 yaşındaki Chandler, yönetici olduğunu kabul etmiyor, okulda da hala derslere giriyor ve ‘‘Her zaman öğretmenim’’ diyor. 'Kazayla' öğretmen olduğunu söyleyen Chandler'in mesleğe başlangıcını da şöyle anlatıyor:
‘‘Lise son sınıfta hukukçu olmaya hazırlanıyordum. Kazayla eğitimci oldum. Bir gün eski öğretmenlerimden biriyle karşılaştım. Onunla eğitim şekilleri üzerinde tartışmaya girdim. Bu tartışma çok uzun sürdü. Ancak, o kadar etkilendim ki eve geldiğimde ona bir mektup gönderdim. Söylemek istediklerimi tek tek anlattım. Bunu ona gönderdikten sonra rahatladım. Çalışmalarıma döndüm. Aradan 6 hafta geçti. Öğretmenimin çalıştığı okuldan bir mektup geldi. Bana liseden davet teklifi vardı. Üniversiteyi bitirdikten sonra okulda çalışmamı, hedeflerimi ve eğitim felsefemi orada gerçekleştirmek istediklerini belirtiyorlardı.‘‘
Evli, 3 çocuk babası John R.Chandler, Türkiye'yi ve insanlarını çok sevdiğini belirtiyor. Ege ve Akdeniz sahillerinin tutkunu olduğunu söyleyen Chandler, ‘‘Yemekleriniz çok iyi, ama birine gitmeden iyi egzersiz yapmak gerekir’’ diyor.
DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYOR
Chandler, ‘‘Özel Koç Lisesi ve İlköğretim Okulu'nda çalışmak benim yaptığım en iyi işlerden biri. Yaptığım en heyecan verici, ödüllendirici, doyurucu , bana hoş duygular kazandıran bir işi burada yapıyorum. Geri dönmeyi düşünmek bile istemiyorum’’ diyor.
Türk dilinin bazı özelliklerini çok beğendiğini söyleyen Chandler, 'Canım','Afiyet Olsun', 'Ellerinize sağlık' deyimlerini çok zengin buluyor.