Güncelleme Tarihi:
Akgün Kuyumculuk'un patronu Süleyman Akgün, geçtiÄŸimiz günlerde Türkiye'nin en büyük cezaevi özel sektör yatırımını gerçekleÅŸtirdi ve Mardin Midyat Cezaevi'ne bir fabrika kurdu. Yakın zamanda cezaevindeki istihdamını 60 kiÅŸiye çıkarak olan Akgün'ün hedefi 80 kiÅŸiye ulaÅŸmak. Buradan çıkan ürünler ise hem yurtiçine hem de yurtdışına pazarlanacak...Â
Akgün ile hem bu ilginç ve cesur teÅŸebbüsünü, hem de Türkiye'deki gümüş takı sektörünü, fırsatları ve hedeflerini konuÅŸtuk.Â
Midyat Cezaevi'nde gümüş takı üretimi
Â
HERÅžEY TURÄ°STÄ°K BÄ°R GEZÄ° Ä°LE BAÅžLADI
- Cezaevinde üretim yapma işi nereden çıktı?
 Â
Aslında biraz ilginç oldu. Aklımızda hiç böyle bir proje yoktu. Ben 5 günlük bir turistik ziyaret için Mardin ve Midyat bölgesine gitmiÅŸtim. Oraya kadar gitmiÅŸken, baÅŸsavcı arkadaşımdı, ona da uÄŸradık. Bana 'biz burada mahkumlar için birÅŸeyler yapmayı düşünüyoruz, siz de yardımcı olur musunuz? dedi. Hatta  gelin bu iÅŸi siz yürütün diye bir teklifte bulundular.Â
Sonra cezaevini gezelim dedik. Beraber geziyoruz cezaevini, iki tane masa atmışlar ortaya, birşeyler yapmaya çalışıyorlar.
Â
- Üretim yapılıyor muydu orada?
Eren GÃœLER YAZIYOR |
Hayır, cezaevi idaresi almış, birşeyler öğretmeye çalışıyormuş. 3-5 kişilik bir grup, yine böyle gümüş konusunda birşey öğrenmeye çalışıyor. Bir ticaret filan yok ortada.
Â
Neticede bize 'bu işi yapar mısınız?' dediler, biz de yardımcı oluruz dedik. Birkaç makine veririz, bilgi veririz gibi düşündük ama daha sonra 'burası tamamen size çalışsın, siparişleri siz verin, makinaları koyun' noktasına geldik. 'İşyurtları Kurumu olarak sizinle karşı karşıya gelip böyle bir işbirliğine gidelim' dediler.
- Neden kendileri yapmadı?
Â
Çünkü kurum onlara öğretse bile satacakları bir kesim lazım. Nasıl satacaksınız? Bu defa 'siz getirin istediğinizi üretin, mahkumlar çalışsınlar, biz de kurum olarak sizin muhattabınız olalım' dediler.
Â
- Siz de kabul ettiniz...
Â
Biraz zorlama ile tabii, hatta ciddi bir zorlama ile 'evet' dedik. Neticede başsavcı çok samimi arkadaşımdı kıramadık. 200-250 bin dolarlık yatırımla cezaevine girdik.
Â
Sonuçta Midyat turistik ziyaretten çıktı bütün bu olay. Anlayacağınız bir turistik geziden bu işi yapmaya mahkum olduk...
HEDEFİMİZ 80 KİŞİ ÇALIŞTIRMAK
Â
- Görüşmeler ne kadar sürdü?
Â
Görüşmeler 6 ay sürdü. Yılbaşında tüm makinaları içeriye koyduk ve hemen ardından eğitim işine girdik. Şimdi de üretime başladık.
Â
- Üretim tesisi cezaevinin içerisinde mi?
Â
Cezaevinin içerisinde yaklaşık 200 metrekarelik iki katlı bir yer vardı, makinalarımızı oraya koyup bir üretim atölyesi oluşturduk. Tamamen kuyum üretimine uygun bir yer oluşturduk.
Â
- Sadece mahkumlar mı çalışıyor?
Â
ÖRGÜT MENSUPLARINI ÇALIŞTIRMIYORUZ
- Mahkumları nasıl seçiyorsunuz?
Â
Mahkumları cezaevi yönetimi seçiyor. Önce kendi istekleri var mı, çalışmak istiyorlar mı ona bakıyorlar. Yönetim seçtikten sonra biz tekrar eğitime alarak el becerisi var mı, yetiştirebilir miyiz, ona bakıyoruz. Kuyumculuk işi ona uygun mu, öğretebilir miyiz? Eğer öğretebilirsek devam ediyoruz, yoksa değiştiriyoruz.
Â
- Mahkumun suçu önemli mi?
Â
Biz bireysel suçlarla içeri girmiş insanları alıyoruz. Örgüt mensubu olanları çalıştırmıyoruz.
SİGORTA DA VAR MAAŞ DA ÖDÜYORUZ
Â
- Mahkumlara ne kadar ödüyorsunuz?
Â
HEPSİ ÇOK İSTEKLİ, İYİ NETİCELER ALIYORUZ
- Mahkumların ürettiği işten ve becerilerinden memnun kaldınız mı?
Â
Bir kere çok istekliler. Hepsinin gözlerinde ışıltı var. Neticede 3-4 metrekarelik bir koÄŸuÅŸta yaÅŸayacaklarına dışarıda bir fabrikada çalışıyormuÅŸ gibi 200 Â
metrekarelik bir alanda çalışıyorlar. İş elbiselerini giyiyorlar, rahat, nezih ve tertemiz bir ortamda çalışabiliyorlar.
Â
Kendileri işi öğrenmek için çok gayret safediyor. Çünkü işi öğrenemeyen, bu konuda becerisini gösteremeyen geri dönmek zorunda. Geri dönünce de koğuşunda kalacak, çalışma bölgesine gelemeyecek... Koğuşunda kalınca hem alacağı ücretten hem de sigortadan olacak. Ayrıca günlerini koğuşta geçirmek zorunda kalacak.
Â
Sonuçta bu tür bir çalışma onlar için bir nevi dışarıda olma hissi yaratıyor. Yatağında yatıyor, sabah geliyor, işe başlıyor, öğlen yemeğini yiyiyor, sonra tekrar koğuşuna dönüyor... Böylece cezaevinde bulunma modundan çıkmış oluyor. Bu da mahkumlar için son derece önemli...
Â
Çok gayretliler ve iyi neticeler alıyoruz. Ben 7-8 ayda netice alırım derken, 3 ayda benim tahmin ettiğim yere geldiler.
Â
- Mesai saatleri nasıl?
Â
Sabah 8.30 akÅŸam 17.30.
BU İŞİN ESAS KISMI SOSYAL SORUMLULUK
- Cezaevinde üretim yapmanın size ne avantajı var?
Â
YENİ TEKLİFLER VAR AMA BEKLEMEDEYİZ Sonuçta teklif var. Tabii bizim düşüncemiz de var ama soru işaretleri de var. Günümüz koşulları, Mardin'de 80 kişi çalışıyor olacak, aynı şeyi Kartal'da da yapabilir miyiz yapamaz mıyız gibi konuları devamlı düşünüyoruz. Şu anda beklemedeyiz. |
- Cezaevinde hangi tür ürünleri üretiyorsunuz?
Şu anda bayan yüzük, küpe, bileklik ağırlıklı üretiyoruz.
Â
- Yani daha kolay ürünler mi?
Â
SEKTÖRDE BİR KARADENİZLİ... - Bu sektörde Karadenizli fazla değildir. Sizin Akgün Kuyumculuk maceranız nasıl başladı? Ben makina mühendisiyim. Üniversiteden mezun olduktan sonra 1986'da eniştemle ortak olarak firma kurduk ve işe başladım. 94 yılında da kardeşimle ortak olarak burayı kurduk. 2000'e kadar ufak çaplı bir firmaydık ama bu tarihten sonra imalatı da ekledik. Bizim imalat geçmişimiz çok değil, fakat 22 senedir piyasa tecrübemiz var. İmalatı kurarken en son teknoloji ile kurduk. Sıfırdan başlarken böyle büyük bir yatırım yaptık. İtalyan ve Japon makinalar getirdim ve 100 kişi ile imalata başladık. Yani biraz iddialı başladık. Millet yavaş yavaş büyür ama biz bu işi büyütürüz deyip hızlı girdik. |
- Buradan çıkan ürünler belirli bir bölgeye gidiyor mu?
Â
Oradan çıkan ürünleri gönderdiğimiz kesin bir yer yok. Önce buraya getiriyoruz. Pazarlamasını buradan yapıyoruz. Müşteri grubumuza siparişlerine göre gönderiyoruz. Yurtiçine de yurtdışına da gönderiyoruz. Önümzdeki dönemde ise Silver Point mağazalarımızın içine ufak bir bölüm yapıp orada sergileyebiliriz.
TAYLAND'DA DA FABRÄ°KAMIZ VAR
Â
- Kaç tane üretim tesisiniz var?
Â
Midyat'la beraber 3 olduk. İstanbul Demirkapı'da ve Tayland'da da fabrikalarımız var. Demirkapı'da 100'ün üzerinde eleman çalışıyor. Yıllık 6-6.5 ton ürün kapasitemiz var. Has gümüşü götürüyoruz ve bitmiş şekilde 6.5 ton ürün alıyoruz. Bunun da yüzde 90'ı ihraç ediliyor.
Tayland'da ise 60 kiÅŸi çalışıyor. Oradaki fabrikayı üç yıl önce kurduk.Â
- Tayland'da tesis kurmak nereden çıktı?
Â
Orada elişçiliği daha gelişmiş durumda. Türkiye'de ağırlıklı olarak teknolojiyi, orada ise el emeğini kullanıyoruz. El işçiliği çok fazla olan modelleri orada üretiyoruz ve böylece maliyetleri de düşürebiliyoruz. Çünkü orada işçilik daha ucuz.
Â
Bir de gümüş deyince dünyanın bir numaralı merkezi Tayland. En çok üretimin yapıldığı ve en fazla çeşidin üretildiği ülkeler arasında yer alıyor. Haliyle tüm toptancılar ve alıcılar Tayland'a gidiyor.
Biz de eğer orada bir merkezimiz olursa Türkiye'ye gelmeyen toptancılarla Tayland'da buluşuruz ve oradan Türkiye siparişlerini alırız diye düşündük. Düşündüğümüzde de çok başarılı olduk. Projemiz tamamen dediğimiz noktada uygulanmış oldu. Çok önemli müşterilerle buluşma şansımız oldu. Oradan siparişi alıyoruz, burada üretiyoruz ve dünyaya ihraç ediyoruz. Yani bir nevi o noktadan hem oraya hem buraya çalışıyoruz...
BÄ°ZÄ°M ESAS PAZARIMIZ AVRUPA
- Akgün Kuyumculuk olarak sektörde neredesiniz?
Â
İhracatın toplam ciro içerisindeki payı yüzde 70 civarında. Toplam 58 ülkeye ihracat yapıyoruz. En büyük pazarımız ise Almanya. Biz çok kaliteli ürün yapıyoruz ve ağırlıklı olarak Avrupa'ya çalışıyoruz. İşe başlarken de hedefimiz buydu zaten.
Biz kalitenin üzerinde çok duruyoruz ki satışımız rahat olsun. O yüzden piyasanın şartları bizi fazla etkilemiyor. Her sene yaklaşık yüzde 20 büyüyoruz.
KÜLTÜR SEVİYESİ ARTTIKÇA GÜMÜŞ KULLANIMI DA ARTIYOR
- Türkiye'de gümüş takı satışları ne durumda?
Â
Son zamanlarda beyaz altının çıkması, gümüşü bir miktar daha öne çıkardı. Sonuçta beyaz altınla gümüşü ayırmanız mümkün değil. Sadece pırlanta olursa taştan dolayı anlarsınız. Bu benzerlik de satışları önemli oranda artırıyor.
Â
Bir de kültür seviyesi yükseldikçe, tercihler deÄŸiÅŸiyor. Daha önce Anadolu'da altın hem takı hem de yatırımdı. Ama ÅŸimdi gençler altın istemiyor. Evlenirken bile 'tamam ben yüzük takarım, ama baÅŸka birÅŸey istemem' diyor. Takı olarak artık gençler gümüşü tercih ediyor ve bu tercih gümüş takı satışlarını artırıyor.Â
Â
Sektör her sene yüzde 20-25 büyüyor... Bence sektörün önü açık. Türkiye gümüş sektöründe yavaÅŸ yavaÅŸ ciddi bir konuma geldi. Dünyada ilk 5-6 ülkeden biriyiz.Â
Â
- Ya ihracat?
Geçen sene yüzde 26 arttı. Toplam ihracat 60 milyon doların üzerine çıktı.Â
- Sektörde en güçlü ülke hangisi?
Makina zinciri olarak düşünürsek en büyük Ä°talya. Ama kuyum, yani yüzük, kolye, küpe bazında Tayland. Üçüncü Çin, dördüncü Hindistan, sonra da biz geliriz.Â
Ama toplam ciroda her zaman İtalya birinci çıkar. Çünkü orada gümüş zincir üretimi çok fazla.
Tasarım olarak da İtalya önde zaten. İtalyanlar bu konuda modayı belirleyici konumda.
GÜMÜŞ YÜZÜKTE FUL ÇALIŞIYORUZ
Â
- En çok sattığınız ürün nedir?
Â
Avrupa'da gümüşe kayış çok hızlı. Gümüş kullanımı Türkiye'den çok daha fazla yaygın. Ya gümüş ya da bujiteri kullanıyorlar. Altın kullanımı da var ama çok fazla değil. Çünkü bir altın aksesurara ödeyeceğiniz paraya 10-15 tane ayrı gümüş aksesuar alabiliyorsunuz. Her türlü kullanım için ayrı ayrı takabiliyorsunuz.
Â
Altın yatırım aracı olmaktan çıkınca gümüşe yönelim çok arttı.
Â
- Gümüşü hammadde olarak nereden getiriyorsunuz?
Â
Kütahya Etibank tesislerinde üretiliyor. Ayrıca ithalatçı firmalardan alıyoruz. Çünkü Etibank'taki üretim talebi karşılamıyor.
Â
- Rezervde en büyük kim?
Â
En büyük rezervler Güney Afrika'da. Altın da gümüş de en çok oradan çıkıyor. Avrupalı ÅŸirketler oradan alıyor, biz de onlardan ithal ediyoruz.Â
SÄ°LVER POÄ°NT Ä°LE PERAKENDEYE GÄ°RÄ°YOR
- İstihdamı artırmayı düşünüyor musunuz?
Bir miktar daha artırdık zaten Mardin projesi ile. Şimdi pazarlama ağını genişleteceğiz. Ayrıca Silver Point adı altında perakende zinciri kuruyoruz. Bu bir miktar daha mal çekmemizi sağlayacak ve haliyle üretim kısmımızı da güçlendireceğiz.
Â
Bu sene hedefimiz 10 mağaza kurmak. Şu anda Şehr-i Bazaar'da ve Depozite AVM'de varız. Diğer yerlerle görüşmelerimiz sürüyor.
Â
- Sadece alışveriş merkezlerinde mi açacaksınız?
Â
Hayır, caddelere de ineceğiz. Bayilik yöntemi ile büyüyeceğiz ama önce 10 yer açıp kendimiz test etmek istiyoruz. Bu kendi yerlerimizde nasıl gidiyor, kar oranları, cirolar nedir, hangi ürünler gidiyor, bunlara bakacağız. Önce test mağazalarımıza bakıp sonra bayilik vermeye başlayacağız.
Â
-Bayilik şartları nedir?
Katılım payı almayacağız. Gümüşle ilgili tecrübe de aramıyoruz. Ama yatırımcı ruha sahip olmalı. Ortalama 50-60 bin dolara bir mağaza açılabiliyor.
Â
Bayilerimizi fazla zorlamadan, kendi ailemizden biri gibi görüp ortak kazanacağımız bir noktaya doÄŸru gideceÄŸiz. Sadece kendimiz kazanalım amacında deÄŸiliz. Â
Â
Her sene 10-15 civarında bayilik verecğiz. Sadece istanbul'da kalmayacağız, Anadolu'ya da yayılacağız. şu anda 30'a yakın talep var ama biz bekletiyoruz. Çünkü önce test etmemiz lazım...