Güncelleme Tarihi:
İstanbul Topkapı Eresin Hotel’de Mimar ve Mühendisler Grubu’nun toplantısına katılan Güllüce, her şeyin fanatikliğinin kötü olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bazı ülkeler, Türkiye gibi kendilerine rakip gördükleri ülkelerde, çevre bilincini oranın gelişmesiyle ilgili bir kırbaç olarak kullanıyor. O ülkeler kendilerini geliştirmeyle ilgili hangi projeyi atarsa atsın, eğer öbürleri o ülkenin ilerlemesini, o noktaya sahip olmasını istemiyorsa, hemen bu enstrümanı kullanıyor ve o projeyi engellemeye çalışıyor. 3 bin rakımlı dağ köyünde yaşayan Hatice Abla’nın bile dünyanın en çevreci, hayvan ve insan haklarına saygılı hali vardır. Köylerde, analarımız, ninelerimiz, ‘Oğlum taş atma köpeğe, niye atıyorsun, hayvan hakkı, kul hakkından önce gelir’ der mi? Der. Dünyanın anasını ağlatacaksın, nükleer atıklarını getirip korsan korsan atacaksın, Afrika’yı çöplük haline getireceksin, şunu edeceksin bunu edeceksin... Bize çevreciliği öğretme. Sen 70’lerde bunu öğrenmişsin. Biz Kalu Bela’dan beri çevreciyiz. Çevreyle ilgili kimsenin bizden daha iddialı olması mümkün değil. Bir komutan bir şehri fethedeceği zaman bir köpeğin yavrusunu emzirdiğini görünce hayvanın yavrusunu emzirme konforunun bozulmaması için birliğini başka bir yerden o şehre sokuyor. O komutan Hazreti Peygamber. Hayvan hakkına bundan daha müşahhas ne gösterebiliriz. Sırtında sürekli kürk olanlar bize kalkıp da hayvan hakkı anlatmasın.”