Cezaevinde linç davası başladı: Belli olmasın diye vücuduna vuruyorlardı

Güncelleme Tarihi:

Cezaevinde linç davası başladı: Belli olmasın diye vücuduna vuruyorlardı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2018 12:10

Balıkesir Kepsut L Tipi Cezaevi’nde kalan Ulaş Yurdakul’un diğer mahkumlar tarafından dövülerek öldürülmesine ilişkin davanın görülmesini başlandı.

Haberin Devamı

Sanık Mehmet Alkan, Yurdakul’un her gün dövüldüğünü anlatarak, “Belli olmasın diye vücuduna vuruyorlardı. Gözü morarmasın diye buz tedavisi yapıldı. Ulaş’a uyku hapı veriyorlardı. Ayağa kalkacak hali kalmıyordu” dedi. Alkan, Yurdakul’un ölümünden bir gece öncesinden itibaren ve can verdiği saate kadar dövüldüğünü kaydetti. İdris Çakmak da “İki no'lu odada kafasına vurmuşlardı. Sırtında, testislerinde şişlik vardı. Banyoda çekpasla dövdüler” şeklinde konuştu.

Cezaevinde linç davası başladı: Belli olmasın diye vücuduna vuruyorlardı



Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, altısı tutuklu dokuz sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması 29 ve 30 Mart’ta görüldü. Sanık ve tanıklar; Ulaş Yurdakul’un ölümüne ilişkin şunları anlattı:

Mehmet Alkan: İki numaralı odadan sürekli darp sesleri geliyordu. “Neden böyle yapıyorlar” diye sorduğumda “Acıma, acınacak hale gelirsin” denildi. Her gün dövüyorlardı. Yüzü belli olmasın diye vücuduna vuruyorlardı. Gözü morarmasın diye sabaha kadar buz tedavisi yapılmıştır. Uyku hapı veriyorlardı. Ayağa kalkacak hali kalmıyordu. Bu nedenle altına yaptı. İnfaz koruma memurları Serkan Evran’a “Bunu iyi dövemiyorsunuz, sizi şikayet ediyor, koğuşa girmek istemiyor” demiş.

Haberin Devamı

Bir önceki gece iki numaralı odadan sesler geliyordu. Odaya girdiğimde, Ulaş’ı dövmediler. Sabah 8’de sayıma kalktım. Ulaş kalkamadı. Uykudan mı, dayaktan mı, ayırt edemiyorum. Yatağını kirletmişti. Saat 11’de Ulaş’ı odaya getirdiler. Bir şeyler kırılıyor gibi ses geliyordu. Odaya girdiğimde yerde İbrahim Armağan ve Recep’in Ulaş’a yumruk ve tekme attığı gördüm. Nihat Şen ve Serkan Evran sandalyede oturuyordu. Ulaş ses çıkartınca sigara istiyor diye düşündüler. Bu halde bile sigara istiyor diye söylenerek vurdular. “Su istiyor abi” dedim. Serkan “Rol yapma lan” diyerek göğsüne 4-5 tekme attı.

Aydın “Daha ölmemiş” diyerek, üzerine bastı. Yükün tamamını ayağına verdi. Hatta Ulaşın kafası ile ayakları yerden kalkar gibi oldu. Ulaş hareketsiz yatarken İdris ve Bülent odaya girdi. Nihat “Götürün, yıkayın” dedi. Ulaş’ı banyoya götürdüler. İnliyor, konuşamıyordu. Serkan hepimizi odaya çağırdı. “Ulaş’ı ben dövdüm. Banyoda ayağı kaydı düştü. Memurlar sorarsa böyle söyleyin” dedi. Nefes almadığı fark edilince zile basıldı.

İdris Çakmak: Banyoda Ulaş kafasını yere çarpmadı veya kafasına vurmadılar. İki no'lu odada kafasına vurmuşlardı. Banyoya geldiğinde kaşında açıklık vardı. O sabah Ulaş’ın banyosunu ben yaptırmıştım. Sırt kısmında ve testislerinde şişlik vardı. Banyoda çekpasla dövdüler.
Murat Sevim: Nihat Şen, Ulaş’la ilgili ‘Bunun dağa çıktığını, eğitim aldığını biliyor musun’ dedi. Ulaş’ın siyasi içerikli konuşmasına şahit olmadım. Ulaş günlük dayak yiyordu. İki numaralı koğuşa girmeye çalıştığımda kapısı tutuluyordu. Ulaş’ı içeride dövüyorlardı.

Haberin Devamı

‘Müdürü uyardım’

Tanık İsmail Yıldırım da Yurdakul’a işkence yapıldığını belirterek, “Müdürlere çıkıp durumu arz ettim. Ulaş’ı alıp hastaneye götürmelerini istedim. Ben o tarihte iki kişinin ellerine, iki kişinin ayaklarına bastığını, hayalarına vurulduğunu hatırlıyorum. Ulaş’a eziyet ediliyordu. Birinci ve ikinci müdüre söyledim” dedi. Taner Yücedağoğlu da “Ulaş sayım ve yemekte darp ediliyordu. Ulaş’ın kimseye zarar verdiğini görmedim. Siyasi içerikli söylemine şahit olmadım” dedi. Bir sonraki duruşma 31 Mayıs’a bırakıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!