Güncelleme Tarihi:
Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, Yatağan termik santrali gibi devlete ait Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu bulunmayan, eski teknolojiyle çalışarak çevreyi kirleten çok sayıda kuruluş olduğunu belirterek, "Bunları özelleştirelim, özelleştiremiyorsak teknolojilerini değiştirelim, değiştiremiyorsak bedava verelim" dedi. İzmir Büyük Efes Oteli'nde 2 gündür devam eden 4. Çevre Şurası sona erdi. Aytekin, Yatağan Termik Santrali'nde bugün yaşanan sorunların geçmişe dayalı olduğunu belirterek, tesisin, Çevre Bakanlığı kurulmadan önce faaliyete geçtiğini söyledi. Aytekin, santralin bu nedenle bir hakkı olduğuna işaret ederek, "Ama insanları, doğayı ve çevreyi kirletme hakkı yok" dedi.
Eski teknolojilerden kurtulmalıyız
Yatağan Termik Santrali ve benzeri kuruluşların ÇED raporu alması gerektiğini ifade ederek, santrallerin çevre değerlerini göz önüne alarak kurulmasının şart olduğunu kaydetti. Yatağan Termik Santrali'ne benzer devlete ait bir çok kuruluşun çevreye zarar verdiğini anlatan Aytekin, şöyle konuştu:
"Yalnız Yatağan Termik Santrali değil, Türkiye'de bu şekilde çevreye ve insanlara zarar veren birçok kuruluş var. Hepsi de çok eski teknolojilerle kurulmuş ve kirletmeye devam ediyorlar. Bu kuruluşlar özelleştirme safhasında olduğu için yatırım da yapılamıyor, teknolojileri değiştirilemiyor. Devlet burada büyük sıkıntı yaşıyor. Bunları bir an önce özelleştirelim, özelleştiremezsek teknolojilerini değiştirelim, değiştiremezsek bunları bedava verelim. 10 milyon dolara sattığımız tesis için, 20 milyon dolar çevreyi ve doğayı temizlemek için harcayacağız belki. Bu nedenle özelleştirelim, bedava verelim. Bize daha büyük faydası var."
Çevreyi kirleten bu tür kuruluşlardan süratla kurtulmak gerektiğini söyleyen Aytekin, "Bu tesisleri bedava verelim, bize çevresel açıdan daha büyük faydası var. Bunu sizin sayenizde yetkililere ve ilgililereduyurmuş olayım" diye konuştu.
Koordinasyon şart
Çevre Bakanlığı'nın diğer bakanlıklarla koordineli çalışmak zorunda olduğunu belirten Aytekin, çevre konusunun ulusal değil uluslararası önemi olduğunu bildirdi. Çevre Bakanlığı'nın halkla yakın olduğunu, tüm gelişmeleri ve konuları paylaştıklarını belirten Aytekin, halkta da çevre bilincinin çok geliştiğini ve bunun da çalışmalarına destek verdiğini ileri sürdü. Aytekin, bundan sonraki süreçte de çevre sorunlarını halka anlatmaya devam edeceklerini kaydederek, bakanlığının bazı ekonomik sıkıntıları olduğunu, ancak bunları yurtiçive yurtdışı kaynaklarla gidermeye çalıştıklarını ifade etti.
4. Çevre Şurası'nın yüksek katılımla gerçekleştiğini ve ele alınan konular açısından da çok büyük etkinliği olduğuna değinen Aytekin, "Bugüne dek yapılan çevre şuraları içinde en yüksek katılımlı ve çok bilinçli katılımcıların iştirak ettiği bir şura oldu" dedi. Şurada ele alınan ve tartışılan konuların ulusal ve uluslararası çevre politikalarına yön vereceğini bildiren Aytekin, İzmir halkından, yerelyöneticilerden ve kamu görevlilerinden de şuranın başarılı geçmesi için büyük destek aldıklarını anlattı.
Şuradan notlar