Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bugün görüşen Enver İbrahim cezaevi sürecini ve Türkiye-Malezya ilişiklerini Hürriyet'e değerlendirdi. İşte o söyleşi;
-Ülkenizde 60 yıllık bir iktidarı, hem de cezaevindeyken sandıkla (seçimle) yıktınız. Bunun sırrı neydi ?
Her zaman halkın karar verme gücüne inancım olduğunu söylemiştim. Bu başarıyı elde edebilmek tüm zorluklara tüm zahmetlere karşı direnerek gösterdiğimiz mücadele içinde 20 yılı aldı. Sabır, bu ülke için direnç ve herşeyin daha iyiye dönüşeceğine ilişkin umut bu değişimi bu başarıyı elde etmeği sağladı.
-Siyasi hayatınızda bir çok defa cezaevine girdiniz.Hiç yılgınlığa düştüğünüz, cesaretinizi ve mücadele azminizi kaybettiğiniz oldu mu ? Bu zor dönemlerin üstesinden nasıl geldiniz ?
Bir insan olarak, birey olarak ümitsizlik hissettiğiniz anlar olabiliyor. Ama ,Allah'a inanıyorsunuz aynı zamanda. Ve Kuran'ın size getirdiği, ilettiği mesajı da biliyorsunuz. Ben de bu inançla bu tür zorluklar üstünden geldim.
-Geçmişte verdiğiniz bir mülakatta, İslamın siyasetteki rolü konusundaki bir soruyu şöyle tanımlamışsınız, "Adlarına , "İslami" ibaresi koyduktan sonra halklarına en temel insan haklarını tanımayan yönetimlere saygı duymam" Aradan geçen yıllar içinde bu kavram üzerine koyduğunuz yeni bir tanımlamanız var mı ?
Bu ifademe bugün daha fazla sahip çıkıyorum ve daha güçlü bir biçimde inancımı koruyorum. Eğer bir yönetim, bir idare başında islami ibaresi taşıdığı halde insan haklarına ve adalete saygı duymuyorsa, Müslümanların ve gayri Müslümanların hayatlarını ve haklarını korumuyorsa biz buna nasıl İslami diyebiliriz. Bu ikisinin arasındaki ayrımı güçlü bir şekilde yapmamız gerekir.
-Adalet ve hukuk kavramları Enver İbrahim için neyi ifade eder ? Bu kavramların ülke siyasetleri açısından anlamı nedir ?
Müslümanım, Maleyzyalım, Rahmet-il alemin prensibine inanan bir insanım. Adalet nereden çıkıyor? Alemlere rahmet olan bir rabbe inanmış olmamızdan çıkıyor. İnsan hakları nerden çıkıyor? Yine alemlerin rabbi olan bir yaratıcıya inancımızdan ortaya çıkıyor. İnsanlara daha iyi bir hayat sunma gayretimiz nerden çıkıyor ?.Alemlere rahmet olan bir yaratıcıya inancımızdan çıkıyor.
Her insanın adil bir muameleye tabi olması gerektiğini düşünüyorum. Bu bir hukuk devleti içinde yaşamak ile orman kanuna bağlı bir yaşam arasındaki fark. O nedenle toplumsal hayatın temelinde adalet ve adaletin dayanacağı bir prensibi olarak hukuk olmalıdır.
-Sizi hapse attıran, Necip Rezzak ile ilgili suçlamaları ve iddiaları serinkanlı bir tavırla ve üstüne basa basa adil bir soruşturma yapılması gerektiğini söyleyerek değerlendiriyorsunuz.
Bu hassasiyetiniz de kendi yaşadığınız hukuksuzlukların etkisi var mı ? Cezaevinden önceki Enver İbrahim ile cezaevi hayatı sonrası Enver İbrahim arasındaki fark nedir ?
Necip beni hapse attırdı. İlk haftalarımda da bir hücrede ve yerde yatmam sebep olan bir muameleye tabi tuttu. Ben bir reformistim ve adalete inanıyorum. Kendisi gayri adil ve zalimce davranmış olsa da onun hakkında yapılacak soruşturma , kovuşturma ve yargılamanın adalet temelinde yapılması gerektiğini söylüyor ve savunuyorum.
-Ülkenizde, "akraba kayırmacılığı, korumacılığı, yandaşlık gibi siyaset içindeki kirliliğe duruşunuz net ve tavırlı. Bu kavramların siyasete ve ülkelere olumsuz etkisi nelerdir ?
Bu tür şeyler çok başka ülkelerde de ABD ‘de Avrupa’da da gözlemlenebiliyor. Ama bizim durumumuz bu tür konular sonucunda fonlardaki şirketlerdeki milarlarca dolarlık yanlış yönetildiğini yönlendirildiğini gördük. Benim görevim bundan sonra bu tür hastalıklara problemlerle mücadele ederek bunların olmamasını sağlamaya çalışmaktır.
-Önemli bir seçim arifesinde Türkiye'desiniz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşeceksiniz. Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkileriniz ne düzeyde? Kendisini nasıl bir siyasetçi ve lider olarak görüyorsunuz. Türkiye'de oluşunuzun gerekçesi nedir ?
Seçinler Türkiye'de yakın. Ben gerçeği ve doğruyu söylemek zorundayım. Tayyip bey ile son 30-40 yıldır yakın bir dost ve kardeş gibiyim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'yken neler yaptığını çok iyi biliyorum. Ülkenin lideri olarak benimle ilgili en güçlü desteği ve serbest bırakılmam için en güçlü çağrıyı Tayyip bey yapmıştır. Necip Rezzak ile yaptığı her toplantıda, "Enver neden hala hapiste ve serbest bırakılmıyor" diye sormuştur. Bu işin kişisel tarafı.
Ama bunun bir de politik tarafına bakalım. Tayyip bey hala İslam dünyasının çok büyük bir bölümünde en güçlü ve en popüler lider. Malezyada, Hindistan’da, Endenazyo'da , bu ülkelerin hepsinde çok güçlü bir lider. Neden ? Çünkü bu ülkelerde yaşayanlar biliyorlar ki tek bir ses var ki gayri adil muamelelere maruz kalan fakir, imkanları olmayan insanların seslerini duyuracak tek ses Tayyip beyin sesidir. Filistin’de, Asya’nın çok uzak bir köşesinde, Mısır’da, İsraile karşı olsun ABD’ye karşı olsun. Doğru işler yapmayanlara karşı en yüksek ve en güçlü ses Recep Tayyip Erdoğan’In sesidir. Bunları söylediğim için eleştirilebileceğimi biliyorum. Çünkü Türkiye’deki bazı eleştirilerden haberdarım.
-Türkiye'de öteden beri, "Türkiye Malezya olur mu ?" sorusu tartışılır. 60 yıllık bir iktidarı yıktığınız için de son günlerde bu soru Türkiye'de tekrar konuşuluyor. Siz bu tartışılan soruyu nasıl değerlendirirsiniz ?
Biz bunu Necip’e karşı yaptık. Çünkü o ülkenin kaynaklarını çalıyordu. Ve kötü bir hükümet idare gösteriyordu. Tayyip bey bizim Malezya’da yapmamız gerektiğini düşündüğümüz şeyleri hem dahili politika hem de uluslararası politika da zaten yapıyor. Bundan ötesi sizin iç politikalarınızdır. İstediğiniz kadar tartışabilirsiniz. Demokratım ,bunların hepsine saygı duyarım. Geçen hafta Londra'da bir toplantıdaydım. Başka liderler vardı. "Neden Tayyip beyle arkadaşsınız ?" diye bana sordular. Tayyip bey yüksek bir sesle Müslüman dünyası için çığır açtı. Siz gidip milyonlarca Endonazya'lıya Tayyip beyin kötü olduğunu söylerseniz, milyonlarca Endonazyalı size güler"