Güncelleme Tarihi:
Hayali ihracata ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında açılan ''Örümcek Ağı Operasyonu'' davasının, Ankara 2 No'lu DGM'de görülmesine başlandı.
Davanın bugünkü ilk duruşmasına, ''çıkar amaçlı suçgütünün lideri'' olduğu bildirilen Erol Maks Kohen ile diğer tutuklu sanıklar Durmuş Kın, Orhan Miktad Kestane, Mehmet Oğuz Eruçan, Nail Tahsildaroğlu ve tutuksuz sanık Nilgün Sayıner ile avukatlar katıldı.
İddia makamında, duruşma savcısı Talat Şalk ile davayı açan Hamza Keleş yer aldı. Sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasından sonra Savcı Keleş, iddianameyi özetleyerek okudu.
Savcı Keleş, iddianamenin 71. sayfasına geldiğinde, çıkar amaçlı suç örgütünün, şirketlerin ihracat taahhütlerinin kapatılmasında yabancı uyruklu sanıklardan yararlandığını kaydetti.
Yabancı uyruklu sanıklar K. Halil Keisi, Mohammadreza Mashınchy, Mahmoud Eidan, Hasan Al Almad, Ayad Yakop ve Ahmet Ehsani'nin, Türkiye'de adres göstererek banka şubelerinde hesap açtırdıklarını, firmaların ihracat taahhütlerinin kapatılması için gerekli olan döviz girdilerini sağladıklarını ifade eden Savcı Keleş, ''Çıkar amaçlı suç örgütünün para hareketi, Türkiye bütçesinin yarısını karşılamaktadır'' diye konuştu.
İddianamenin okunmasından sonra, Erol Maks Kohen, savunma yaptı. Kohen, herhangi bir çete veya suç örgütü kurmadığını, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu ileri sürdü. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde kendisine ''fiske bile vurulmadığını, ancak ailesinin de içeri alınacağı yönünde tehdit edildiğini'' öne süren Kohen, ''(Sen bu çarkın içinde hiç kimsesin) dediler. Türkiye'de şu an önemli kişilerin isimlerini saydılar. (Bunların isimlerini ver, bunları kabul et. Seni serbest bırakacağız. Kabul etmezsen aileni getireceğiz. Bunları savcılık ve hakimlikte de devam ettireceksin) dediler. Ben de iftira atamayacağımı söyledim'' diye konuştu.
Kohen, emniyette ilk 3 gün yarım ekmek ve peynir verildiğini, son gün ise muz, fıstık ve fındık getirildiğini kaydetti.
Maliye müfettişlerin ''taraflı'' raporlar hazırladığını, döviz transferi yapmadığını ve sahte belge düzenlemediğini ileri süren Kohen, Sur-Tur Tekstil Şirketi ve Erya Şirketi'nin hukuki olarak sahibi olduğunu, diğer 29 şirketle ticari ilişkilerin dışında bir bağlantısının bulunmadığını savundu.
Firmalarının fason üretim yaptığını anlatan Kohen, ''İhracatlar hayali değil tümüyle gerçektir. Belgelerini sunuyorum'' diye konuştu.
Devletten haksız Katma Değer Vergisi (KDV) almadığını, hiç kimse ya da firma üzerinde baskı kurmadığını öne süren Kohen, tahliyesini istedi.
Mahkeme Başkan Hüseyin Eken, duruşmaya, öğleden sonra devam edilmek üzere ara verdi.
İddianamede, 85 sanık hakkında, ''çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve örgüt adına faaliyette bulunmak, bu örgüte yardım etmek, sahte evrak düzenlemek ve bu suça iştirak, nitelikli dolandırıcılık'' suçlarından 2 yıl ile 30 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları talep ediliyor.