Güncelleme Tarihi:
Kurum, katıldığı gayriresmi AB Çevre Bakanları toplantısının ardından Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği'nde basın toplantısı düzenledi.
Kovid-19 ile mücadelede çevre faktörünün önemine dikkati çeken Bakan Kurum, "Pandemi sürecinde de gördük ki insanımızın sağlığını korumanın yolu, çevre sağlığını korumaktan, doğal alanları, tabiat varlıklarımızı korumaktan geçiyor." dedi.
Berlin'deki toplantıda "AB iklim değişikliği hedefinin yükseltilmesi ve Avrupa'nın Paris Anlaşması'na katkısı" ile "Kovid-19 ve Küresel Biyoçeşitlilik Politikası" konularını görüştüklerini aktaran Kurum burada sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre için yapılması gerekli olan hususları masaya yatırdıklarını ve Türkiye'nin bu konuda tecrübelerini paylaştıklarını ifade etti.
Kovid-19 salgınının insanlığa sağlık, gıda, ilaç, temiz hava ve su ihtiyacı için sürdürülebilir bir çevrenin gerekli olduğunu gösterdiğine işaret eden Murat Kurum, şunları kaydetti:
"Yasa dışı yaban hayatı ticareti, biyokaçakçılık, doğal kaynakların aşırı tüketimi, atıkların kontrolsüz yönetimi gibi faaliyetler, biyoçeşitlilik kaybına neden olmaktadır. Biyoçeşitlilik kaybı; iklim değişikliği ve kirlilik, bulaşıcı hastalıkların küresel düzeyde salgınlara neden olmasında da rol oynamaktadır. İşte bu sebepten, Kovid-19 sürecinde özellikle çevre, iklim ve pandemi bağlantısının iyi analiz edilmesinin gerekliliğini ifade ettik."
Salgınla dünyanın adeta sessizliğe büründüğünü, sanayinin durduğunu hatırlatan Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, "Üretim azaldı, ulaşım durma noktasına geldi. Dünyamız adeta nefes aldı. Havamız ve sularımız hızla temizlendi. Hayatın 7/24 devam ettiği şehirler adeta birer 'Cıttaslow' yani 'Yavaş Şehir' oldular. Küresel çapta yenilenebilir kaynaklara olan talep arttı. Ülkemizde de fiziksel mesafenin artırılması, sokağa çıkma ve seyahat gibi kısıtlamalar sadece sosyal hayatımız üzerinde değil çevre üzerinde de çok büyük etkileri olmuştur. Pandemi bize iklim değişikliği ile mücadele için gerekli olan değişimin aslında mümkün olabileceği gerçeğini göstermiştir." değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE EŞİT MUAMELE GÖRMÜYOR
Kurum, AB iklim değişikliği hedefinin yükseltilmesi ve Avrupa'nın Paris Anlaşması'na katkısı konuları çerçevesindeki toplantıda ise Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele konusunda uluslararası arenada benzer gelişmişlik düzeyindeki ülkelerle eşit muamele görmediğini anlattığını dile getirdi.
Murat Kurum, Türkiye'ye uygulanan muameleyi haksızlık olarak niteleyerek, "Bu konuda, birebirde herkesin desteklediği çok haklı bir talebimiz var. O da BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin gelişmiş ülkelerin yer aldığı Ek-1 listesinden çıkmak. Toplantıda Ek-1 listesinden çıkmak için haklı gerekçelerimizi tekrar dile getirme fırsatı bulduk. Türkiye olarak ancak bu talebimiz yerine getirildiğinde diğer ülkelerle adil bir iş birliği ortamının sağlanacağının altını özellikle çizdik. Biz ülke olarak, dünyamızı ilgilendiren sorunları çözmek için çok önemli projelere imza atıyoruz. Bunlardan en önemlisi de İklim Değişikliğiyle Mücadele." diye konuştu.
YENİLENEBİLİR ENERJİDE KURULU GÜCÜMÜZ 2011'DEN BUGÜNE 45 BİN MEGAVATIN ÜZERİNE ÇIKTI
Kurum ayrıca, Türkiye olarak 2030 yılında 246 milyon ton, 2012-2030 yılları arasında ise toplam 1 milyar 920 milyon ton sera gazı emisyonunu önlemiş olacaklarını belirtti.
Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) simülasyonu ve taslak iklim kanunu hazırlıklarını da başarılı bir şekilde yürüttüklerini açıklayan Bakan Kurum, şunları kaydetti:
"Bugün Türkiye'nin 7 bölgesi için ayrı ayrı İklim Değişikliği Eylem Planları hazırladık. Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı kapsamında çalışmalarımızı başlattık. 30 Büyükşehir belediyemizde Yerel İklim Değişikliği Eylem Planı'nın (YİDEP) hazırlanmasını hedef olarak belirledik. Bu doğrultuda mevzuat hazırlığımız sürüyor. Gururla söylüyorum; özellikle yenilenebilir enerjide geldiğimiz nokta, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelesinin en önemli göstergelerinden biri olmuştur. Yenilenebilir enerjide kurulu gücümüz 2011'den bugüne 19 bin megavattan 45 bin megavatın üzerine çıkmıştır. Bu alanda Avrupa'nın 6'ncı, dünyanın 13'üncü ülkesiyiz."
Türkiye'de plastik kirliliğini önlemek için plastik poşet kullanımını yüzde 80 oranında düşürdüklerini ve içecek ambalajlarına zorunlu depozito uygulamasını getirdiklerini hatırlatan Murat Kurum, "Kayıt dışılığı önlemek için Geri Kazanım Katılım Payı uygulamasını başlattık. Sıfır Atık Mavi seferberliğimizle de deniz kirliliğini önlüyoruz. Türkiye olarak atıklarımızı geri dönüştürüyor, asla doğaya bırakmıyoruz. Bugün geri kazanım oranımız yüzde 13'lere çıkmış durumda. 2023 yılına kadar geri kazanım oranımızı en az yüzde 35'e çıkaracağız. Ülkemizdeki korunan alan büyüklüğümüzü yüzde 9'dan, OECD ortalaması olan yüzde 17'ye çıkaracak çalışmalar yapıyoruz." şeklinde konuştu.
12 ÜLKEDE YURT DIŞI TAPU TEMSİLCİLİKLERİ AÇIYORUZ
Yurt dışında yaşayan vatandaşların Türkiye'de gayrimenkul alımını kolaylaştırmayı hedeflediklerini anlatan Kurum, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce başta 12 ülke olmak üzere temsilcilikler açacaklarını söyledi.
Yurt dışında yaşayan Türklerin ve yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye'den gayrimenkul alacakları zaman Tapu Müdürlüklerine giderek oradan işlemlerini yapabileceklerini anlatan Bakan Kurum, bunun yanında "Your Key Turkey" portalını açtıklarını ve Türkiye'de taşınmaz edinmek isteyenlerin her türlü güncel verilere, başvuru kanallarına ve süreçlere buradan ulaşılabileceğini belirtti.
Kurum, portalın İngilizce, Almanca, Arapça, Fransızca, Rusça ve İspanyolca olmak üzere 6 dilde hazırlandığını ve bu portal üzerinden vatandaşların ve yatırımcıların hukuki ve teknik tüm sorularına bir iş günü içerisinde dönüş yapıldığını ifade etti.
AZERBAYCAN'A DESTEK
Tüm dünyanın gözü önünde Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik hukuk tanımaz saldırılarına her gün bir yenisini daha eklendiğini kaydeden Murat Kurum, "Ermenistan'ın haktan ve adaletten uzak uygulamaları, tacizleri, bugün bölgede barışın ve huzurun önündeki en büyük tehdittir. Türkiye ve Azerbaycan iki devlet, tek millettir. Biz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, en derin kardeşlik ve dayanışma ruhuyla Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanındayız, yanında olmaya da her şart altında devam edeceğiz." dedi.